Aşk üzerine binlerce söz söylendi ve ben sana yeni bir sözcük vaadetmiyorum. Belki şefkatli bir bakış ya da küçük ve sıcak bir gülümseme en fazla... Zira söylenmiş tüm sözcüklerin kalplerimizde kaynayan volkanın yanında esamesi okunmayacak bir toz tanesi olduğunun farkındayım.
Bugün dedim ki kendime, hiçbir şey beklemeden taşı bu aşkı yanında. Taşı ne olacak ki... Cüzdan taşıyorsun kirli paraların bulunduğu, defter taşıyosun efkarlı sözcüklerle dolu, içi ıvır zıvır bin türlü gereksiz şeyle dolu koca bir çanta taşıyorsun da bu aşk mı ağır gelecek sana. Onu evde masanın üzerinde unuttuğun günleri anımsa dedim boyama kitabının boş bir sayfası gibi olmuyor mu dünya öyle günlerde? Bu aşk senin yeşilin, mavin, kırmızın, turuncun ve sarın...
İşte bütün bunlar yüzünden sevgilim sana hiç sormadan gözlerinin bebeğinden küçük bir yıldız çaldım. Saçlarından beyaz bir tel, ellerinden hafif bir sıcaklık ve kalbinin tam ortasından masum bir şey... Ve bütün bunlardan yaptım bu aşkı. Ki senden bile sakladım.
Dünya işte bunun üzerine dönüyor şimdilerde. Aşkla dönüyor. Benim başımda öyle. Ve yeryüzü ve gök arasındaki herşeyin üzerine yemin ediyorum ki ben buna kendi gönlümle teslim oldum. Sırf dünya rengini kaybetmesin diye...
Fotoğraf: Life
Fotoğraf: Life
severim seni Fulyacimm... yorumum bu kadar, böyle yazmak içimden geldi..
YanıtlaSilBöyle güzel kal....
Çok teşekkür ederim canımm :) Öpüyorum.
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı:)))
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim :)
YanıtlaSilkeşke herşey aşk dolu olsa aşkla yapılsa ben deli gibi aşka aşık biriyim sanırım birde acısı olmasa daha iyi olacak benim için kızkardeşim :)
YanıtlaSilAcısız olmuyor galiba. Ne diyelim gülü seviyorsak dikenine de katlanacağız :)
YanıtlaSil