Bazen duruyor mu hayat bana mı öyle geliyor? Sanki akar suyun ortasında bir engel var ve su her zamankinden az akıyor. Kitaplar bir kaç sayfadan fazla ilerlemiyor, beklenen postalar gelmiyor, filmler hep yarım kalıyor, sohbetler parçalanıp dağılıyor. Yapılması gereken işler birikiyor yığılıp bir öbek oluyor. O yığını ne kadar da eritmeye çalışsan hiç birşey değişmiyor.
Nasıl denk geliyor hepsi üst üste? Ve neden? Çok hızlı koştuğum için hayat birşeyi devreye mi sokuyor da yavaşlatıyor beni? Sahip olduğun nefesi bunca hızlı tüketme mi diyor yoksa?
İnsan belki de tadını çıkarmalı bu yavaşlığın. Belki bunca hızlı koşucu arasında böyle duruyor olmak ve dururken hiç birşeyi geride bırakmadan oldukları yerde görüyor olmak bir nimettir. Belki bir ağaç olma şansını veriyordur hayat sana. Sen orada köklerin toprağın altında dururken başının üzerinden akan bulutları, kararan ve aydınlanan gökyüzünü, önünden geçip giden insanları sessizce ve müdahale etmeden izleme lütfudur bu.
O halde Şimdilik ağaç olmalı. Beklemeli, dinlemeli, bakmalı ve zamanı tüm yoğunluğuyla solumalı...
RESİM: Paul Sandby
Aslında hayat aynı hızıyla geçiyor önümüzden zamnda öyle sadece bizler biraz dinleme isteğiyle yada başkaca birçok sebeple durmak istiyoruz öylece ama hayat ve zaman hiç yavaşlamaz onun ayarını biz veririz bazen çok hızlı aksın isteriz ( eğer beklenilen bir şey varsa ) bazende hiç geçmesin o anda donsun isteriz o koşucularda belki zamanı dondurmak istiyorlardır yavaşlasın istiyorlardır ...
YanıtlaSilBelki de Merkür geri gidiyodur ondandır bu durgunluk:D hihihii.
YanıtlaSilAğaç oldum, odun oldum.
YanıtlaSilKazma oldum, sap oldum.
Kaybolan bendim ama özlenen siz oldunuz bayan cadı. Öpüyorum.. =)
Kedicim, bazen agac olmak, cicek olup, kök salmak lazim, enerji toplayip, yola devam etmek icin. Yani biraz kendimizi topraklamamiz lazim:)
YanıtlaSilSevgilerimle
Belki en cok kosarken bile agacizdir...baska turlu bir agac...belli bir zaman limitinde yasamak ve bitmek zorunda olan bir agac.
YanıtlaSilATEŞ BÖCEĞİ: Zaman geçip giderken onun sozsuz koşusuna ayak uydurma çabasındayız ya farketmediğimiz birşey var. O da; o koşuya asla onun gibi soluksuz devam edemeyeceğimiz. Öyle ya bizimki sonlu bir koşu. Ve o koşunun tadına varabilmek için zaman zaman molalara ihtiyaç var. Bizler durmayı bilmediğimizde hayat mola verdiriyor. Sözünü ettiğim böyle zamanlardan biri. Ve bu molalar aslında iyi ki varlar.
YanıtlaSilMUTFAKTAKİ DELİ: Olabilir :)
BUZCEVHERİ: Sen de özlendin Buzcevherim. Cadı seni sevgiyle öper :)
BELGİN: Ne güzel bir söz: "Kendimizi topraklamamız lazım." Hem çok güzel hem doğru. Buna gerçekten ihtiyacımız var yoksa nasıl duruluruz ve devam ederiz?
BİRAZ: Belki de... Bitmek zorunda olan bir ağaç. Evet. Bu fikri sevdim :)
bir şeyler benden hızlı olunca otomatikman benimde hızımda kesiliyor,
YanıtlaSilsarsılmadan ilerlemek, nefes nefese kalmadan yetişmek istiyorum aslında.
ama yinede ne olursa olsun, (hastalık dışında) hayatın yanımdan akıp gitmesine daha hiç müsade etmedim :)
hayat benle yarışsın değilmi sevgili kediciğim :))
ÇOK SEVGİLER.. YÜREĞİNE SAĞLIK.
Ağaç olmak. Toprağın altına kökleri salıp, dallanıp, budaklanıp, meyve vermek ne güzel olurrr. Suyumuzda bool olursa evet ağaç olmak lazım...
YanıtlaSilAğaç olmak, ama hakkın vererek ağaç olmak, kök salmak kendi köklerinde yeniden büyümek gerek kediciğim.
YanıtlaSilBu ne güzel yazı böyle:)
Sevgilerimle...
efenim mimlendiniz...:)))
YanıtlaSilzarif mesajlarınızla pazartesi sendromumuza, papatya ovalarına açılan pncereler açıyorsunuz...teşekkürler....
çok hızlı ilerleyen kafilede, yerliler birden durmuş da oturmuşlar ya hani...sormuşlar neden durduklarını da, "çok hızlı ilerledik. ruhlarımız geride kaldı. onları bekliyoruz." demişler ya hani...
YanıtlaSilişte öyle bir şey.
BİR DUT MASALI: Zaten hayatı tüketen de o nefes nefese yetişmeye çalışmalar değil mi? Hayat akıp giderken farkına varmıyoruz o hızın. Ama bir an durunca herşey birden farkediyoruz ki sürekli bir telaş halindeyiz. Belki zaman zaman durup o akışı kısacık bir zaman izlemeli. Bir nevi mola :) Sevgilerimle Dut Masalına...
YanıtlaSilELA: Ağaçları çok severim. Ağaç gibi insanları da. Mağrurdurlar ve zamana karşı dururlar sanki...
ÖZLEM: Ağaç olmak ama ağaç olmanın da hakkını vermek... Çok doğru...
PESSOA: Zevkle yazacağım... Çok teşekkür ederim güzel sözlerine...
JOURNEY TO ORIENT: Kesinlikle. İşte ben de bu ara durup ruhumun bana yetişmesini bekliyorum :)
Aslında çok da doğru bir noktadan yakalamışsın işin özünü bence Fullam. Yani hep bir yerlere koşturup daima bir devinim içerisindeyken farkedemediklerimizi görebilmek için belki de ara sıra ağaç olmak gerekiyordur; kim bilir:)
YanıtlaSilZaman zaman ağaç olmazsak sanırım çok fazla şey kaçıracağız hayatta Yeşom...
YanıtlaSilBu koşuşturma içinde bazen kayboluyoruz, kim olduğumuzu ve nereye gideceğimizi unutuyoruz. Bu molalar aslında bizi kendimize hatırlatan zamanlar. Bence de ağaç olmalı bazen, durup sadece nefes almalı.
YanıtlaSilAğaçlar bazen yön göstericidirler, hem kendilerine hem başkalarına. İşaret olarak belirlenirler kaybolmamak için. Belki de biraz bu yüzden ağaç olmalı...
YanıtlaSil