Özel bir gün değil. Hayır hiç değil. Hatta çok sıradan bir gün. Armağan alan kişi; ben. Armağan alınan kişi; yine ben. Bir dolmakalem, üç çizgili kesekağıdı kapaklı incecik çocuksu defter, bir kalın kapaklı oldukça yetişkin işi defter, bir kutu siyah mürekkep ve sekiz adet kitap.
Bunları anlattım ona. "Yani kendine armağan mı aldın?" dedi. "Evet elbette" dedim "Ben bunu hep yaparım." Acır gibi baktı. Güldüm. Muhtemelen hiç kimsenin bana armağan almadığını, böyle bir çözüm yolu bulduğumu ve yine muhtemelen bu biçimde kendimi kandırdığımı düşündü. Daha çok güldüm. Boynumdaki kolyeyi gösterdim cevap olarak. "Çok sevdiğim birinin armağanı" dedim. Çantamdan o pembe ajandayı çıkardım "Ve bu da bir başkasından." Kitabımın arasındaki el yapımı mavi kitap aralığını çıkardım sonra: "Bir de bu var." dedim. Ve tüm bunlar olurken onun yüzünde bana biçtiği kılıfı parçalayışımı keyifle izledim. Zalimce miydi? Bence değildi. Asıl zalimlik onunkiydi. Bilmeden ve sormadan biçilen yargılar daha zalim değil midir?
Yüzü boş beyaz bir kağıda dönünce, yargılardan arınınca asıl konuya döndüm. "Bence" diye başladım söze "insan ara sıra kendini böyle şımartmalı. Mesela çok istediği şeyleri alıp hediye paketi yaptırmalı. Bir insanı, en çok kendisi sever ve yine kendisi düşünür. Hem şöyle düşün; armağanı alan da veren de sen olduğun için ne alacağını bilirsin ve aldığın şeyden armağan aldığın kişinin çok ama çok mutlu olacağından kuşku duymazsın." Başını salladı. Pek aklına yatmadı elbette. Kural; ancak bir başkasına armağan alınır. Ve armağan almak için özel günler seçilir. Bu kazınmıştı aklına. Silmeye çalıştım. Asıl derdim şuydu; bir insan diğer insanları sevmek ve önem vermek için, onlara karşı nazik ve düşünceli olmak için işe önce kendinden başlamalı. Öyle ya kendi kendimizi kobay olarak kullanmazsak testlerin denek üzerindeki sonuçlarını nasıl bilebiliriz ki? En azından benim hayatı ve insanları anlamaya çalışma yöntemim bu. Belki doğru belki yanlış.
Fotoğraf: www.lifehack.org
O sekiz kitap neymiş acaba? Nelerle mutlu etmiş kendini bu güzel kedi?
YanıtlaSilGöğe bakma durağı-TURGUT UYAR
YanıtlaSilİkna- JANE AUSTEN
Anıkolik-PAGAN KENNEDY
Aşırı gürültülü ve inanılmaz yakın-JONATHAN SAFRAN FOER
Balık burcu hikayeleri- KÜÇÜK İSKENDER
Bir deliler evinin yalan yanlış anlatılan kısa tarihi-AYFER TUNÇ
Gündökümü bir uyumsuzun notları I- TOMRİS UYAR
Ve işimiz bitti- JOSHUA FERRİS
Bu kedi kitaptan bir yuvada yaşasa mutluluktan ölebilir. Kendine kitaptan armağanlar ala ala yuvanın duvarlarını inşaa ediyor :)
Ah ne güzel...
YanıtlaSilKitaplardan inşaa edilen yuvalarımız olsa gerçekten, ne güzel olurdu. Dilerim yuvanda mutlulukla yaşarsın hep.
Yazın sahile her inişimde ne yapıyorsun orda diyen arkadaşlarıma "kendime kahve ısmarlyacğım " derdim.. Onlar da gülerdi.. Umurumda değil.. Kendime kahve ısmarlamayı sviyorum..
YanıtlaSilİşte buna bayıldım. Ben de şimdi kendime mis gibi bir kahve ısmarlayacağım :)
YanıtlaSilBiliyor musun kendini seven ve şımartan insanlar bana hep çok sevgi dolu gelirler.
Yazını okumadan önce ben de kendime üzerinde çok şirin bir balık olan fıstık yeşili kapaklı bir defter, bir siyah bir kırmızı tükenmez kalem, bide puma çanta almıştım. seninle aynı fikirdeyim insanın kendine hediye alması kadar güzel bişey yoktur. Bu sırrı önce kendini sonrada hayatı sevenler bilir. Bi fincan nescafe, kitap, bi demet nergis, bi Leman Sam kesedi olur bu hediye ama sık sık yaparım. İyi etmişsin be kedicik. Ben bi de kitap alıp gelince eve koklarım onları....ne güzel kokarlar. Bu ara kendime almak istediğim doğal kağıtlardan yapılmış esmer bi defter mesela...
YanıtlaSilBen de koklarım kitapları. Sanki onları soludukça masallar öyküler içime dolarmış gibi gelir. Ne güzel bir duygudur o, insanın içini ısıtır...
YanıtlaSilBuradan çok güzel kitap kokuları geldi burnuma. Bir de mis gibi kahve kokusu...
YanıtlaSilKendime bir kahve yapayım bari. Bir de kendime alıp içini de yazdığım kitabımı bulup bir kez daha okuyayım. Birara blogda da yayınlarım o sayfayı. Arkadaşlarım çok gülmüştü ve onlar da imzalamışlardı. Kendime bir şey almayalı ne çok zaman olmuş!
Sevgiler...
Bende sana supriz hediye yapmak istiyorum Fulyacım.Zamanını ve hediyenin içeriğini söylemeyecceğim. Bana adresini yollar mısın mailden :) Öper ben...
YanıtlaSilAYSEMA: Kendisine armağanlar sunan ve kendisine verdiği değeri bu biçimde gösteren insanlara bayılıyorum. Ve bu özen başkalarına gösterilen özenin bir aynası bence. Kitapların içine yazma fikrini sevdim. Bunu ben de yapacağım. O sayfayı görmeyi çok isterim. Merak ettim.
YanıtlaSilBRAJESHWARİ: süprizlere bayılırım bayılırım. Elbette yollarım. Çok çok ama çok teşekkür ederim. Kedinin kalbini okşadın... Çok öperim ben de Burcu'm...
Ben d eçok severim kendşime armağan almayı.
YanıtlaSilGenellikle de bu kitap olur çoğu kere.
Ve ne kadar doğru bir söylem sevgili Kedi'ciğim, insanı sevmeye ve hatta anlamaya önce kendimizden başlamalıyız.
Altına imzamı atarım yazdığın her satırın.
Kitaplarına da imrendim bu arada.:)
Sevgilerimle...
İşte bu yüzden kendimizden başlamalı ve etrafa yayılmalı...
YanıtlaSilİnsanı en çok insanın kendi şımartabiliyor.Ben de kahvesedim galiba.Ah bir de kitapların üstüne ellerimizi koyup ellerimizle anında okuyabilsek!Çünkü okunası o kadar çok kitap var ki.Sevgilerimle dilek.
YanıtlaSilbunu bazen ben de düşünürüm o kitaplarla dolu kitaplığıma baktığımda. bilirim ki okumak istediklerime ömrüm yetmeyecek. Ama sayfa sayfa çevirdiğim o hazdan mahrum olmak istemediime karar veririm sonra :)
YanıtlaSilAa süper, ben de daha yeni Ve İşimiz Bitti'yi okudum. Ayfer Tunç'un da gelmesini bekliyorum. Anıkolik içinse yorumunu bekleyeceğim :)
YanıtlaSilVe ben de kendime hediye almaya bayılıyorum :)
Dün geldi kitaplar. Hangisinden başlasam hangisini okusam şaşırmış durumdayım :)
YanıtlaSil