Sabahları somurtan bir suratla gelip koridorda bağırıyorlar: "Bana demli bir çay." Kocaman çay dolu bir tepsi bütün gün koridorda dolaşıp oda oda geziyor bu insanları uyandırmak için.Tepsiyi taşıyan, kimi bulursa şikayet ediyor: "Bütün gün bacaklarım kopuyor vallahi." Haklı.
Sonra, o kocaman tepsi bir kaç kez gidip geldiği vakit, henüz gazetelere bakmamış, televizyon izlememiş ve radyodaki haberlerden kendilerini sakınmayı başarabilmişlerden belli belirsiz kahkahalar duyuluyor. Sonra insanlar yavaş yavaş odalarından çıkıyor ve onları bir mıknatıs gibi çeken seslere doğru adım atıyorlar. Açık kapılardan çekingen başlarını uzatıyor, kahkahaları arıyorlar. Bulduklarında ise somurtkan yüzleri aydınlanıyor. Onlar da o kırık dökük kahkahalar korosuna önce yavaştan sonra kendilerini koyuvererek dahil oluyorlar.
Bu aralar böyleyiz. Hepimiz kahkahaların peşindeyiz...
Fotoğraf: Ara Güler
ben böyle yazmaya korkuyorum açıkçası, gerçekten duygularınızı düzgün anlatabildiğiniz için tebrik ederim sizi.
YanıtlaSilNe demem gerekir ki şimdi? Kızkardeşim .. dedim gene..:)
YanıtlaSileee kahkaha bulşıcıdır diye boşa söylememişler :), çok meşhur olmuş bir video da kadın beşizleriyle yatakta 5 bebekte birden gülüyor kadında kahkaha atıyor onlarla karnını zıplata zıplata izlemişsindir belki :D
YanıtlaSilGülmek; ilaçtır insana.Hele "gülmek ağlanacak durumumuza" olsa bile.buna gerçekten ihtiyacımız var.O kadar dolduk ve gerildik ki şarj olmalıyız mutlaka.Sevgilerimizle
YanıtlaSilGulebilmek guzel...kahkaha atabilmek harika...ve pek bir hayata dair.:)
YanıtlaSilKRİPTOGRAF: Teşekkür ederim. Neden duygularını ifade etmekten korkuyorsun?
YanıtlaSilKARÖSHİM: Kızkardeşimsin...
NAKHAR:İzledim :) Şimdi aklıma gelince yine gülümsedim. Kahkaha atanları düşünmek bile gülümsetiyor değil mi:)
SUFİ: Kesinlikle. Şarj olmak için yeniden devam edebilmek için başka yolumuz yok ki. Ben de size sevgiler...
BİRAZ: Hem de nasıl hayata dair...
Fulya yazını okuyunca aklıma internette okuduğum 1962 yılında Tanzanya’nın bir bölgesinde meydana gelen gülme salgını geldi. Hala bilimsel açıklaması bulunamamış bu 2 buçuk yıl süren gülme salgınının. Yatılı okulda kıkırdamaya başlayan üç kızın kahkahalarının başlattığı bu salgından bine yakın genç kız etkilenmiş. Salgın ancak gülme krizinin meydana geldiği 40 köy karantinaya alınarak durdurulabilmiş. Bu olay gülmenin bulaşıcı olduğunun en büyük kanıtı sanırım. Allahtan bulaşıcı yoksa pek fena olurdu bütün gün suratsızlarla boğuşmak:)) Sevgilerimle
YanıtlaSilifade etmekten korkmak değil, daha önce ifade edemediğimi gördüğüm için tekrarının yaşanmasından korkmak. Çok mühim mi? değil ama hissiyat bence yazılamaz.
YanıtlaSilsanırım hissetiklerimi yazarken ki translate departmanında bir sorun yaşıyorum :)
HAŞİM ARIKAN: Bu gerçekten çok ilginç hiç duymamıştım. Ama çok hoşuma gitti. Nasıl olurdu acaba orada olmak? Herkesin kıkırdayıp durduğu bir yerde bulunmak gerçekten nasıl olurdu?
YanıtlaSilKRİPTOGRAF: Aslında kelimelerle uğraşan herkes bir şekilde kendini ifade ediyor bence. Belki sadece ifade ediş biçimlerimiz farklıdır.
İçten kahkahalarımız olması dileğiyle. Ama gülümsemelere bile razıyım ben...
YanıtlaSilBen de öyle Parpali ben de öyle...
YanıtlaSilSol üstteki elini kaldırmış çocuğun arkasında olan kafasını eğip de Ara Güler'in objektifine bakan çocuğun kahkahasını da duymak isterdim. Ve Ara Güler amcamıza soyadı olmadan hitap etmek isterdim. Zor ve garip olurdu. ARA ne lan? =)
YanıtlaSilBu fotoğrafa bayılıyorum. Bakınca sanki onların kahkahasını duyuyor insan :)
YanıtlaSil