Küçük bir çocukken kapı eşiğinde oturmaya bayılırdım. Elimde bir ekmek parçası, içinde yoğurt, gelip geçeni izler, her seferinde de bu keyif anneannemin "kapı eşiğinde oturma" lafı ile yarıda kalırdı. "Kapı eşiğine oturunca insanın kısmeti kesilir." der, bana ardı ardına bir bardak süt, sonra portakal, daha sonra fırından yeni çıkmış ekmekten bir parça verirdi. Bu kadar şeyi yedirdiği düşünülünce demek ki kısmet falan kesilmiyordu. Anneannem belki de gelip geçişini zorlaştırdığım için beni oradan yollamaya çalışıyordu. Bunun için beni kısmetimin kesilmesiyle tehdit ediyordu ama ben kısmet nedir onu bile bilmiyordum.
Anneannem, beni eşikten kaldırdığında, sokaktaki çocuklarla oynamak için gidiyor, bir süre sonra koşarak içeriye giriyordum. Her çocuk gibi ben de aceleci bir çocuk olduğum için içeriye girerken çıkardığım ayakkabılar ters dönüyor, bu kez de annem o terlikleri hemen çevirmemi yoksa işlerimin ters gideceğini söylüyordu. Sekiz yaşımdaydım ve sekiz yaşındaki bir çocuğun hangi işlerinin ters gideceğine kafa yoruyordum. Hem işler ters gitse ne olurdu ki? Çok olsa okulda Ali saçımı çeker, çocuklarla kocalamaca oynarken düşer dizimi kanatır, derslerden birinden zayıf alır, istediğim oyuncağı aldırmayı başaramaz ya da buna benzer şeyler olurdu. Ama yine de terlikleri ters çevirirdim. Bunu saçma bulduğum halde hala da çevirir, onları çevirirken de gülerim kendi kendime.
Bir de kara kedi meselesi var elbette. Biz öyle bir sokakta yaşıyorduk ki eğer kara kedi hikayesi doğru olsa aile tarihimiz faciaların tarihi olarak anılabilirdi. Çünkü, her yerden kara kediler çıkardı. Büyük erkek kara kediler, orta boy dişi kara kediler ve sayısını bilmediğim kadar çok yavru kara kediler. Hatta bazen anne ve yavruları hep beraber karşınıza çıkar, altın gibi beş çift göz, gözlerini sizinkine dikip sizi bu batıl inancın saçmalığına inandırmak için en masum hallerini takınırlardı. O nedenle asla kara kedinin uğursuzluk getirdiğine inanmadım. Bunun o canlılara yapılacak en büyük haksızlık olduğunu düşündüm hep. İşin ilginç yanı şimdilerde ne zaman bizim Diojen'i (bahçedeki kara kedimiz) görsem o gün nedense güzel birşey olur.
Elbette 13 sayısı var bir de. Girdiğim tüm sınavlarda hep 13 numaralı sıraya oturdum ben (her nedense) ve o sınavların hepsinden de beklediğimden çok daha iyi sonuçlar aldım. 13 sayısının uğursuzluğuna inanmadığım gibi tam aksine bana uğur getirdiğini düşündüm. Kara kedileri ve 13 sayısını, diğer insanların aksine hep sempatik buldum. Belki de sırf karşı durmak için bu ikisini zorla uğurlu hale getirmişimdir. Kendimi düşündüğümde bunun hiç de imkansız olmadığını biliyorum.
Ben batıl inançları komik ve sevimli bulurum. "Şeytan kulağına kurşun" deyip üç kez tahtaya vuranları, ceketinin iç cebinde annesinin taktığı nazar boncuğu taşıyan yetişkin adamları severim. Bunların kimseye zararı yoktur çünkü. Ama kara kediye uğursuz demek gibi bir canlıyı sırf rengi siyah diye yargılayan batıl inançları asla...
Not: Aynadaki Aksim'in mimine cevaben yazılmıştır.
Fotoğraf: Fantastikresimler
sevimli eğlenceli.
YanıtlaSilbugünlerde anneannen gözden.
:)
biraz da çocukluğun.
:)
tamam mim ama öyle işte.
:)
Sahi bu aralar çocukluğun sahillerinde çok dolaşıyorum ben de şimdi farkettim. Neden acaba?
YanıtlaSilolur bazen. belki kış nedeniyle belki de bugünlerde yetişkinlik sana keyif vermiyordur.
YanıtlaSilGüzel bir tespit. Bazen yetişkinlik sahiden bize keyif vermiyor.
YanıtlaSil''Kara kedileri ve 13 sayısını, diğer insanların aksine hep sempatik buldum. Belki de sırf karşı durmak için bu ikisini zorla uğurlu hale getirmişimdir.''
YanıtlaSilpek sevimli buldum ^^
batıl inanç taşımak uğursuzluk getirir derim hep ;p
YanıtlaSilÖnümden ne zaman kara kedi geçse o gün günüm şahane geçer, tecrübeyle sabittir kedicim:)
YanıtlaSilBeslediğim ve ölene kadar benle yaşayan bir kedimi Hayvanları Koruma Derneğinden sırf kapkara olduğu için almıştım. Tek bir beyaz tüyü bile yoktu. Ve ben o kapkara canavara "puff" gibi sempatik bir ad koymuştum.
YanıtlaSilBatıllık bunlar azizim:)
Çok gülümseyerek okudum yazıyı ama...
Ben de kedici bi saptama yapayım, en munis ve sevecenler karakediler arasından çıkar.
YanıtlaSilBenim de kendi kendime icar edip kendi hayatımı kendime dar ettiğim batış inançlarım vardı.. Biri hariç hepsinden kurtuldum. Uzun zamanımı aldı ama. Kurtuldum. 13 rüe, kara kedidiri, ayna kırılmıştır, merdiven altı geçilmezdir falan değil ama gicik şeyler. 4 ve sekiz rakamı ile biten ya da toplanmları dört ve sekizi veren sayıların uğursuzluk getirdiğine inandım uzun süre, akşam yatarken bir bardak sudan üç yudum su almazsam öleceğimi sandığım dönemler falan oldu. Geçti yarabbi şükür :)
YanıtlaSilAYNADAKİ AKSİM: Teşekkür ederim :)
YanıtlaSilMEFİSTO: Kesinlikle :)))
ÖZLEM: Öyle sevimli bir varlık zaten olsa olsa şans getirir değil mi?
SİSHYPHOS: Haklsın azizim :) Çok teşekkür ederim.
PSİKOPATİ: Bizimki biraz sinirli ama olsun. Kendine özgü bir havası var :)
VLADİMİR: Sevgili Vladimir öyle demek var olan batıl inançlarla yetinmeyip bir de yenilerini ürettin ha :) ŞAka bir yana rakamlarla benim de alıp veremediğim var. Mesela 3. Nedense hiç sevmediğim bir rakamdır. 9 ise şanslı bir rakam. Aslında düşündüm de ben de senin gibi batıl inançlar geliştirmişim. Mesela bir mavi kazağım vardı. İlk giydiğim gün çok kötü birşey yaşadım. Kazak ne zaman giysem kötü şeylerin işareti gibi gözüktü gözüme. İnatla giydim ve inatla kötü şeyler oldu. En sonunda ondan kurtuldum. Benim de senden geri kalır yanım yokmuş :)
Bana da halam kapı eşiğinde durma, iftiraya uğrarsın demişti. Hala kapının eşiğinde duramam, içime işlemiş resmen.
YanıtlaSilTahtaya ya da tahta yoksa kafama üç kez vurma adetimden yıllar boyunca asla vazgeçmedim.
Bayağı batılım ben yahu!
Sayın Orhan Hançerlioğlu'nun "İnanç Sözlüğü'nü" okuduğunuzda bu inançların kaynaklarını ve bazılarının ne kadar komik olduğunu göreceksiniz.Çocukken ıslık çalmama sinirlenen(Gürültüyü kafası kaldırmayan) Babaannem, ıslıkla şeytanları etrafıma topladığımı söylerdi.Dağıtmak için "Destur" demek gerekirmiş.Çocuk kafamla, bir ıslık, bir destur yaparak şeytanlara spor yaptırıyordum.:=)))
YanıtlaSilayni yazdiginiz gibi hissediyorum bende, ne guzel :) hatta bazen ters cikardigim kazagi, bile gulerek yuzune cevirip birakiyorum , tersliklerden korktugum icin :)
YanıtlaSilASLISIN: Şu iftira işi doğru olabilir mi diye düşünmekteyim Aslı. Zira hep kapı eşiğinde dururum ve dün akıllara durgunluk veren bir iftiraya uğradım :)
YanıtlaSilBESTAMİ BEY: Hemen edineceğim sözlüğü merak ettim. Şu ıslık meselesine getirmiş olduğunuz yoruma bayıldım :) Şeytana spor yaptırmak... Harika :)
ÖZLEM ANNE: Aslında bence annelerimiz derli toplu olalım diye ters çıkarmayın diyorlar. Annem hala der bana kazağını çorabını ters bırakırsan işlerin ters gider diye :)
Ben bilmem ve durmam:)) Sen de durma bence. Çocukluk korkularımı hortlattın yahu:)
YanıtlaSilkesinlikle, %100 ayni hamurdan :)
YanıtlaSilASLISIN: Hortlamasın Sevgili Aslı. Hayat bazen tuhaf tesadüflerle oyun oynar insana. Böyle diyelim biz buna :)
YanıtlaSilÖZLEM ANNE: :)
Bu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSil