Ve zeytin ağaçları altında ayakkabılarımı çıkarıp uzun uzun soluk almışken, tam da gökte parlayan güneşin herkesin üzerine doğduğunu düşünüyorken ve gözlerim alnı terli kara benizli adamların, tarlalarda, güneş altındaki yorgun bedenlerine takılmışken, o yoldan geçen tatilcilere bakan minik işçilerin yüzlerine düşen o kara gölgeden bunca kederlenmişken...
Ve dünya hala böylesi bir araya gelmez iki yakaya sahipken, birileri kendi açlığını unutmaya çalışırken tam o anda başka biri aç gözlerine dünyayı yetiştiremezken...Ve kendilerine küçük mutluluklardan sepetler ören adamlar ve kadınların gülüşü bu dünyanın ışığı olmuşken, içindeki doymak bilmez kör kuyuya tüm bu masumiyeti atan insanların hala bu dünya üzerinde dolaşıp durduğunu dehşet içinde farkederken...
Ve dünya hala böylesi bir araya gelmez iki yakaya sahipken, birileri kendi açlığını unutmaya çalışırken tam o anda başka biri aç gözlerine dünyayı yetiştiremezken...Ve kendilerine küçük mutluluklardan sepetler ören adamlar ve kadınların gülüşü bu dünyanın ışığı olmuşken, içindeki doymak bilmez kör kuyuya tüm bu masumiyeti atan insanların hala bu dünya üzerinde dolaşıp durduğunu dehşet içinde farkederken...
Kalkıp o köye gitmişken, o köyde şenlikli bir düğüne rastgelmişken, giyilmekten rengi atmış bir gelinliğin içindeki o gencecik kıza sevgiyle bakmışken, ona bakarken başından aşağı dolarlar dökülen o dünyanın gerçeğinden habersiz gelinleri anımsamış ve kimsenin birbirinden haberi olmadığına şaşmışken...
Bunca dengesizlik içinde, kendi dengemi korumaya çalışmak umutsuz bir çaba değilse, nedir?
Resim: Diego Rivera
Evet umutsuz bir çaba. Benim neslim de umut tacirlerine artık inanmamakta. Benden sonraki nesiller ise daha eremedi ümit vaad etmeyen geleceğin belirsizliğini kabullenmeyi. Sadrazamın sol ve sağ şakşakları olduğunu zannederek yaşıyorlar bihaber. Bihaberler biçare olduklarından.
YanıtlaSilAh be Cevherciğim kandırsaydın da "hayır umutsuz bir çaba değil" deseydin. bilirim aşılmaz o uçurum ve bizler o uçurumun derinin de yiter gideriz. Ama böylesi bakıp bakıp kederlenmemek için, yalan da olsa, birinin "umutsuz bir çaba değil" demesine ihtiyaç duyuyor insan. Ki yeninden umudu olsun...
YanıtlaSilYaşam doğmaktan ölmeye doğru akmıyor. Yaşam ölmekten doğmaya doğru akıyor. Yıllarca yıldırımın akış yönünü ters bildiğimiz gibi bunu da tersliyoruz hep. Doğarsın ve her şey biter. En önemlisi de mutluluk yiter. Ah işte onun peşinden ölene kadar koşarsında...
YanıtlaSilAnlatabiliyormuyum, umut nerede?
Ben de bundan korkuyordum; bildiğim herşeyin aslında tam aksinin doğru olmasından :) ne derler bilirsin korktuğun hep başına gelir...
YanıtlaSilDüzeltmek ? Kimi , insanlarımı, toplumu mu?
YanıtlaSilKendimizi düzeltmeden nereye :) Şahsen artık kimseyi değiştirebileceğime inanmıyorum.
Beraber olduklarım beni, ben onları boyarım gibi geliyor. Ve belki ne kadar kendimi düzletebilirsem o kadarda onlara faydam olur gibi geliyor.
Zaten yanlış olan birşeyleri düzeltmenin tek yolu bu değil mi? Kendimizi düzeltmek... Birilerini değiştirmeye çalışmanın zaten hata olduğunu düşünüyorum çünkü kendi tamlığımızı sağladığımızdan emin olmak hiç bir zaman mümkün değil. Yanlış olanı göstermek yerine doğru davranışları olan örnek biri olmak daha mantıklı değil mi? elbette herkes örnek biri olmalı demiyorum ama kendi hatalarımızı düzeltsek bu da bir şeydir. en azından akıntıya bırakmaktan iyidir değil mi?
YanıtlaSil