Nefis bir pazar öğleden sonrası. Yatağımın üzerine güneş ılık ılık vurmuş, yapmak zorunda olduğum hiçbir şey yok ve kararlıyım sadece bugün akıl sağlığımı korumak adına ne haber izleyeceğim ne de gazete okuyacağım. Güzel bir film izleyeyim dedim kendi kendime. İnterneti şöyle bir taradım, o günkü ruh halime uygun bir film buldum. Afişine baktım beğendim, konusunu okudum ilginç geldi. Hiç yapmadığım birşeyi yaptım ve filmin yorumlarına göz atayım dedim. Demez olaydım. Sayıp dökmüşler birbrilerine. "Vay efendim sen bu filmin nesini beğendin de beş yıldız verdin"ciler mi dersin, "anlamıyorsun sonra kötü diyorsun filme cahilsin"ciler mi demezsin birbirlerini kırıp dökmüşler. Akıllara ziyan.
Benim bildiğim, ki bu aralar ne doğru ne yanlış artık bilemiyorum, birşeyi beğenir ya da beğenmezsin, beğenmeyene "niye beğenmedin ulan" diye hakaretler yağdırmaz ya da "nesini beğendin bunun cahil salak" diye yerden yer vurmazsın. İzler karar verirsin, sana ne ayol kim nesini beğenmiş kim nesini beğenmemiş.
"Hele bak" dedim kendi kendime "Ne hale gelmişiz. Biri bir film çekmiş, birileri izlemiş, o izleyenler 'fırsat bu fırsat' deyip birbirlerine girmişler. Bu kadar mı tahammülsüz oldunuz bre insafsızlar? Futbol için birbiriniz kesmeniz, ağız burun kırmanız neredeyse doğal hale geldi, keza siyasi parti taraftarlığınız da öyle bari sanatı bulaştırmayın bu işe."
Yakında kitaplar, diziler (hoş bir ara kurtlar vadisi fanları vardı di mi?) şarkılar ve şarkıcılar da bu birbirine tahammülsüzlükten payını alabilir. "Vay efendim sen kimsin de Dostoyevski'ye laf ediyorsun", "Kafka okumayanı insan saymam kanka", "Ne Salman Rusdie mi okuyorsun seni kafir" gibi saç baş yolmalarla karşılaşabiliriz. Hiiiiç ama hiiiç şaşırmam. Birbirinin gırtlağına çökmek için fırsat arayan adam herşeyi kendine pek güzel alet edebilir.
Sanat insanın ruhunu inceltiyor derler ya. Emin misiniz? Belki de ruhunu inceltebilmesi, güzelleştirebilmesi için önce bir ruhun olduğunu yani insan olduğunu anımsaman gerekiyordur.
Resim: Eric Drass