22 Aralık 2010

Sen ve ben...

Sen ve ben sözcüklerden besleniyoruz. Bazen kederli sözcüklerden, bazen de kırık olanlardan... Bu yüzden ikimiz aynı anda gülerken, senin kahkahan benim kulağımda, benim kahkaham senin kulağında aynı anda çınlarken, birden o kırılıveren billur kürenin sesini duymamız. Sanki gülmek çok ender yaptığımız birşeymiş gibi, sanki güler gülmez pişmanlık duymamız gereken birşey yapmışız gibi öyle bir kaç saniye susmalarımız hep bu yüzden. 

Bunların sen de benim kadar farkındasın. Öyle misin emin değilim aslında. Ama şunu bilmediğinden eminim Bayım; ben senin o kırık sözcüklerini, kederin kremasına bulanmış kahkahalarını pek çok ama pek çok seviyorum. Sesinin o tok tınısında saklanan küçük çocuğun kocaman kederli gözlerine bakmaktan hiç ama hiç yorulmuyorum. Ve inan bana ben nereye gideceğimize değil nerede olduğumuza bakıyorum.

Neşe, Bayım, keder kadar yakışıyor sana. Birlikteyken de ikimize. İki kişilik bir elbise giymiş gibi oluyoruz bu kederli neşeyi paylaşırken. Sesimiz kırıklaştığında, acılardan, hem kendimizinkinden hem de yüklendiklerimizden söz ederken yani, yine de araya sıkıştırıveriyoruz hayatın ışıklı tarafını ya, işte o zaman, tüm acıların kralı ve kraliçesi oluyoruz. Işıklardan taç takıyoruz birbirimizin dumanlanmış başına. Sonra sen o taçla başı dumanlı kocaman, mağrur bir dağ oluyorsun. Ben tutup senin yamaçlarına saklanıyorum. Kimse bulmasın beni istiyorum. Sakla beni orada, yerimi de kimseye söyleme istiyorum. Bunu yapar mısın?

Bir de ben burada böyle sana bakıyorken, sanki karşımdaymışsın gibi gözlerini kırpıştırdığını, dudaklarının kıyısına davetsiz bir misafir gibi yerleşmiş gülümsemeyi görüyorken aklımın kıyılarında, sen oradan bunu bil istiyorum. Hani bazen insanın göğsünün ortasına gelir oturur ya birşey. Adını bile koyamazsın onun hani. Heyecan desen değildir, korku desen hiç değil... İşte ne zaman onu orada hissetsen benim sana uzun uzun baktığımı anla istiyorum.

Ah benim Sevgili Bayım, o kaçıp durduğumuz kederi bu ülkenin tozuna toprağına yüz sürerek seninle yaşamak istiyorum. Senin kederinden benim kederimden harmanladığımı o yaşlı kadının saçımızı okşayan ellerinde unutmak istiyorum. Yollara diktiğimiz gözlerimize ağaçlar, toprak, bulut, gök dolsun diyorum. Çok mu şey istiyorum?

Resim: John Singer Sargent

13 yorum:

  1. çok güzelsiniz:)
    gülümsedim...

    YanıtlaSil
  2. Ayrıntıları sevdim hem de çok!

    YanıtlaSil
  3. BRAJESHWARİ: Teşekkürler Burcu'm :)

    GÖÇEBE: Çok teşekkür ederim :)

    YanıtlaSil
  4. Yazdıkların çok hoş, etkileyici.
    Ben bir de resmi çok beğendim.
    Ressamını biliyor musun?
    :)

    YanıtlaSil
  5. Çok teşekkür ederim Sevgili ekmekçikız :) evet ressamı biliyorum,John Singer Sargent. Ben yazılarımdaki resimlerin mutlaka ressamlarının adını yazıyorum. sanırım dikkatinden kaçtı :) Bunu çok önemsiyorum çünkü insanın emeğinin takdirini en azından böyle göstermek gerektiğine inanıyorum.

    YanıtlaSil
  6. Haklısın, yazının altındaymış, görmemişim!
    İsim verdiğini biliyorum, bu defa göremeyince...
    O da dikkatsizliğimdenmiş...
    :(
    Teşekkür ederim.
    :)

    YanıtlaSil
  7. kederdir kanatlıdır... konar göğsümüze... v uçar tırnaklarını tenimize takıp...

    YanıtlaSil
  8. EKMEKÇİKIZ: Ah ben nasıl dikkatsizim bugün Sevgili Ekmekçikız, inanılır gibi değil. yorgunluktan dağılmış durumdayım. Ve bunca yorgunluk ve dikkatsizliğe rağmen dünyanın işi beni bekliyor :(

    CÜNEYT UZUNLAR: Ne güzeldi. Hem de ne güzel...

    YanıtlaSil
  9. Sevgili Fulya,
    Hep meak ediyorum seni okudukça. Birşey hakkında yazmaya karar verdiğinde cümleler akıp gidiyor mu, nasıl kurgulanıyor, derlenip toparlanıyor, böyle ahenkli bir yumak oluyor? Çok isterdim senin gibi yazabilmeyi. Böyle sakin sakin akan dupduru bir ırmak...

    YanıtlaSil
  10. ama bu beni aldı götürdü yine bir yerlere...hem de uzun zamandır görmediğim birine doğru ne güzel yazmışsın yüreğine sağlık sevgiler...kk :))

    YanıtlaSil
  11. SANEM: İnan bana ne diyeceğimi bilemedim Sevgili Sanem. Çok çok teşekkür ederim inan bana çok mahcup oldum. Nasıl yazdığıma gelince buna verecek net bir cevabım yok. Duygusal birşey yazdığımda bilemiyorum onları bana yazdıran şey ne. Ama bir konuya kafa patlatmışsam önce kafamda yazıyorum onu galiba. Tekrar çok teşekkür ederim sözlerine.

    BURCU: Çok teşekkür ederim. Sevgiler benden de Burcu :)

    YanıtlaSil
  12. dumduz ve kalpten baktim :) o bayimla dilediginiz her seyin gerceklesmesi dilegiyle...

    YanıtlaSil
  13. Çok teşekkür ederim Sevgili Özlem :)

    YanıtlaSil

Ne demeli...

İnstagram'da tatlı tatlı gülümseyen, yüzünde güneşler parlayan gencecik bir kız gördüğümüzde o mutlu genç kızın bir gün biri tarafından ...