Pek çok cümle kurabilirdim dün sabah. Şunun gibi: Hani herşey birleştirdiğin baş ve işaret parmaklarının bir hareketine bağlıymış gibi, sanki işaret parmağın baş parmağından kurtulup öne doğru hareket ettiğinde varolanı patlatıverecekmiş gibi. Ya da şu tür bir cümle: Dünya şu an patlasa o patlamaya ne hayret edecek halim var ne de üzülecek. Ama emin olun yine de anlatamazdım. O yüzden sadece şöyle dedim: "Hey, bugün kimse bana ilişmesin." İlişmediler de. Ben de böylece ne birini incittim ne de kendimi. Gün bitmesine bitti ya, nasıl bitirdiğimi bir ben bir de Allah bilir.
Bu sabah da pek çok cümle kurabilirdim. Şunun gibi: Kaybettiğin çok ama çok değerli birşeyi, uzun zaman bulamayacağını düşünürken o sabah uyandığında başucunda bulmak gibi. Ya da şu tür bir cümle: Gökgürültülü bir gecede uyuyakalmışken güneşli bir sabaha uyanmak gibi, umutsuzca perdeyi çekip gökyüzünün maviliğine bir kez daha şaşırmak gibi. Ama anlatmama gerek kalmadı. Çünkü şakıyor gibi çıkan sesimden, yüzümdeki aydınlıktan, kıpır kıpır bir o yana bir bu yana hareket etmemden herşey açık ve net ortadaydı.
Dünün acısının açıklanmaya kelimeler yetmezken bugünün neşesini açıklamak için kelimelere gerek duyulmaması ne tuhaf diye düşündüm. Hemen ardından da, "ben olsaydım, yani kendime dışardan bakan biri olsaydım, dün ve bugünü kıyaslayıp ne derdim acaba?" diye düşündüm. "Dengesiz" diyebilirdim. Evet, bir başkası benim dünümü ve bugünümü tıpkı benim gibi yaşamış olsa ben de tüm bu olup bitene dışardan bakıyor olsam bunu diyebilirdim. "İki uç arasında böyle gidip gelinemez." diye de kesin bir dille noktalardım sözlerimi.
Ama şimdi biliyorum ki insan iki uç arasında değil birer gün, birer saat arayla bile gidip gelebilir. Şöyle ki; eğer boynunuz sizi çıldırtacak bir şekilde ağrıyorsa, o ağrı boynunuzdan şakaklarınıza doğru arsızca yayılıp görmenizi bulandırıyor, başınızı duvarlara vurma isteği yaratıyorsa ve bu ağrı sırf o rüzgarlı sokakta on beş dakika kaldığınız için olmuşsa, bütün bunlar yüzünden günü zor geçirmişseniz, akşam eve gelir gelmez, merhemler, sıcak su torbalarından oluşan bir dizi tedaviye girişip uzun uzun uyumuşsanız ve bütün bunlar sonucunda sabaha bir bebek gibi uyanmışsanız o iki uç arasında seyretmenizden daha doğal ne olabilir ki? Bir günü dayanılmaz acı ile ertesi günü ise acının zerresi bile olmadan "vay be dün nasıl da canım yanıyordu, Bugün yeni doğmuş gibiyim" diyerek geçirirseniz pekala bütün bu sebeplerinizi bilmeyen birine dışardan dengesiz görünebilirsiniz. Ne de olsa herşeyin bir sebebi vardır. Ve yine ne de olsa herkes zaman zaman dengesini yitirir.
Özetle, insanoğlu için kullanılacak en aptalca hakaret sözcüğü "dengesiz"dir. Çünkü bu kadar pamuk ipliğine bağlı bir hayatta herkes her an dengesini yitirebilir ve herkes her an yitirdiği o dengeyi yeniden bulabilir.
RESİM: Sir Lawrence Alma-Tadema
:) bı gun bıgununu tutmaz bazen ınsanların, neguzelde anlatmıssın.. olaylar aynıdır aslında da, olaylara bakısın farklı olur..buda bakıs acısı işte:)
YanıtlaSilsevgıler..
:) Bu konuya beni kobay olarak ortaya atabilirsin kedim. Sabah çil horozla uyanıp geyik kovalayan bu Adam, gece olunca rolantisi tutmuş şimendifer gibi hüzün katarları çekiyorum dibe, derinlerime. Ben kendime bu yüzden alınırım diye yazılarımda dengesiz demektense Düşkün telafuzunu uygun gördüm. Adam bu özelliğinin olduğunu anladığında, esas tuhaf olanı benimseyip kimileri gibi pusuya yatıp utanmıyor. Benim biçimselleştirdiğim doğrum neşemide, hüznümüde yaşıyor olmam ve onlara randevulu zamanlar ayırmam. Öyle gelip gidenlerim ve dengesiz (deli) zaman aralıklarım yok. Tam deliyim yani. Seni çok seviyorum arkadaşım. Özde çok güzel bir anlatım yakalamışsın.
YanıtlaSilSevgilerimle
Ahmet
İki uç arasında gelip giden bir benim sanırdım. Benim savrulmalarımda çok ani olur, kendime inanamam. Aslında hepimiz böyleyiz galiba. En azından gerçekten duygularıyla yaşayanlar böyle.
YanıtlaSilAgrilardan kurtuldugun icin, neseni buldugun ve dengeni yeniden sagladigin icin sevindim:))
YanıtlaSilVücudun her hangi bir bölümüne giren ağrı için söylenecek hiç bir şey yok. Durumumuzun dengesizleşmesi bile hafif kalır o ağrının yanında çünkü.
YanıtlaSilKaldı ki, can taşıyor insanoğlu dengeler de bozulacak hatta bozulmalıdır da elbette.
Geçmiş olsun bu arada kediciğim.
Sevgilerimle...:)
Kedim ne oldu neredesin ya.
YanıtlaSilSes ver arkadaşım var sende bir şeyler merak içinde bırakma beni.
Sen bu kadar uzak kalmazdın sayfandan. İyi haberini duymak istiyorum. Bana email at tamammı.
Sen de söylemişsin ya... Bir gün ile diğerini bırak, saatler içinde değişebiliyor ruh halimiz. Keyfinin yerinde olduğu bir anda, gördüğün veya duyduğun bir şeyle bir anda kapkara bir ruh haline dönüşüveriyorsun. Sonra bir bakıyorsun birden bire güneş açmış. İnsan olmanın gereği bu sanırım...
YanıtlaSilPIRILTILI CADI: Sanıyorum hiçbirimiz diğerinin içini göremediği için birbirimize dengesiz görünüyoruz. Aslında insanı düşününce dengesizlik söz konusu değil.
YanıtlaSilKARA KALEM:Aslında hüznün de neşenin de zamanını bilmek daha iyi galiba. En azından insan ona göre yol alır. Hepimiz benziyoruz. Hüzün en çok gece geliyor. Ben de seni seviyorum güzel arkadaşım benim :)
OWL: İnsanın ruhu incecik bir ip üzerinde yürüyen bir cambaza benziyor. Ne zaman bulutlardayız ne zaman yerde kestirmek mümkün değil sanki...
BELGİN: Çok teşekkür ederim Canım Belgin'ciğim.
ÖZLEM: Geçti Özlemciğim. Herşey yolunda. Dengeyi bulmak yeniden ne güzelmiş :)
KARA KALEM: İyiyim Ahmetcim merak etme. Sadece hayata yetişemiyorum bu ara :)
YEŞİM: Sanırım öyle; insan olmanın gereği bu. Belki de insan olmanın tarifi de bu...
Her tür ruh haline bürünmek biz insanlar için çok normal. Gerçekten seven ve derinlemesine anlamaya çalışan, sizde ki gerçek gel-gitlere neden olunanı da gayet iyi bilir. Yeter ki sağlığınız yerinde olsun.
YanıtlaSilGün ve gülücükler eksilmesin yüzünüzden...Sevgiyle kalın...
Normal ama insanı yoruyor değil mi? Bir o yana bir bu yana savrulan ne ise bizim de halimiz bu. Dilerim sizin de gülücükleriniz eksik olmasın. Sevgilerimle...
YanıtlaSilbirimizin dengesiz bulduğunu, diğeri dengeli bulabilir.
YanıtlaSilne de olsa hayat canbazlığı bu, yaşamak dediğin. sağa meylediyor insan bazı bazı, bazen sola...düşeyazıyor sonra bir ara... ama aslolan düşmemek.
Bu çok doğru; birimizin dengesiz bulduğunu diğeri dengeli bulabilir. Çünkü hayat hepimize farklı görünüyor.
YanıtlaSil