15 Ağustos 2009

KENDİME YENİ BİR BEN LAZIM

Kafamın içinde büyük bir boşluk var. Herşeyi yutan bir kara delik değil sözünü ettiğim. Öyle rahatsız edici, karanlık bir boşluk da değil. Tam aksine ışığın aklın içine dolduğu bir boşluk bu. Çok zamandır aranan huzurun ılık ılık yağdığı bir boşluk.

İnsan aklı ne kadar da tıkış tıkış bir kutu çoğu zaman. Ne kadar saçmalık, aptallık varsa içine tıkıyor da tıkıyoruz. En azından ben bunu yapıyorum. Ne gerçek ne yalan, ne önemli ne değil bilmez hale geliyorum yaşarken. Ve akıl tüm bunlar içinde nefes alacak küçücük bir boşluk bulmaya hasret kalıyor. İşte tüm bunlar yüzünden bu kadar yorgun, bu kadar bıkkın ve bu kadar isteksiz oluşum.

Ama şimdi o boşluk var. Uzun zamandır kendini olup bitenden soyutlamış aklın boşluğu. Akıp giden hayatın önünde durmuş izleyen aklın huzuru var. Yeniden o akışın içine atlamaya hazır cesur bir ruh var şimdi. Önemli olanla önemsiz olanı artık bilen, yok yere dertler edineceğine o dertlerin üzerinden kayıp gitmesine karar vermiş, daha güçlü ve daha net bir akıl var.

Gariptir, bu nasıl oldu bilmiyorum. Nasıl durmaya karar verdim, izlemeye nasıl karar verdim bilemiyorum. Çok yorgun bacakların istemsizce durmasıdır belki de bu. Belki de birinin bir anda kolundan çekivermesidir. Hangisi olduğu da önemli değil aslında. Önemli olan koşup durduğun hayatın ortasında aldığın mola ve yeniden oyuna sanki eskiden hiç birşey olmamış, hiç yorulmamış gibi başlama gücünü kendinde bulabilmek. Ve o güçle birlikte ders almış olmak, o derslerin sonuçlarını analiz etmiş olmak ve yeniden aynı hatalara düşmeyeceğinden emin olmak.

Önemli olan o boşluğun içinden yeni ve coşkulu bir gözle bakıyor olmak hayata. Tam da "artık gerisi böyle gelecek" derken, tam da "artık oldum ben, hiç değişemem" derken yeni bir benle selamlaşmış olmak. Önemli olan hayattan yorulduğun vakit bir sebeple durup yenileneceğini biliyor olmak galiba ve bir tek yaşamın içinde bir çok kez yeniden doğabilecek olduğunu sevinçle görmek...

7 yorum:

  1. Zihnimizden geçen düşüncelerin yüzde doksan beşinin bir önceki günle aynı olduğunu okumuştum bir yerde.
    Hesaplar,oyunlar,yalanlar,riyalar...
    Durmaksızın kaygılar...

    Ben de çok radikal kararlar aldım sık sık.Ne kadarını gerçekleştirdim bilinmez.

    Zihnimizi özgür kılacağımız günleri özlüyorum.Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Kedi kardeş,
    beynin kendini savunması bu, bir tür meditasyona yatış, dinlenme hali..sen istemesende koşuya devam etsende senin içinde sana karşı bir direncin oluşumu bu..uyuşma da değil..yarınkıi isyana hazırlık gibi birşey..enerji biriktirme, sağalma..
    ben bu işi yağmur ormanlarında kameramla birlikte kaybolarak yaparım..yeşilin tüm tonları yağar üstüne üstüne karakedinin..
    betonarmelere sıkışmışlık durur o yerde..o boşluktur beni yarına vareden..
    beynin tembellik hakkını tepe tepe kullansın, salıver..

    YanıtlaSil
  3. Bu günlerde ben de bi garibim :)Dört bir yanım dev balonlarla çevrili, içlerinden çıkamıyorum ama çıkamıyor olmak da çok kötü değil. Kendimi savurdukça bir o balona, bi ötekine hoop uçuyorum ve düşmüyorum. Sanırım çoğu gitti azı kaldı artık ve ben bu son kırıntıların tadını çıkarıyorum ve yaşamayı ne çok sevdiğimi söylüyorum kendime, her haliyle :)

    YanıtlaSil
  4. Önemli olan o boşluğun içinden yeni ve coşkulu bir gözle bakıyor olmak hayata. Tam da "artık gerisi böyle gelecek" derken, tam da "artık oldum ben, hiç değişemem" derken yeni bir benle selamlaşmış olmak. Önemli olan hayattan yorulduğun vakit bir sebeple durup yenileneceğini biliyor olmak galiba ve bir tek yaşamın içinde bir çok kez yeniden doğabilecek olduğunu sevinçle görmek...

    Harika yazmışsın..işte bu...

    YanıtlaSil
  5. Sevgili kedicik ne güzel o boşluğu yaratmak ve farkında olabilmek. Aferin sana !!!

    YanıtlaSil
  6. farkındalıkların her zaman huzura dönüşmesini dilemeli belki de..

    YanıtlaSil
  7. YASEMİN: Buna kesinlikle katılıyorum. Zihin ya geçmişte yaşıyor ya da gelmemiş gelecek üzerine kaygılar taşıyor. O yüzden yaşamıyor sayılırız. Çünkü hiç bir zaman o an içinde değiliz.

    DEXTER-FERNANDO: Bu yeni bir reklam taktiği mi?

    VOLKAN: Çok uzun bir tembellikti bu Volkan. Ama iyi geldi :)

    DEMET: Yaşamayı sevdiğini hissediyorsa insan gerisinin hiç önemi yok. Herşeyle başa çıkabiliyor o içindeki coşku. Sanırım aslolan onu kaybetmemek.

    UFUK ÇİZGİSİ: Çok teşekkür ederim :)

    HAYATTA GİDERKEN: Bir de huzura ermeyi başarsak o zaman tam olacak işte :)

    7.ODA: Evet kesinlikle bunu dilemeli...

    YanıtlaSil

Ne demeli...

İnstagram'da tatlı tatlı gülümseyen, yüzünde güneşler parlayan gencecik bir kız gördüğümüzde o mutlu genç kızın bir gün biri tarafından ...