Günlerdir kelimelerin, hikayelerin neden aklımdan uçup gittiğini düşünüyorum. Ve yine günlerdir insanlardan, eşyadan, yerden ve gökten akıp gelenin neden sanki hayat geçirmez bir yağmurluk giymişim gibi üzerimden akıp gittiğini...
Hayatımın hatırladığım büyük bölümünde hep böyle yaşadım.Okumayı, yazmayı öğrendikten sonra ve bu hayatımın bir parçası olduktan sonra okuyup öğrenerek, yazıp aklımdakini bütünleştirerek yürüdüm yolu. Belki de dünyayı ancak böyle bir parçacık da olsa algılayıp bütün olarak görebileceğimi umdum. Yardımı olmadı değil. En azından aklımın içinde duran parçalanmış görüntülerden bir bütün oluşturmayı becerebildim. Delikleri yamadım, eksikleri tamamladım kelimelerle. Tıpkı bir yapboz parçalarıymış gibi...
Ben bir yazar değilim. Yazmak zorunda hiç değilim. Yazmasam da ölmem. Sadece yazarak, aklındakini kağıt üzerinde somutlaştırarak yolunu bulabilen biriyim ben. Bütün mesele bu. Belki de yazmadan aklını toparlayamayacak kadar yeteneksiz olduğumdandır. Ya da benim hayatla başa çıkma biçimim budur. Herkesin bir hayatla başa çıkma biçimi yok mu?
Hayatımın hatırladığım büyük bölümünde hep böyle yaşadım.Okumayı, yazmayı öğrendikten sonra ve bu hayatımın bir parçası olduktan sonra okuyup öğrenerek, yazıp aklımdakini bütünleştirerek yürüdüm yolu. Belki de dünyayı ancak böyle bir parçacık da olsa algılayıp bütün olarak görebileceğimi umdum. Yardımı olmadı değil. En azından aklımın içinde duran parçalanmış görüntülerden bir bütün oluşturmayı becerebildim. Delikleri yamadım, eksikleri tamamladım kelimelerle. Tıpkı bir yapboz parçalarıymış gibi...
Bütün bunlar yüzünden şimdi böyle durmuş olmak, kalakalmış olmak canımı sıkıyor. Sanki aklımın içi boşaltılmış gibi ya da içime döndükçe boşluğa bakıyor gibi hissediyorum kendimi. Belki sırf bu yüzden sürüyorum kaybettiğim kelimelerin izini. Ve yine bu yüzden Hemingway'in uzattığı dala sımsıkı tutunuyorum: "Kaygılanma. Daha önce de hep yazdın, şimdi de yazacaksın. Bütün yapacağın bir gerçek cümle yazmak. Bildiğin en gerçek cümleyi yaz."
Bildiğim en gerçek cümle? Belki de asıl canımı sıkan budur. Yazamıyor olmak değil de neyin gerçek neyin yalan olduğunu bilmiyor olmak...
Fotoğraf: guardian.co.uk
Kelimeler...
YanıtlaSilBaşlığını görünce içim titredi.
En sahici kelime sensin!
Memlekerin haline bakınca insanın bir şey yapası gelmiyor.
Gün boyu gazetelere bakıp, bütün bu akla ziyan haberleri okurken "bunlar gerçek olamaz gerçek olamaz" dedim durdum. İnsan bu ülkede akıl sağlığını nasıl koruyabilir ki? Olan bitenin gerçekliğine inansan bir türlü inanmasan başka türlü...
YanıtlaSilÇok güzel yazmışsın Aykedi. Ellerine yüreğine sağlık. Kelimeler, ne kadar sihirli öyle değil mi? Hele yanyana gelince bir bütünlük oluşturduğunda ve o dünyaya girdiğimde ben daha çok ben oluyorum.
YanıtlaSilTeşekkürler.
Yazacaksın ve güzel anlatımlarını bende zevkle okuycam,bazen beyni dinlendirmek lazım,sevgiler
YanıtlaSilOkumayi daha da zevkli hale getiren bir stilin var...seni okumayi pek bir seviyorum...
YanıtlaSilyazmadan yapamayacagini da biliyorum. Mesela bu aralara ben de yazamiyorum onun yerine cizmekteyim...
Kedim, insan olan insanlarin bile kacmak istedikleri bir zamanda, kelimeler dururmu, uzakta oldugum halde benim bile kacasim var insan kiligindaki canavarlarin yaptiklarini gördükce..
YanıtlaSilYazamamayı bile bu kadar mükemmel yazan sen var ya sen harikasın:))
YanıtlaSilYüreğim sorgu odalarında demişti Kadın
YanıtlaSilAdını sordum
Boş boş yüzüme baktı
Zor duyulabilen çok ince bir sesle
Hatırlamıyorum dedi
Unuttum
Kollarıma sardım
Alnından öptüm
Gözlerinden
Avuç içlerinden
Ağlamaya başladı
O doldu
Ben öptüm
Kelimelerinden
Boş boş konuşma ve yazmaya başla
Ahmet
Kaygılanma :)
YanıtlaSilKİTAP KURDU: Sihirliler ve iyi ki varlar. Aslında galiba bazılarımızın parçalarını bir arada tutan tutkal onlar. Çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilDÜN BUGÜN: Çok doğru. Bazen dinlenmeli beyin. Belki de bu yüzden saklanıyor kelimeler, hikayeler, boşluğa bakabilelim diye...
BİRAZ: Çok teşekkür ederim. Çiziyorsun ve hepsi harikalar.
BELGİN: Aklımızı yitirmemek için hepimizin kaçası var galiba. Sanki biraz daha bakarsak biraz daha kalırsak delireceğiz gibi...
ÖZLEM: Çok teşekkür ederim Özlem'ciğim...
KARA KALEM: Vallahi doğru söylüyorsun :) Netliğini seviyorum senin :)
BAD'LİK AMİRİ: Kaygılanmayacağım. Kaygılanmak yerine sabırla duracağım. Çünkü biliyorum ki gerçek cümle buralarda bir yerlerde :)
bazen yeniden baslamak icin, biraz durmak, bir soluk almak, gozleri biraz kapatip soluk almak gerekebilir.. hani denizde sirt ustu durmak gibi..
YanıtlaSilbak biz hepimiz burdayiz.. Yazdigin, yazarak aktarabildigin hersey icin..
Evet tıpkı deniz üzerinde sırt üstü durmak gibi... Dinlendirici... Çok teşekkür ederim Sevgili Mehtap Hanım. Bunu hissetmek güzel. Çok çok sevgilerimle...
YanıtlaSilyazilarin degil de yazilarinin sonuna ekledigin resimleri secis bicimin beni daha cok etkiliyor..sanki eksikligini tamamliyor yazamadiklarinin..
YanıtlaSilgercegi araman bosuna; zira o yalanlarla sarmas dolas; hapsedilmis..
yasam yalanlarla orulu degil mi?
aldanmak guzel sey..aldatilmis oldugunu bilmemek daha guzel..
Şu toz dumanın içinde akıl sağlığımızı yitirmemenin bir yolu da herhalde yazmak Fullam. Bunu hayata tutunacak bir dal olarak düşünüyorum hep. Ama aynı zamanda bütün sinir uçlarımız dışarıdayken ve herşey canımızı bu kadar yakarken o kadar zor ki!!!
YanıtlaSilVOLKAN KEMAL: Bazen fotoğraf ya da resim kelimelerden çok daha fazlasını anlatıyor. İnsanların aklında kelimelerle resim çizmek zor. Çünkü her birimiz bambaşka algılıyoruz yaşamı, insanları. Ve bize dair olan bizim tarafımızdan başka karşı kıyıdan başka görünüyor. Ama fotoğraf öyle mi ya? Ne ise o. Keşke hayatta bazı şeyler de bu kadar net belirse aklımızda. Neyin gerçek neyin yalan olduğunu ayırdetmek belki daha kolay olurdu. Böyle bulanıp durmazdı aklımızın nehri...
YanıtlaSilYEŞİM: Bazen kaldıramıyorum ben bunları Yeşim. Hani vücut direncin düşer ya tıpkı bunun gibi zaman zaman ruhun direnci de düşüyor. İşte o zaman yaralanıyor ya da hastalanıyorsun. İlaç mı? Evet belki bazılarımızın ilacı yazmak. Ya da şöyle diyelim; ruhumuzda biriken iltihabı dışarı atmanın bir yolu. Arınmak ve temizlenmek için bir yol...
Aslında biliyorsundur mutlaka neyin gerçek neyin yalan olduğunu. Ama öyle bir yere saklanmıştır ki gerçek bulması zaman alır. Mutlaka çıkacaktır bir yerlerden, yine çok güzel bir yazı :)
YanıtlaSilgelip gittim bir kaç kere, kelimelerim takılmış gelmemişler benimle, bu seferki ziyaretimde en azından bunu dile getirmek istedim bir de bilmeni: sen yazmasan da çok şey anlatıyor kelimelerin...
YanıtlaSilOWL: Belki de bu bir emin olamamak duygusudur. Öyle çok şey duymuş ve görmüşsündür ki ve bütün bunlar arasında öyle bir kopukluk vardır ki artık ayırdedemiyorsundur gerçek nerede bite yalan nerede başlar. akıl durulunca belki herşey gün ışığına çıkar.
YanıtlaSilEVREN: Çok teşekkür ederim Sevgili Evren.
bence kaygılan,sevgili yazar.kaygılan ki,bize de okuyacak birşeyler çıksın.yoksa sen kaygılanmasan,ben kaygılanmasam kim kaygılanacak,ve bu yazılar ortaya nasıl çıkacak.
YanıtlaSilSanıyorum yazmaya tutunmuş insanlar bu tür kaygıları zaman zaman taşıyorlar. Sanki ruhlarından bir parça hiç geri gelmemecesine gitmiş gibi bir boşluk duygusu bu. Ama aslında gitmiyor hiç...
YanıtlaSil