-Evet, ne oldu ki?
-Yani... Ne bileyim senin gibi biri...
-Ne demek benim gibi biri?
-Yani sen iyi kitaplar okursun da...
-Peki sen bu elimdeki kitabı okudun mu? Önce bunu sorayım.
-Hayır tabi ki okumadım.
-Tabi ki okumadın? Yani doğal olarak senin bu kitabı okuman düşünülemez, öyle mi? Peki neden?
-Eeee şey...
-Dur ben söyleyeyim. Çünkü, bu kitap herkesin elinde olan, çok satanlar listelerinde bulunan bir kitap. Çünkü eğer bu kitabı okursan kendini o koca kalabalığa dahil olmuş hissedeceksin. Çünkü ancak basit, kolay okunan kitaplar çok satanlar listelerinde olur ve herkesin anlayabildiği herkesin okuyabildiği bir kitabı okuyor olmak senin aklındaki "ben farklıyım" inancına zarar verir. Doğru mu?
- Eh bir bakıma evet. Ben tepki duyuyorum o çok satanlar listesinde bulunan kitaplara. Hiç okumak istemiyorum onları. Bir nevi önyargı belki ama ne yapayım ki öyle.
-Peki en azından şunu merak etmiyor musun; bu insanları bu kitaba çeken nedir?
-Hayır. Tam aksine bu kadar insan bunu baş tacı ediyorsa okunmaya değmez, zaman kaybı olur ancak diye düşünüyorum.
-En azından kitapçılarda şöyle bir göz de mi atmıyorsun? Hatta bazı internet sitelerinde kitabın ilk on sayfasını okuma imkanın var, onlara da mı bakmıyorsun?
-Hayır.
-Peki ya aralarında gerçekten iyi olanlar varsa ve sen o iyi kitabı ıskalıyorsan?
-Bilmem hiç böyle düşünmedim. Daha doğrusu onların arasında ıskaladığıma üzüleceğim bir kitap olacağını sanmıyorum.
-Peki benim bu kitabı okuyor olmama neden şaşırdın?
-Çünkü senin de benim gibi olduğunu düşündüm.
-Yanlış düşünmüşsün. Birincisi benim ne kadar meraklı olduğumu göz ardı etmişsin. İkincisi listeleri ya da pek çok insanın elinde olmasının okuyacağım kitapları seçerken bir kriter olmadığını.
-Ne yani sen bu çok satanlar listesindeki kitapların hepsini okur musun?
-Hepsini okumam belki ama en azından içeriklerine bakarım. Ben meraklı bir kediyim.
-Hımmm...
-Sence de biraz haksızlık etmiş olmuyor musun onlara? Bu, tıpkı bir insanın dış görünüşüne bakıp ya da diğer insanların onun hakkında söylediklerinden yola çıkıp, onu tanımak için bir şans vermemek gibi. Gerçi şansı vermediğin kim? Ya sen onu tanımak şansından mahrum bırakıyorsan kendini? Ve aynı şey kitaplar için de geçerli. Ya sen o kitabı okumak keyfinden mahrum bırakıyorsan kendini?
-Evet bu doğru olabilir.
-Bence kitaplara önyargı ile yaklaşmamak lazım. Çünkü ruh hallerimiz değişiyor ve buna bağlı olarak neyi okumayı istediğimiz de. Ben mesela bu ara aklımı günlük düşüncelerden uzak tutacak birşeyler okumaya ihtiyaç duyuyorum. Olaya odaklanıp sonunu merak edeceğim kitaplar. Ve şu an bunu okumak o yüzden bana iyi geliyor.
-Sanırım anlıyorum. Evet kabul ediyorum bu konuda önyargılıyım. Hatta sadece o kitaplara değil onları okuyanlara da. Bunun üzerinde biraz düşünsem iyi olacak.
-Peki o halde. Daha sonra yeniden konuşalım bu konuyu. Anlaştık mı?
-Anlaştık. Şu kitabı versene bir bakayım ne hakkındaymış.
-Bak bakalım. Ama ilk bir kaç sayfasını okuyup elimden alma, sonunu merak ediyorum.
-Benim de bu ara, aklımı günlük düşüncelerden uzak tutacak birşeyler okumaya ihtiyaç duyduğum düşünülürse kitabına el koyabilirim.
RESİM: Carl Larsson
Kitaptan bu kadar bahsettikten sonra, hangisi olduğunu sormazsam olmaz:)
YanıtlaSilTam da dediğin gibi oluyor :).Çok haklısın...
YanıtlaSilPARPALİ: Empati- ADAM FAWER :)
YanıtlaSilHALİME: Ne yazık ki öyle...
-Sence de biraz haksızlık etmiş olmuyor musun onlara? Bu, tıpkı bir insanın dış görünüşüne bakıp ya da diğer insanların onun hakkında söylediklerinden yola çıkıp, onu tanımak için bir şans vermemek gibi. Gerçi şansı vermediğin kim? Ya sen onu tanımak şansından mahrum bırakıyorsan kendini? Ve aynı şey kitaplar için de geçerli. Ya sen o kitabı okumak keyfinden mahrum bırakıyorsan kendini?
YanıtlaSilBunu yazdığına göre böyle düşünüyorsun,böyle düşünmek ne güzel.:)
:)))))
YanıtlaSilİstediğimce istediğim kitabı okuyorum.
Kime ne!
Em'pati:)))))
Canım Kedicim, pati'n deymiştir..
Sevgilerimle!
ZIBBIDI: Önyargıların aslında başkalarına değil de kendimize yapılmış haksızlıklar olduğuna inanıyorum ben :) Kendimizi onlar yüzünden pek çok şeyden mahrum bıraktığımızı ve onların bizi bir nevi kör ettiğini...
YanıtlaSilUZAĞA GİDEN KADIN: Ben de öyle Şebnem'ciğim. Bu aralar bu yüzden patilerim arasında Empati duruyor :)
Yazıyı okurken elindeki kitabın "Elif Şafak - Aşk" olduğunu düşünmüştüm ama değilmiş :)
YanıtlaSilKitaplara, çok satanlar listelerine ve hayatta karşımıza çıkanlara karşı elbette ki önyargılı olmamak lazım.
Yazarlarına karşı olabilir belki :)
Ben genelde ruh halime göre seçiyorum kitapları. Bu yüzden de "asla şu kitabı okumam" cümlesini kurmuyorum. Sağım solum belli olmuyor çünkü :) Bu, filmler için de şarkılar için de geçerli. Bir sofrada oturup her yemeğin azıcık azıcık tadına bakanlara benziyorum bu açıdan. "Sadece şu yemeği severim" deyip tek çeşit yemekle yetinmeyecek kadar meraklıyım kitaplar, filmler ve şarkılar konusunda :)
YanıtlaSilHer tür kitabı okumaya çalışırım,bazen okuduğum bir kitabı tekrar satın alır bir yerlere bırakırım,alıp okusunlar diye..yurt dışında her yerde kitap okuyanlarla karşılaşırsınız,keşke herkes okusa,sevgiler
YanıtlaSilSenin gibi insanlara hayranlık duyuyorum. Kitapları bir yerlere bırakan ve bu yolla okur kervanına güzel katkılar yapanlara... Güzel yüreğinden öpüyorum...
YanıtlaSilTam böyle olmasa da buna benzer bir önyargı bende de var Kedi'cim. Şöyle ki çok popüler kitaplar söz konusu olduğunda sağda solda herkes aynı şeyi konuştuğu, yorumladığı, övdüğü veya yerdiğinde, kitaba duyduğum merak azalıyor. Biraz gündemden düştükten sonra alıp okumak daha cazip geliyor o yüzden. Ama bu arkadaş gibi "Bu kitap piyasa oldu, okumam ben bunu ı-ıh bana yakışmaz" tavrında da değilim hani :)
YanıtlaSilBen de genelde çoksatanlara uzak kalanlardanım galiba. İçlerinde sevdiğim yazarlar varsa sonradan alıp okuyabilirim ama. Mesela Latife Tekin! Bir de şunu düşünüyorum, sadece çoksatanlar mı iyi? Sadece onlar mı hak ediyor çoksatmayı? Bazen listelere giremeyen, kimselerin duymadığı kitapları almak daha doğru geliyor çünkü her kitabın ne çok emekle yazıldığını ve yazarın (ne acı ki) yazdığı kitaptan en az para kazanan kişi olduğunu. Bu yüzden çoksatan bir kitaba vermektense paramı, az satan ama diliyle, kurgusuyla beni büyüleyen kitaplara vermeyi tercih ediyorum. Dil çok özel bir araç ve çoksatan yazarların kimilerinin dile çok da hakim olmadığını görüyor, şaşırıyorum.
YanıtlaSilNedense hep çok satan raflarındaki kitaplar normal raflara döndükten sonra okuma gibi bir alışkanlığım var. Ama çok satanlarda benim yazarım varsa iş değişir ve 1.baskıyı alıp okurum. Güzel bir yazı olmuş. Ellerine yüreğine sağlık :)
YanıtlaSilTamamen katılıyorum kediciğim, ön yargısız ve bol kitaplı günlere:))
YanıtlaSilNot: Acaba hangi kitap bu:))?
Kedicim, öyle kitap secerken listede mi degil mi bilmem bile, acar okurum bir kac sayfa kelimeler, cümlerler sararsa beni alirim, sarmazsa birakirim, benim secmemde böyle:))
YanıtlaSilSevgiyle kal
Empati
YanıtlaSilŞuan bende onu okuyorum biliyormusun :) Empatik olduk yani :)
Kitabın arkasında ne diyor; Okudukça bağlanacak, bağlandıkça okuyacaksızın.
Bu kısa cümleyi ilk okuduğum zaman iğrenti duymuştum. Reklamsı bir düzenek gibi gelmişti bana. Bu tarz kitap övgülerini sevmem. O kararı ben vermeliyim. Ben anlamalıyım, kendime göre hayattan yorumları ben geliştirmeliyim. Birinin benim hakkımda karar vermesi ne haddine. Kitabı okudukça bu izlenim gitgide kaybolmya başladı. Delice yazılmış, dokunaçlı kelimelerle dolu sayfalar. İşte benim yorumum. Bağlandıkç okumadım, sadece okudum ve okuyorum. Empati, haniymiş pati :)
Ahmet
Bende farklı şeyleri ve listeleri merak edenlerdenim.Çok satmasının yada hiç satmamasının benim sorunum olmadığını düşünüyorum.Kitap kitaptır ve eğer adıyla,kapağı yada konusuyla ilgimi çekiyorsa tarafımdan okunmalıdır.
YanıtlaSilvalla ben geçen sene kemerde ocuklar havuzda ve denizde tepinirken hevesle okudum kitabı, beğendim de. Ki macera içeren kitapları sevmem ama bende senin gibi merak ettim, yorumlarını okudum, önsözünü okudum zaten öncesinde olasılıksızı okumuştum. Önyargılar denizinde yüzüyoruz kediş, :)
YanıtlaSilBugun alisveristeyken bir yerde jarse kumastan yapilmis kitap kilifi gordum, hemen oradan bir kitap alip gecirdim uzerine! Tanrim! Ne kadar cirkin oldu! Ne adi, ne yazari ne uzerindeki grafikten eser kaldi. Kimliksiz kalmis gibi... Kim ihtiyac duyar dedim boyle bir seye? Elimde jarse kapli bir kitap tutmak okumak cok garip geldi, maske takmiscasina... Hemen kilifi cikarip kitabin kapagini oksadim, endiselenme gecti gibi...
YanıtlaSil:)
Dur bagliyorum hemen, demek ki bu bir ihtiyacmis! Belki de! Demek ki elindeki kitabi koruma bahanesiyle saklayabiliyormus da bazi insanlar... Dunya garip cok garip, gitgide daha da gariplesiyor, yabancilasip uzaklasiyoruz herkese, herseye! Elimizdeki kitaba bile! Uzerine kilif gecirilmis bir kitap... Kabus...
LA SANTA ROJA: Seninki farklı bir tavır. Evet bunu anlayabiliyorum. Çünkü, bazen öyle kitaplar oluyor ki ben gereğinden fazla abartıldığını düşünüyorum. Elbette değersiz demek istemiyorum. Sonuçta her kitap emek ürünü. Sırf bu yüzden bile saygı duyulmayı hakediyorlar. Sever ya da sevmeyiz o ayrı konu. Bunu ben de yaşıyorum bazen. Bir kitaptan öyle çok söz ediliyor ki sanki diğer kitaplar bir yana itiliyor bir tek o var oluyor. Aynı şey filmler için de geçerli. Issız adam örneği gibi. Ben o filmin neden bu kadar beğenildiğini gerçekten hala anlamış değilim :)
YanıtlaSilTİJEN: Çok satanlara tepki duymak sanıyorum biraz da "başkalarının beğenilerini kendi beğenilerimiz gibi alıp kabul etmek" durumuna karşı çıkmaktan kaynaklanıyor. Bu konuda ben de aynı fikirdeyim. İnsan kendi beğenilerinden kendi listesini oluşturmalı. Kalabalıkların beğenisini olduğu gibi alıp kabul etmek ne kadar doğru olur ki zaten? O listelere asla giremeyecek ama çok ama çok kıymetli kitaplar yok mu? Var. Benim kendi beğeni listem genellikle bu kitaplardan oluşuyor. Çok satanlar listesindeki kitaplarda ben de özensiz çevirilere rastlıyor ve fena halde kızıyorum. Çünkü karmakarışık bir dilin okuyana yapılan en büyük saygısızlık olduğunu düşünüyorum. Ve o kitaplardan soğuyor ve bir daha elime alamıyorum. Eğer doğru dürüst özenle yapılmış bir çevirisine rastlarsam yeniden okuyorum. Sanıyorum iyi bir okur sadece konuya değil dile de çok önem veriyor. Bu kitaptan aldığımız tadı pekiştiren çok önemli bir unsur.
KİTAP KURDU: Bu benim de yaptığım birşey. Yapmadığım şey ise sırf çok satanlar listesinde diye kestirip atmak. Bunun haksızlık olduğunu düşünürüm her zaman.
ÖZLEM: Empati Özlem'ciğim :)
BELGİN: Bu iyi bir okurun tarzı değil mi zaten? Bence iyi bir okurdan ziyade okumayı gerçekten seven birinin tarzı.
KARA KALEM: "Okudukça bağlanacak, bağlandıkça okuyacaksızın." Bu tip cümleler beni çekeceğine her zaman itmiştir. "Onun kararını ben veririm" derim bu tür cümlelere bakıp. Ben kitap seçerken sanırım bu tip reklamlardan ziyade okur olarak beğenisine güvendiğim kişilerin tavsiyelerini dikkate alıyorum. Elbette kitabın başından biraz okuyor kendi kararımı veriyorum. Kim ne demiş hangi gazete bu kitap hakkında ne yazmış çok satanların kaçıncı sırasındaymış o kadar de önemli olmuyor benim açımdan. Ben empatiyi severek okuyorum. Elbette edebi bir şaheser değil ama beni başka bir dünyanın içine çekiyor aklımı günlük hayatın işlerinden koparıyor ve bu sayede dinlendiriyor. Tüm derdim bu :)
SERAP: Çok satanlar listesine göz atarım çünkü o liste aslında biraz toplumun neyi beğendiğini ya da ne ile ilgilendiği konusunda kısacık da olsa bilgi verir bize. Merak ederim toplumun beğeni düzeyini her zaman.
GUGUK KUŞU: Ne yazık ki önyargılar denizinde yüzüyoruz ama önyargılardan arınmak öyle kolay değil. Yaşarken biriktiriyoruz önyargıları farkedince yıkıyoruz duvarı ama yaşam devam ettikçe ne yazık ki yeni duvarlar örülüyor. Ve bu önyargılar yüzünden kimbilir ne çok şeyden mahrum kalıyoruz. Yazık oluyor.
TURKUAZ DENİZ: Üzerine kılıf geçirilmiş bir kiatbı düşünemiyorum ben. Bu gerçekten korkunç bir görüntü olurdu. Daha önce okuduğu kitaptan utandığı için onu gazete ile kaplayan birini görmüştüm. Tüm ısrarlarıma rağmen kitabın adını öğrenememiştim. Hala merak ederim nedir o kitap diye :) Böyle bir huyum var. Bir bankta, otobüste, plajda ya da herhangi bir yerde kitap okuyan birini gördüğümde elindeki kitabın mutlaka adını öğrenmeye çalışırım. Otobüslerde garip akrobatik hareketlere neden olsa da bu merakıma halim olamıyorum :)
Okumadan yargılama ve ben onu okumam bunu okurum gibi gir düşünceyi hiç kabullenemiyorum. Birkaç yıl önce benzer şekilde bir arkadaşım elimdeki kitaba bakıp bunu sen mi okuyorsun diye sormuştu, evet dediğimde bu adam zzz, sen niye okuyorsun bu adamı diyerek yazarın siyasi görüşü nedeniyle okunmaması gerektiğini söylüyordu bana. Ne olmuş yani bu kişi zzz ise, onu okuyunca ben de mi öyle olurum? Hem onu okumadan onun düşüncelerinin doğru ya da yanlış olduğunu nasıl söyleyebilirim diye karşılık verince çaresiz kalmış ve sonraki birkaç yıl benim okuduklarımla ilgilenmemişti. Çok yazık.!
YanıtlaSilEvet bir de yazarı sevmeyip onun kitaplarına burun kıvırmak var değil mi? Ben bunu pek doğru bulmuyorum aslında. Benim de kişisel olarak tasvip etmediğim yazarlar var ama kitaplarını okurken yazarın kendisinden tamamen bağımsız okuyorum. Bu ikisini ayrı tutmak gerektiğine inanıyorum. Belki çok sevdiğimiz ama hiç tanımadığımız yazarların da tasvip etmediğimiz düşünceleri vardır. Onları öğrendiğimizde onları okumaktan vaz mı geçeceğiz? Sırf bizimle aynı fikirde olmadıkları için yazdıkları değersiz mi olacak? Bir de aynı fikirde olduğumuz insanları okumak bize ne katacak işin bir de bu boyutu var elbette. Bu açıdan verdiğiniz cevap çok yerinde olmuş, sahi okumadan onun düşüncelerinin doğru ya da yanlış olduğunu nereden bileceğiz. Hem kime göre doğru kime göre yanlış bu düşünceler? Bir de bu var değil mi?
YanıtlaSilgerçekten çok güzel
YanıtlaSilayrıca sitenizi de bir arkadaşım tavsiye etmişti.
şimdi kendisine kızıyorum niye daha önce söylemediği için
Çok teşekkür ederim :)
YanıtlaSilçok hoş olmuş - çok severek okudum. :)
YanıtlaSilitiraf ediyorum... benim de bir önyargım var kitaplara dair! yayınevleri konusunda seçiciyim bir süredir, öyle rezalet çeviriler okutmaya kalkıyorlar ki bize bazıları, hem de fahiş fiyatlara! hepsinin alacağı olsun diyorum bir kez daha...
Hiç yakıştıramadım o kitabı Fulya sana:))
YanıtlaSilWİND RİDER: Çok teşekkür ederim. O konuda ben de senin gibiyim ama bunun adına önyargı demek doğru mu? Olsa olsa seçicilik ya da özen demek daha doğru olmaz mı? O çeviriler beni de deli ediyor. Kendimi aptal yerine konmuş, saygısızlığa uğramış gibi hissediyorum. Ve kitaplar gerçekten çok ama çok pahalılar.
YanıtlaSilHAŞİM: Sen de mi Brütüs :D
Almadan önce birkaç sayfa okuyarak bu çeviri hayalkırıklığının önüne geçebilirsiniz :) İnternetten kitap almamak için bir neden daha!
YanıtlaSilİnternette de bazı kitapların ilk on sayfasını okuma imkanı var :) Mutlaka bakarım ben.
YanıtlaSil