Bak şimdi, sen orada öylece dururken, yüzünü buruştururken hayata, ben burada kendini adam sananlara küfrü basıyorum senin dilinden. İstiyorum ki gel yan yana duralım da öyle kızalım bütün bunlara. Bıkıyorum usanıyorum ben laf anlatmaktan, öfkelenmekten yoruluyorum.
Sabahları iç çeke çeke uyanıyorum bir de. İnsan böyle uyanır mı diyorum. Sanki biri rüyamda efkarlı şarkılar söylemiş gibi, sanki tüm gece başka bir hayatın içinde dertlerle boğuşmuş gibi... Uyanır mı insan böyle? Ben artık güzel rüyalar görmek istiyorum. Tüm o rüyalarla yaşanmamış bir hayatın intikamını almak istiyorum belki, olamaz mı? Sen rüyalarımın izleyicisi ol istiyorum. Gülümseyerek bak tüm bu gelip geçen saniyelik rüyalara istiyorum. Kal orada hiç gitme istiyorum.
Ah benim canım ben şu hayatımı ters yüz etmek istiyor bundan bir o kadar da korkuyorum. Hep o lafı anımsıyorum; "nereden biliyorsun hayatının tersinin yüzünden iyi olmadığını" diyorum. Onun gitmeden önceki son sözlerini anımsıyorum, herşeyin güzel olacağına inandığı o sözleri. Bir tek o sözlerle teselli buluyorum.
Kelimelerden kafesler yapıyorum kendime bir de. Ancak o kafesin içine girip soluk alabiliyorum. Derin derin soluyorum kendimi, ben bir tek orada kendimin farkında olabiliyorum. Zamandan ve dertlerinden, insanlardan ve dillerinden ancak burada kurtulabiliyorum. Yaşlanıyorum diyorum. Bu kadar bıkmanın, usanmanın, yorgunluğun ve üşenmenin başka türlü bir açıklamasını bulamıyorum.
Ben bu sabah ne yapacağımı bilmiyorum. Öyle dirseklerimi masaya dayamış oturuyorum. Kendime teselliler arıyor bulamıyorum. Bomboş gözlerle bomboş bir hayatın içine sitemle bakıyorum. Ben bugün ben değilim diyorum, eğer bu ben olsaydım bir kezcik olsun gülümserdim diyorum. Durup durup iç çekiyorum. Durup durup iç...
Resim: Frederick Leighton
yazanın sen'i kimdir bilinmez. okuyanım ben, kendimi koydum "sen" yerine. tanıdıktı o el örmesi kafesler...
YanıtlaSiliç felsefeyi kelimelere giydiren kaleme tebrikle.
Bazen kelimelerin arasından hayata bir kapı açıp adım atmalı eşik sancısında kalmadan...
YanıtlaSilYüreğinize sağlık tşkkrlr
Hüzünlenmemek elde değil..
YanıtlaSil"Her şey çok güzel olacak" diyen o sese daha çok kulak vermelisin. Hadi dinle o sesi! Gülümsüyorsun işte... Görmüyorum, ama hissedebiliyorum. Yanılıyor muyum?
YanıtlaSilÇocuk yüreğin öyle güzel ki... Kafes sözcüklerle de kurulsa yüreğin kabına sığmıyor inan. Akdeniz'den Karadeniz'e ulaştı sen uyurken, bilesin istedim...
Herşey güzel olacak deyip,yüreğinize gülümseyin.Sevgiyle kalın...
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilAma ben yine de-bazen-rüyalarımı gerçeklerden daha çok seviyorum...
YanıtlaSilsenin yerine koydum kendimi bir de kendimi kendim yerine bir an herşey gözümün önünden geçti gözlerim doldu :( ah sevgili kız kardeşim...
YanıtlaSilGÜLGÜN: Kimimiz yazıya içini döküyor kimimizde onu kalple okuyoruz. O yüzden bu gönül yakınlıklarımız. Çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilMİRZA: Kesinlikle. Ama bazen de kelimeler arasında durup adım atacak doğru zamanı beklemeli. Çok teşekkür ederim.
MERY DAIMON: Hüzün ki en çok yakışandır bize...
AYSEMA: Hayır yanılmıyorsunuz, gülümsüyorum şu an. Ve size en içten sevgimi yolluyorum, siz de gülümsüyor musunuz şu an?
NEHİRE: Buna inanıyorum...
ZUZULARIN ANNESİ: Zaman zaman ben de...
BURCU: Gözlerin dolmasın Burcu'm. Hayat böyle. İçinde keder var özlem var. Ama anımsamak ve gülümsemek de var.