Eğer biraz daha bu yorgunlukla, kafa karışıklığıyla sürdürmek zorunda kalırsam hayatımı kim bilir kimlerin kalbini kıracağım farkında olmadan. Ve eğer böyle şaşkın, el yordamıyla karanlıkta yönümü bulmaya çalışmaya devam edersem, kendi kalbimi nasıl kıracağımı da Tanrı bilir.
İnsan böyle yorgun ve isteksizken, böyle hayat coşkusunu rafa kaldırmışken sanıyor ki beyni refleks olarak yapması gerekenleri yapar. Sanıyor ki; bir süre ara verse de otomatik pilot devreye girer ve yaşam sürer. Ama insan bir noktayı atlıyor; otomatik pilot karşıdaki bulutların ipeksi dokusunu görmeden sadece ve sadece uçmayı düşünüyor.
Ne gelir elden daha fazla devam edemeyeceğini anladığında? Biraz dinginliğe, huzura ve belki biraz gündelik yaşamdan kaçmaya sonsuz ihtiyaç duyduğunda o otomatik pilotu devreye sokmaktan başka şansın var mıdır? Ve insan olmak bu kadar kolay mıdır? Bu kadar hudutsuz mudur akıl, kalp ve ruh... Hiç ara vermeden uçabilir mi?
Değildir elbet. Bin parçaya böler seni insan olmak. Bazen öyle çok parçaya bölünürsün ki bazı parçalarını bir yerlerde bile unutabilirsin. Ve o parçaları bir araya getirip yapıştırman gerekir ki elde bir gram yapıştırıcı kalmamıştır. Yapıştırıcı edinmek için hayattan biraz uzaklaşmak gerekir. Şöyle bir uzaktan bakmak ve bu arada kendi dağılmış parçalarını yapıştırcak o tutkalı bulmak...
Biraz tutkala ihtiyacım var bu ara galiba... Ve biraz da uzaklaşmaya... Hep böyle üstüme üstüme geldiğini hissettiğim hayata karşı yeni bir bakış edinmeye ihtiyacım var... Ve şu otomatik pilottan kurtulmaya...
Resim: http://adelhaida.deviantart.com/art/the-pilot-64642471
İnsan böyle yorgun ve isteksizken, böyle hayat coşkusunu rafa kaldırmışken sanıyor ki beyni refleks olarak yapması gerekenleri yapar. Sanıyor ki; bir süre ara verse de otomatik pilot devreye girer ve yaşam sürer. Ama insan bir noktayı atlıyor; otomatik pilot karşıdaki bulutların ipeksi dokusunu görmeden sadece ve sadece uçmayı düşünüyor.
Ne gelir elden daha fazla devam edemeyeceğini anladığında? Biraz dinginliğe, huzura ve belki biraz gündelik yaşamdan kaçmaya sonsuz ihtiyaç duyduğunda o otomatik pilotu devreye sokmaktan başka şansın var mıdır? Ve insan olmak bu kadar kolay mıdır? Bu kadar hudutsuz mudur akıl, kalp ve ruh... Hiç ara vermeden uçabilir mi?
Değildir elbet. Bin parçaya böler seni insan olmak. Bazen öyle çok parçaya bölünürsün ki bazı parçalarını bir yerlerde bile unutabilirsin. Ve o parçaları bir araya getirip yapıştırman gerekir ki elde bir gram yapıştırıcı kalmamıştır. Yapıştırıcı edinmek için hayattan biraz uzaklaşmak gerekir. Şöyle bir uzaktan bakmak ve bu arada kendi dağılmış parçalarını yapıştırcak o tutkalı bulmak...
Biraz tutkala ihtiyacım var bu ara galiba... Ve biraz da uzaklaşmaya... Hep böyle üstüme üstüme geldiğini hissettiğim hayata karşı yeni bir bakış edinmeye ihtiyacım var... Ve şu otomatik pilottan kurtulmaya...
Resim: http://adelhaida.deviantart.com/art/the-pilot-64642471
hepimizin buna gerçekten ihtiyacı var çok haklısın ama sanırım yazılarının gidişatından da anlaşıldığı üzere senin daha bir fazla... güneşe bak, her gün yeniden doğuyor:)
YanıtlaSilÇok doğru, güneşe bakmalı... Ben hep içinde boğulduğum denize bakıyorum şu ara galiba... Biraz başımı yukarı kaldırmalıyım...
YanıtlaSilBence tatile ihtiyaç var.En az bir aylık.Çünkü bir haftası ancak adaptasyon ile geçiyor.
YanıtlaSilTatile ihtiyaç var ama asıl önemlisi başka birşey galiba. Dün neden böyle aklımın yorgun olduğunu düşünürken zihnimin içinde birbirine dolaşmış pek çok şey olduğunu ve bu dolaşıklığı zamanında öngöremediğim için şimdi çözemediğimi farkettim. Önce bu sorunu çözmek gerek galiba. Kim bilir belki tatil bunu düşünüp halletmek için bir fırsat olur...
YanıtlaSilGerçekten de tatil şart. Özellikle sıcaklar da insan bünyesine öyle bir yükleniyor ki.
YanıtlaSilSıcaklar son damla be Cevval... Asıl zihin sürünüyor yerlerde...
YanıtlaSilTatil bir düş gibi... hem her düş gibi kısa süreceğini bildiğinden, hem de sanki sana ait olmayan bir hayat anını yaşıyormuşsun hissi verdiğinden. İşte bence tam da bu yüzden çok rahatlatıcı, çünkü kendinden ve içinde bulnduğun girdaptan uzaklaşmanı sağlıyor. Belki böylesi bir mola versen, o çözümsüz bulduğun yumaklar da bir bakmışsın çözülüvermiş, çöözülmese bile belki de çözme yolunu bulmuşsun... Ne diyim, benim de en çok ihtiyacım olan bu...
YanıtlaSilNe tuhaf ben de bu cumartesi günü bir vapurda hayat ı kendimce anlamlandırmaya çalıştım. moralim bozuldu. bırakıverdim.
YanıtlaSilZERO: Hayatı bir çember içinde gibi düşünürüm. Ve tatil o çemberin dışına çıkmak gibi. Bazen hayatlarımıza dışardan bakmalı girdaptan uzaklaşmalı. Yeniden o çemberin çapını kavrayabilmek ve içini gereğince doldurabilmek için.
YanıtlaSilVLADİMİR: Moralin bozulması iyidir. Hayır hayır saçmalamıyorum, gerçekten böyle düşünüyorum. Çünkü dikkat et ne zaman moralimiz bozulsa en küçük şeylere bile sevinmeye meylederiz. Küçücük şeyler mucize gibi gelmeye başlar. Yanılıyor muyum ne dersin?
Mancınıkla fırlatılıp atılmak istiyorum fulya... Orada nere düşersem düşeyim gideyim istiyorum aynı mekandan, aynı havadan:((
YanıtlaSilBu mancınık özlemini gayet iyi anlıyorum. Gideyim gerisi umrumda değil hallerini de...
YanıtlaSilWebmaster cok tesekkurler...
YanıtlaSilSelamlar Burcu