02 Eylül 2008

KİMSE KİMSENİN RÜYASINI DİNLEMEKTEN HOŞLANMAZ MI?

Şöyle diyor filmdeki ses: "Hiç kimse bir başkasının rüyasını dinlemekten hoşlanmaz." "Hiç de değil" diye karşı çıkıyorum sese. "Ben hoşlanırım. Merak da ederim." Aklımın içindeki o bilmiş şey de nemrut nemrut şöyle cevap veriyor: "Aman senin merak etmediğin birşey mi var meraklı köfte?" Omuz silkiyorum. Merak ederim tabiki çünkü rüyalar ilginçtir. En azındaki dünyanın tüm bu saçmalıklarından daha ilginç. Üstüne üstlük dünyada olmayacağın pek çok şey olabilirsin rüyanda. Değil mi?

Bir gece çok garip bir rüya görmüştüm. Rüya İspanya'da geçiyordu. 8 yaşlarında bir çocuk vardı. Bir İtalyan ailenin oğluydu. Sekiz-on adam çocuğu kaçırmaya çalışıyorlardı. Ben ise çocuğu korumaya ailesine teslim etmeye çalışıyordum. (İçimdeki kahramanı sevgiyle öpüyorum.) Çocuk, ben ve pek de bir işe yaramayan bir adamı (ki bu adamın normalde bizi biraz da olsa koruması gerekiyordu. En azından ben rüyada böyle düşünüyordum.) savaşta yarısı yıkılmış bir dev bir evde kıstırmışlardı. Her yandan yağmur gibi kurşun yağıyordu. Çocuğu bir yere sakladım. Nereden bulduğumu bilmediğim bir tüfekle ateş etmeye başladım. (Ki rüya burada cidden saçmaladı. Birincisi ben silahlardan çok ama çok korkarım ve asla dokunamam. İkincisi de benim gibi ufak tefek birinin o silahı kullanması bir yana kaldırması mümkün değil. ) Adamları tek tek öldürdüm. (Allahım bir gün bir rüyayı anlatırken bile böyle bir cümle kuracağımı düşünmemiştim.) Daha sonra bir adam, ki; bu en yenilmez olanları olmalı ,gizlice evin içine giriyor, bize saldırıyordu (Hani filmlerde olur ya herşey bitti kötü adam öldü sanırken o kötü adam "Ya Allah" der kalkar son bir kuvvetle saldırır. Ben çok mu film izliyorum acaba?) Ve ben o adamı, ki boyu 1.90 falan olan bir japondu ,(Bak bak saçmalığa bak rüya İspanya'da geçiyor. Kaçırılan İtalyan bir ailenin oğlu. Çocuğu koruyan bir Türk. Saldırganların kimliği belirsiz. En son saldırıya geçen bir Japon. Ve Japon adamın boyu 1.90. Pes artık.) Ve final: O japon adamı bir samuray kılıcıyla ortadan ikiye böldüm. (Allah bilir kılıç da Hattori Hanzo'dur. Yok yok ben gerçekten çok fazla film izliyorum.) Ve mutlu son. Çocuk babasına kavuşuyor ben de görevimi gururla yerine getirmekten memnun mesut onlara bakıyorum. (Yahu o memnun mesut ifade de neyin nesi? Sekiz on adamı vurup öldürmüşsün, bir adamcağızı samuray kılıcıyla doğramışsın. Nasıl memnun mesut gülümsüyorsun. Yok yok bu ben olamam.)

Bir başka rüya ise Fil mezarlığında geçiyordu. Bu fil mezarlığı da bizim bahçedeydi. (Annem güllerin yerine filleri gömmek için bir mezarlığın daha ilginç olacağına karar verdi herhalde.) Kucağımda bir ölü ile yürüyordum.(muhtemelen bir savaş olmuştu ve ben bizden birini acı ile kucağımda taşıyordum) Fil mezarlığına doğru gidiyordum. (Rüya yine saçmalıyor ben ölü görsem kesin düşüp bayılırım.) Eh mezar taşları da uzun fil dişlerindendi tabi. Kucağımdaki ölü kim bilmiyorum ama onu o mezarlardan birine gömmeye karar veriyorum. Final falan yok bu rüyada sadece çığlık çığlığa uyanmak var.

Başka bir rüya ise diğer rüyadakiler kadar vahşi değildim. Ne kimseyi öldürdüm ne de birini gömdüm. O diğerlerine göre daha huzurlu bir rüyaydı. Yeşil bir ovada oturuyordum. Bir çınar ağacının altında. Güneş yeni doğuyordu. Karşı tepedeki atlara bakıyordum. İnanılmazlardı. Güneş yavaş yavaş kendini göstermeye başlarken güneşin doğduğu yerden, gökyüzünden birşey dönerek gelmeye başladı. Işıktan ne olduğunu göremediğim o şey pat diye ayaklarımın dibine düştü. Bu bir kardan adamdı. Bir bahar günü güneşten fırlayıp gelen bir kardan adam. (Bunun nasıl bir anlamı olabilir Tanrı Aşkına? Ve benim rüyalarım neden böyle saçmalayıp duruyor?) Ben o kardan adama şaşkın şaşkın bakarken konuşmaya başladı. Gitmemiz gerek falan gibi birşeyler dedi. İyi de nereye gidecektik. Bunu gidince görecekmişim. Sonra ayakları olmayan bu kardanadamı kucağıma aldım. Eh nasıl yürüsün değil mi? (Ah ah rüyada bile yardımseverim.) Sonra ona dedim ki "iyi ama sen erirsen." O da bana şöyle bir cevap verdi: "Ben ancak bana sevgin biterse eririm." (Allaaah Allaaaaaah Zaten konuşması bile yeterince garip olan bu kardanadam iyiden iyiye garipleşmeye başladı.) Sonra gece ve gündüzün bölündüğü yere geldik. (Vay vay vay gece ile gündüzün bölündüğü yer.Ne desem kendime bilmem ki?) Gündüzden geceye geçtiğimizde bir kulübe çıktı karşımıza. İçeride birini bulmam gerektiğini söyledi kapıdaki adam. "Nasıl bulacağım burada ?" dedim. Zira o dışardan küçücük görünen kulübe kapısından bakınca dev bir salondu. Adama sordum yeniden "nasıl bulacağım" diye. O da beni başından attı galiba ki içeriye girdim. Kardanadam kapıda kaldı. İçeride adamı çok kolay buldum. Çünkü herkes siyah beyaz görünürken o adam renkli görünüyordu. (Yahu hayatta da böyle olsa. Aradığımız şey renkli görünse de hemen anlasak aradığımızın o olduğunu. Çok mu kolay olurdu? Evet bence de...) Neyse adam konuşmayan bir adamdı. Nedense çok saygı duyuyordum. (Konuşmuyor diye mi acaba? Eh herkesin böyle geveze olduğu bir dünyada bu çok tuhaf değil aslında.) Kardanadam erimişti. Allah Allah ben bu adamı görünce kardanadam yerine bu adamı mı sevmişim de erimiş? (Vallahi çok vefasız bir ben oynamış bu rüyanın başrolünde. Kınıyorum kendimi.) Sonra o adam bana bir kitap verdi. O kitabı mutlaka saklamalıymışım. Kaderim o kitaptaymış falan filan. (Kafamda bana akıl verip duran o öğretmen kılıklı adam da bu rüyadan sonra mı yerleşti aklıma acaba. Evet evet kesinlikle böyle olmalı.)

Düşündüm de ya o adam haklıysa. Filmdeki adamdan söz ediyorum. Hani ; "Hiç kimse bir başkasının rüyasını dinlemekten hoşlanmaz." diyen. Sıkıldınız mı?

22 yorum:

  1. Yine güzel bir hikaye. KElime dizilimleri, söz öbeklerinin kullanımı ne denir ki. Tebrikler..

    Not: Bügün bende absürd bir rüya çizdim. Üzerine denk geldi :)

    YanıtlaSil
  2. defalarca test edilip onaylanmıştır ki biri rüyasını anlatıyorsa dinleyen kendi rüya durumunu düşünüyor.
    "buralardan soru gelebilir dikkatli dinle" gibi bir baskı da yoksa hele, "hayırdır... falandır filandır" diye geçiştiriliyor.
    doğru söylüyor sanki "filmdeki adam"...
    (yok ama okudum ben yazını)

    YanıtlaSil
  3. Ben hatırlamıyorum rüyalarımı.. En sevdiğim rüyan kardanadamlı rüyan oldu tabii :)Doğasına aykırı bir sevdaya tutulan Kardanadammış zaten.. Ve bu yüzden erimiş.. Senin sevgin bittiği için değil.. Yorum yaptım:)

    YanıtlaSil
  4. LİBERTERKEDİ: Bugün hep kedi rüyaları yazdık desene Kedicim :)

    DEVRİM GÜR: Bence de doğru söylüyor o adam. Ben rüyalar dinlenmiyor ama okunmuyor da mı acaba? diye merak ettim aslını istersen :)

    KARÖSHİ: Güzel yorumlamışsın Karöshim. Bundan sonra sana anlatacağım rüyalarımı yorumla diye :) aldın başına belayı haberin olsun :)))

    YanıtlaSil
  5. kaç defa dedim sana çok fazla almodovar izleme diye.

    YanıtlaSil
  6. Dedin dedin de Rehavetciğim bilirsin nasıl severim onun filmlerini :)Rüyaların kaynağı bu diyosun yani :) Ne güzel işte Almodovar'ın çekmediklerini tek kişilk sinemada ben izliyorum. İşte rüyanın en güzel yanı :)

    YanıtlaSil
  7. Son rüyan sadece sana ait değil ki mırnavcığım. O ruyayı gören bi kaç kişi var...

    YanıtlaSil
  8. Kim onlar yahu benim rüyamı çalmışlar :))))

    YanıtlaSil
  9. Hiç sıkılmadım, bilakis çok güzel anlatmışsın. Ben pek fazla rüya göremiyorum ama nadir rüyalarım hep filme benzer sonunu merak ederk uyanırım hep. Yarı uyur yarı uyanık, beş dakika daha uyusam sonunu görür müyüm acaba diye meraklanırım.

    YanıtlaSil
  10. Çok teşekkür ederim Vladimir. Aslında rüya görüyoruz ama anımsamıyoruz galiba. Bildiğim kadarıyla uyanmadan hemen önce görülen rüyaları anımsıyoruz ancak.

    Not: Dönmene sevindim Vladimir. Yazılarını özledik :)

    YanıtlaSil
  11. Güzel bir yazıyı tebrik ederim. Rüyalarına gerçekten ilginçmiş ama o vurmalar kırmalar ölürmeler ürpertici ve de korkunç.

    YanıtlaSil
  12. İnsanların doğasında şiddet var. Ve bizler olgunlaşarak o şiddeti bastırmayı öğreniyoruz. Rüyalarımda bunları görüyor olmamın nedeninin kendimi şiddetten uzak tutabilmek için aklıma yaptığım baskılardan kaynaklandığını düşünüyorum. Bu açıdan bakarsak bu iyi birşey. Günlük hayatta şiddete asla başvurmayan tam aksine şiddete dair ne varsa gördüğünde ürperen biri için bu rüyalar bastırılmış aklın oyunu. Bir çeşit kendini eğitme yolu diyebiliriz. En azından ben böyle düşünüyorum :) Çok teşekkür ederim İstanbulsivas.

    YanıtlaSil
  13. güzel yazmışsın..benim rüyalarım çok çıkar bilmem seninki de öyle mi?çok da inanırım.. mesela annameim kedini (tesadüf)kedi isirmişti ruyamda..2hafta sonra hasta olduğunu öğrendim. meğerse ruyada elini kedi isirması hastalığa rivayetmiş..

    YanıtlaSil
  14. Benim rüyalarımın çıktığını düşünsene :) ne kabus olur. Baksana kesip doğruyorum adamları :)) Şaka bir yana bazen çok uzun zamandır görmediğim birini görürüm rüyamda ve ertesi gün onu ya görür ya da bir haber alırım. Rüyalar çok ilginç...

    YanıtlaSil
  15. bende eski sevgilimde öyle olurdu. rüyamda gördüğüm gün derdim ki bugun karşilaşağiz derdim yanımdakine.. olurdu da.. evet rüyalar enteresan..

    YanıtlaSil
  16. Tehlikeli aklın itiraflarıdır rüyalar.

    YanıtlaSil
  17. Kesinlikle Cevherim aklımızın tehlikeli bölgesinin itirafları onlar...

    YanıtlaSil
  18. ben de son görüğüm rüyalarımdan birini yazacaktım, sen önce davranmışsın.

    eğlencli rüyalara bayılırım ben.. rüyaların rüya olduğunu bilebiliyorum bazı zamanlar :).. yani bişiyler saçmaysa "rüya bu" dediğim oluyo ve uyanabiliyorum hatta kendi isteğimle..
    son rüyan süpermiş, kardanherif diyo ya anca sevgin biterse eririm diye fln .hahaha.. insan kendi rüyasında beğeneceği lafları duyunduğunda hissetiği o garip duyguyu screenshot yapıp gerçek hayata taşısa keşke. Ara sıra bakıp, huzur versin diye..

    rüyalar sitesi yapmayı düşünüyodum. Zira en orjinal hikayeleri okumak için eşsiz bir site olurdu.

    YanıtlaSil
  19. "KİMSE KİMSENİN RÜYASINI DİNLEMEKTEN HOŞLANMAZ MI?" bu konuyu anlatmış zaten kız..

    YanıtlaSil
  20. ARTİ: Ben rüyaları hep merak ederim. Neden yazmıyorsun? Rüyalar sitesi yap yapmasına da ya cidden kimse kimsenin rüyasını dinlemekten hoşlanmıyorsa?

    CİCİM: Hala emin değilim hoşlanmıyorlar mı rüya dinlemekten. Eğer hoşlanmıyorlarsa Arti'nin Rüya Sitesinin geleceği pek parlak olmayacak...

    YanıtlaSil
  21. Ben çok eğlendim okurken, sıkılmak ne kelime!

    YanıtlaSil

Ne demeli...

İnstagram'da tatlı tatlı gülümseyen, yüzünde güneşler parlayan gencecik bir kız gördüğümüzde o mutlu genç kızın bir gün biri tarafından ...