Şöyle birşey hayal et lütfen; Günlerden cumartesi. Erken kalkıyor, hem ekmek ve gazete almak hem de biraz yürümek için sokağa çıkıyorsun. Mahmur mahmur yürürken bir de bakıyorsun ki hergün işe gidip gelirken kullandığın yolun üzerine bisküvi kutusu gibi bir bina kondurulmuş. Önünde durup camdan içeriye bakıyorsun. Burası bir kitabevi olabilir mi? Yok olamaz, camda mini kütüphane yazıyor.
"Nasıl yani?" diyerek şaşkın şaşkın içeriye göz atmaya karar veriyorsun. Seni gülümseyen bir kadın karşılıyor. Bu kadını bir yerden tanıyorsun ama nereden? Postanede çalışan kadın değil mi bu? Yok canım olamaz. Aynı anda iki yerde birden çalışamaz ya. Ama bugün günlerden cumartesi. Kadın iki işte birden çalışıyor galiba. "Yazık" diyorsun "herhalde aldığı para yetmiyor." Kadına elinde olmadan üzülerek bakıyorsun. Ama o gülümsemeye devam ediyor. Ne kadar da tatlı.
"Merhaba" diyorsun. Seni yanıtlıyor. Burası yeni mi, ne tür kitaplar var falan gibi sorular soruyorsun. Kadın, yüzündeki şapşal şaşkınlıktan hoşlanmış olmalı. Seni oturtuyor ve başlıyor anlatmaya. Burada kayıt falan yok diyor, kütüphane kartı vermiyoruz, kitaplar da kayıtlı değil zaten. Şaşkın şaşkın bakmaya devam ediyorsun. Kadın yüzündeki gülümsemeyi bir an bile soldurmadan: "“Aldığınız kitabı okumak için 2 haftanız var. Herhangi bir zorlama yok. Başka kitaplarla birlikte geri de getirebilirsiniz, bir daha uğramayabilirsiniz de... İyi niyet esas” diyor. İyiden iyiye şaşırıyorsun. "Ha bir de unutmadan" diyor: "biz burada 20 kişi gönüllü çalışıyoruz" "Neden?" diyorsun ne diyeceğini bilmediğin için. "Çünkü" diyor "Burada oturup insanlara bakmayı ve insanların bana bakmasını seviyorum. Çok eğlenceli. Özellikle okulların tatil dönemlerinde buraya bayılıyorum. Çünkü kadın-erkek okuma gönüllüleri, çocukları etraflarına toplayıp onlara kitap okuyorlar”
Gidip raflardan bir kitap alıyorsun. Bir şiir kitabı bu. Kütüphanenin önüne çıkıp yeşil ahşap banklara oturuyorsun. Şaşkınlığın hala geçmemiş. İyi gelir diye kitabın rastgele bir sayfasını açıp okumaya başlıyorsun:
"İkimiz birden sevinebiliriz göğe bakalım
Şu kaçamak ışıklardan şu şeker kamışlarından
Bebe dişlerinden güneşlerden yaban otlarından
Durmadan harcadığım şu gözlerimi al kurtar
Şu aranıp duran korkak ellerimi tut
Bu evleri atla bu evleri de bunları da
Göğe bakalım..."
Sahiden iyi geliyor. İyi niyetli olan herşey sana iyi geliyor zaten. Şimdi kafa patlatmayacaksın, bu kitapları insanların çalıp çalmayacağına, satıp satmayacaklarına. Yok bunlara kafa yormayacaksın şimdi. Bu yeşil bankta oturup, dilinin ucunda kalmış şiir kırıntılarının tadını çıkaracaksın. Az önce iyi insanların yaptığı küçük bir kutunun içinden büyülenmiş olarak çıktın. Yok sen şimdi kötülüklerden nefessiz kalmayacaksın. İçinde "iyi niyet" geçen herşeyi gönül dolusu kucaklayacaksın. Bir gazetede okuduğun "iyi niyetli kütüphane" haberini, ne zaman canın sıkılsa dünyanın haline, okuyup yeniden inanacaksın. Evet böyle yapacaksın...
Not: Yukarıda okuduklarınız bir hayal değil. Almanya'nın Köln şehrinde hayata geçirilmiş nefis bir proje. Adı "iyi niyetli kütüphane" Haberi şuradan okuyabilirsiniz.
süpermiş,bayıldım.
YanıtlaSilyazını okurken sonunda Türkiye'de olduğunu öğreneyim dedim ama ne yazık ki burada değilmiş. :(
Ne hoş bir fikir keşke Türkiye'de olsaymış. Hoş eskiden bizim de gezici kütüphanelerimiz varmış; ama eskiden.
YanıtlaSilMümkünse, Köln'de yaşamak istiyorum.(Dur biraz secret yapayım)
YanıtlaSilHele ki bu kütüphanenin içinde Turgut abimizin şiir kitapları varsa, tadından yenmez.Ben gidip Shengen için başvurayım:=)
Türkiyede böyle bir kütüphanenin olmasını hem istiyorum hemde olmadığına dua ediyorum:)
YanıtlaSilProje süpermiş de bizim insanımıza zor yaw.
YanıtlaSilŞahane, bayıldım keşke biz de yapabilsek ...
YanıtlaSiltıpkı yazdığın gibi hayal ettim, inan hayali bile iyi geldi
YanıtlaSilSEMİH: Türkiye'de olsa nasıl olurdu diye hayal ettim ama sanırım burada adı iyi niyetin suistimal edildiği kütüphane olurdu...
YanıtlaSilŞİRVAN: Güzel olan herşey eskide mi kalıyor ne?
BESTAMİ BEY: :))
CİLALI İBO: Dileyelim de bir gün böyle bir kütüphanenin hiç düşünmeden kurulacağı günler gelsin.
SİS: Zor vallahi...
HAYAT İZLERİM: Keşke...
GUGUK KUŞU: Ben de durup durup düşünüyorum bu kütüphaneyi. İçinde iyi niyet lafı geçen her fikre bayılıyorum, içim ısınıyor.