Canım kardeşim, iki gözüm, kıymetlim,
Sana umut dolu sözcüklerle seslenmek istiyordum lakin tam karşımda televizyon var. Korkunç şeylere bakıyorum ve akıl dışı şeyler duyuyorum. Aklımı yitirmemek için de sana yazıyorum. Bütün bu olup bitenin içinde pür dikkat umutlu birşeyler arıyorum. Bir toplu iğne başı kadar birşey bulsam cımbızla çekip, gümüş bir kutuya dolduruyorum. Biriksin sana yollayacağım. Söz veriyorum.
Kaç yaşındasın bilmiyorum. Ya da kadın mısın erkek mi hiçbir fikrim yok. Kaldı ki bunu hiç önemsemiyorum. Diğerlerini saymama gerek var mı? Rengin ne, hangi dili konuşuyorsun, neye inanıyorsun... Umurumda değil. Aynı gök altında mıyız, gerisini düşünmüyorum. Seni sadece dünyanın kirine pasına bulanmamış kalbin için seviyorum. Bu yüzden kardeşim diyorum sana, iki gözüm gibi bakıyor ve kıymet veriyorum.
Benim gibi dehşete düşüyor musun dayak yiyen insanlara bakınca, merak ediyorum. Yoksa akşam yemeği karşısında haber izleyecek kadar katılaştı mı senin de kalbin? Çok zorda kalırsan, hani seçmek zorunda kalsan diye söylüyorum, insanları zalimler ve mazlumlar, iyiler ve kötüler diye mi ayırırsın yoksa senden olmayan herkese gönül dolusu kin mi beslersin, bunu da merak ediyorum. Ah benim güzel kardeşim kalbinin hala tek parça olduğunu umuyorum.
Bütün bunlar içinde kaçıp saklanacak bir yer hayali ile yanıp tutuşuyor musun sen de? Yeşil bir orman (kaldıysa hala) mavi bir deniz (varsa kirlenmemişi) hayal ediyor musun mesela? Kocaman bir gök altında nefes alabilmek için başka çaren kalmamış gibi hissediyor musun benim gibi? Öyle bir yere inatla ama delice bir inatla inanıyor musun?
Korkulardan ve kaygılardan törpülenmiş bir ömrün sahibiyiz biz, görüyorsun. Boğulduğu bir denizin içinde tutunacak bir dal umut arayan inatçı yaratıklarız. Dünyanın gerçek anlamda dünya olduğu zamanların (olmuştur değil mi öyle bir zaman) yine geleceğine kırıntı bir umutla yürekten bağlıyız. İşte bu yüzden kardeşimsin. Ve işte bu yüzden ben de senin... Tek bir kırıntı yüzünden yani... İşte sırf bu sebepten diyorum... Kardeşimsin...
Fotoğraf: Buradan
Yüreği burkulmak derler ya, o duygunun fersah fersah ötesindeyiz biz. Göğüs kafesimiz artık dar geliyor bu sıkıntılara. O kırıntı olmasa zaten...
YanıtlaSilfotoğraf ne kadar şirinnnnnnnnnn:)
YanıtlaSilİYi bir sesleniş olmuş,çok beğendim..
Ne güzel anlatmışsınız :)
YanıtlaSilBESTAMİ BEY: Bizi ayakta tutan minik zerre diyorum ben o kırıntıya...
YanıtlaSilAMAK-I HAYAL: Çok teşekkür ederim. :)
BOLAT: Çok teşekkür ederim.:)