Biliyor musun, insan aslında kendinin hiç farkında değil. Olabilecekleri hayal ederken kendimizi ne kadar dayanıksız ve zayıf tasavvur ediyoruz, akıl işi değil. Oysa başa gelen sadece çekilmekle kalmıyor, aslanlar gibi altından da kalkılıyor. Ben bugün bunu anladım.
Sana çok zalimdim bugün. Ama hiç vicdan azabım yok. Öyle ya buğday ekip mısır biçemezsin. Ve ne edersen onu bulursun. O yüzden hiç ama hiç içim sızlamıyor sana öyle buz gibi bakarken, seni yok farzederken... İşin tuhaf yanı bir zamanlar yüzüne pür dikkat bakan ben artık sana bakıyor ama seni göremiyorum. Çok acaip...
Böyle olursa elim ayağım tutulur kalır sanıyordum. Oysa o eller bugün hiç olmadığı kadar çalıştı. Güzel fotoğrafların üzerine usul usul dokunarak hem gözleriyle hem de parmaklarıyla alıp ruhuna dokudu mesela. Sonra cevizli kurabiyeler yaptı. O cevizli kurabiyeleri yaparken ona yardım eden üç yaşında bir veledin on küçük hamurlu parmağını öpüp kokladı. Çok uzun zamandır sohbet etmediği bir sevgili dostuna binbir şey anlatırken sözcüklerine gerçeklik katmak için havada hareket edip durdu bir de.
Böyle olursa kör olurum sanıyordum. Oysa bugün gözleri güneş gibi olan bir adamın gözlerine bakarken asıl olanın ne olduğunu anladı o kocaman açılmış gözler. Kimdir kıymetli kim değil sonunda anladı. Sevginin nasıl akıp seni bulduğunu, sözcüklerin değil de başka bambaşka şeylerin gerçeği söylediğini anladı. Ve bugün o gözler senden geçmiş olduğuna hiç ama hiç pişman olmadı.
Başka bir hayat mümkün değil sanıyordum seninle olmazsa. Oysa ben bugün o öğle sonrası yağmuruna bakarken, kurabiyelerin üzerine cevizleri dizerken, o küçük çocuğun kocaman açılmış gözlerindeki yalın sevince şaşarken, kocaman kahkahalar atarken başka bambaşka güzel bir hayatın çok yakınımda bir yerde olduğuna inandım. Sonra gittim kendime güzel bir çay yaptım, kurabiyeleri uzun uzun kokladım, 20 yaşımda okumadığıma hayıflandığım bir kitabı aldım. "Başka bir hayat mümkün" dedim kendi kendime "başka bir hayat mümkün..."
Fotoğraf: Dying of cute
Başka hayatlar her zaman mümkün; insanlar gelip geçerken hayatımızdan biz bir istasyonmuşuz gibi yeter ki istasyon her tür depreme dayanacak kadar sağlam olsun ve duvarları yıkılmasın.
YanıtlaSilaklıma susanna tamaronu bir sözü geldi, dur küçük defterim burdaysa hemen yazayım: herzaman yapılan yanlış nedir bilirmisin? yaşamın değişmez olduğunu sanmak, trenin ray değiştirmeden sonsuza kadar gideceğini düşünmektir.Oysa kaderin hayal gücü bizimkinden daha renklidir. ......
YanıtlaSilplanlar yapmak, amaç edinmek gerek elbet fakat onlara sımsıkı da sarılmamak gerekiyor sanırım. bazen yaşamın bize verdiğini minnetle kabul etmek ve onu farkedebilmek de gerekiyor. çok güzel bir yazı, teşekkür ederim.
YanıtlaSilSİS: Bu fikri seviyorum, başka bir hayatın mümkün olduğu fikrini...
YanıtlaSilGUGUK KUŞU: Kaderin hayal gücü bizimkinden renklidir... Bunu asla unutmayacağım. Çok teşekkür ederim.
DEFTER-İ KEBİR: Asıl ben teşekkür ederim.