27 Ekim 2011

kalpsiz tüm mahluklara mektup...

Şu fotoğrafı görüyor musunuz? İşte bu fotoğraf acının, çaresizliğin, korkunun, kabusun, dehşetin, herşeyini kaybetmenin, geleceği hayal edememenin fotoğrafı... Sen ve senin gibiler o sözleri söylerken bu kareleri hayal etmiş miydiniz merak ediyorum. Gözlerinizi kocaman aça aça "ama onlar da bizimkileri öldürüyorlar" derken bu adam ve kadınlardan, hele çocuklardan ve bebeklerden hangisini birini öldürürken görmüştünüz bunu da merak ediyorum. Bu ülkenin doğusunda yaşayan herkesi potansiyel katil olarak görmeye ne zaman başladınız mesela? Ve ne zamandır öldü içinizdeki insanlık? Bu insanlar hüngür hüngür ağlarken, sevdikleri bir anda yitip giderken, kolları bacakları enkaz altında ezilmişken, herşeylerini kaybetmişken nasıl oluyor da içinizdeki nefret hala böyle dimdik ayakta duruyor? İnanın bana midemi bulandırıyor son zamanlarda söylediğiniz herşey. Beyninizin kıvrımlarını açıp içindeki o iltihaplı düşünceleri bir bir çıkarmak istiyorum. Ama siz bunları söylediğim zaman beni vatan haini ilan etmeye kadar götürüyorsunuz işi. Sırf o insanların haline üzüldüğüm için "sen onları mı destekliyorsun yoksa" gibi salakça laflar ediyor, benim onlar ve biz diye bir kategori ile hareket etmediğimi anlayamıyorsunuz. Şimdi ben neye kahrolayım bilemez haldeyim, o hayatları mahvolan insanlara mı yoksa sizin gibilere bakıp "oh oldu onlara hakediyorlardı, Tanrı cezalarını verdi" diyenlerle aynı ülkede yaşadığıma mı?

Ama şimdi biraz olsun gönlüm rahat. İki çocuk gördüm az önce televizyonda. Ayakkabı boyacısı iki çocuk. 8 lira toplamış onu depremzedelere göndermişler. Engelli bir adam gördüm. Balon satıyordu. İki tane battaniye göndermiş. Sonra kağıt toplayan adamlar vardı. Ellerinden gelen yardımı yapmışlar. İlkokul çocukları gördüm sonra babalarından aldıkları harçlıkları Van'a yollayan. Yevmiyelerini yollayan işçi kızlardan, ördüğü kazakları yollayan ev kadınlarına kadar pek çok güzel insan gördüm. Ve şükürler olsun ki bu insanlar da var dedim içimden.

Biliyor musunuz eğer onlar ve biz diye bir ayrım yapacaksanız şöyle yapmalısınız; içinde insanlık duygusu kalmayanlar ve hala insan olanlar...

10 yorum:

  1. İnsanları x-ray ışına tutmuş gibi oldu bu olay.. içlerini gördük nerdeyse.. iyi yahut berbat.. ama şükürler olsun ki iyiler çok .. benim sonyazımdaki fotoğrafı görmüşsündür belki o amca da bir efsane eskilerden..

    YanıtlaSil
  2. "Van'da şu dakikalarda artçı depremler devam ederken benim yüreğimde de artçı hayal kırıklıkları...ailem, sevdiklerim, hemşehrilerim için dua ederken bir yandan da bu ülkenin insanlığına merhamet diliyorum..." diye ne hissettiğini söylemişti bir öğrencim. Ne hissettiğini değil de O'na ne "hissettirildiğini" diye düzeltmeliyim..Hak mıydı bu Kızkardeşim?

    YanıtlaSil
  3. teşekkürler sabah sabah içime ümit düşüren bu yazı için. BİZ de yalnız değiliz, sayımız o kadar az değil, hala insan var çevremizde çok şükür.

    YanıtlaSil
  4. Bu ülkede yaşayan insanlar türlü politik polemiğin malzemesi. Zİhinlere değil o anki haleti ruhiyeye seslenen parsayı topluyor. kasten bilinçizleştirilmiş, zihni uyuşturulmuş bi rtoplumda iki uçtakileri de suçlayamayı zbence. Suç iki ayrı uçta yer alanların arasındaki mesafeyi uçurumlara çevirip aradaki köprüleri yıkanlarda. Çoğu insanın kendine ait fikri yok bi ryerlerde konuşulanlardan beğendiklerini, sloganı tuatnlarını kendi fikri sanıyor.

    Deprem çok acı, sonuçları, resimlerine bakan vicdan sahibi insanlar için bile çok acı verici. Dünyanın öbür ucunda adını duymadığımız yerlerde felaket yaşayanlar için yüreğimiz kan ağlarken kendi yurdumuzun insanı için üzülmemek ne mümkün.

    Ancak her depremden felaketten menfaat sağlayan, insanı hiçe sayan zihniyetleri kınamadan geçmek olmaz. 1999 depreminde organ mafyasının yaptıklarına pek değinilmedi, ülkemizin başka yörelerinden gelip orada karabırsa yaratanlar üzerinde hiç konuşulmadı. Bu sefer tekrar etmediğini kim sötleyebilir. Bir arkadaşımız 1999 depreminde ilk sarsıntı sonrasında kaldığı oteli terkederek saatlerce diğer vatandaşlara yardım ediyor, bir kaç saat sonra iki adam kollarına girmiş ayakları yerde sürünür vaziyette onu bir yere çekerken görülüyor. Kimse ne olduğunu anlamıyor. Bu onun son görülüşü.. Daha sonra cesedi bile bulunmadı...

    Bunlar da insanlık ayıbı.

    YanıtlaSil
  5. DELİ ANNE: İnsan, depremde başına bunca felaket gelmiş o insanlara mı üzülsün yoksa bu felakete akıl almaz bir şekilde mide bulandırıcı yaklaşımları olan insanlara öfke mi duysun şaşıp kalıyor. Bir de felaketten nemalanmaya çalışan aşağılık bir grup var ki onlardan söz edip ağzımı bozmak istemiyorum.

    KARÖSHİ: Haklısın. Böyle durumlarda sanırdım ki herkes aynı acıyı duyar içinde. Ama çok acaip bir grup varmış. Ve o grup insan olmaya dair herşeyi bir yerlerde yitirmiş. Yazıklar olsun...

    WR: Çok şükür var o güzel yürekli insanlar. Aslında bu felaket şunu da ortaya çıkardı, bu ülkenin insanı ne olursa olsun acıda kardeş. Bir kaç kendini bilmezi saymıyorum. Onlardan dünyanın her yerinde vardır tahmin ediyorum. Ama Van'a yollanan yardımlara bakınca bu ülkede çok ama çok insan var şükürler olsun diyorum.

    VLADİMİR:Asıl korkunç olan da bu işte: "Çoğu insanın kendine ait fikri yok, bir yerlerde konuşulanlardan beğendiklerini, sloganı tutanlarını kendi fikri sanıyor."
    Dediğin doğru felaketleri kazanç kapısı olarak gören aşağılık mahluklar da var ne yazık ki. Çaldıkları Kızılay çadırını satmaya çalışanlardan tut da organ mafyasına kadar. İnan bana midemi bulandırıyorlar.

    YanıtlaSil
  6. Bir tarafın bu şekilde acımasız olmasını ben de anlayamadım önce.Bu nefretten korktum.Ama gazeteleri okuyunca bunların hamurundan diğer tarafta olanlarda da varmış ne yazık ki.Ondan böyle karşılıklı birbirine hırlayıp dururlarmış.Gitgide ondan böyle kuduruyorlarmış karşılıklı.Keşke her iki tarafın aşırı itlerini bir torbaya bırakma şansımız olsaydı ama biz kurtulduk bunlardan derken birbirlerini yalarlar yine ona buna birlikte saldırırlardı.Yunus'u öldürdüler diye yazmış özgürgündem de.Daha bir dolu karşılıklı sataşmalar.Yıkıntılar içindeyken bile kendi kuyruğunu bırakıp başkasının kuyruğunu ısırmalar...
    Dün için sızlıyordu bu merhametsizliğe ama şimdi beni pek korkutmuyor.İt ürür kervan yürür demek geliyor içimden.Her iki tarafın uyuz milliyetçisinden de aynı ölçüde midem bulanıyor.Bıçak sırtının üzerinde durmak ve cesur olmak en önemlisi sanırım.

    YanıtlaSil
  7. Gordum ve korktum ben de, ulus olmanin, birlik olmanin tum unsurlari yok olmus gibi geldi... zemin daha kaygan, insanlar acimasiz ve kor... korktum ben... cok... depremden degil de, depremin actigi ucurum korkuttu beni, hop diye icine aliverecek, yutuverecek bir ucurum...

    YanıtlaSil
  8. kedicim şöyle bir durum da var ama. bu tür insanlar sadece bu durumlarda yoklar. ülkede her yörede, her kültürde bolca bulunmaktalar. sanırım itiraz da biraz bundan kaynaklanıyor. sadece "işte bakın yine kürtler söz konusu olunca acıları paylaşmayanlar var" demek itiraz edilmesi gereken bir durum. her gün gencecik çocuklar öldürülürken, silah tutan elleri alkışlayanlar da cinayete ortak idi. o bölgelerden gencecik çocukların teröre kurban gitmesine yeterli duyarlılık o bölgelerden maalesef çıkmamıştır. bu bir realite. kimse kimseyi kandırmasın. bu durumda evet ilahi adalet yerini buldu demek elbette arızalı bir durum olur ama yapılan her hatalı tavrı da hemen arkasından deprem sonrası hatalı yorumlara karşı yapıldığı gibi yapılmalıdır. çifte standardın olduğu her durum kitlelerdeki iyi niyeti öldürür.

    YanıtlaSil
  9. geçmişte olanlara sessiz kalmanın şuursuzluğuyla, herşeye otoritenin düdüğü ile melodiler düzen bizlerin; emanet aldığımız dünyayı getirdiğimiz nokta bugün geldiğimiz olmuş ablacım.

    bu hiçbir siyasal söylemin içine sığdırılmamalı. bu insanlığın kaybıdır. insanların din, dil ırk ayrımıyla sınıflara ayrılıp küçücük çocukların birbirlerine milliyetlerine bakarak konuşması bizim ayıbımızdır.

    çünkü bizler, bizlere ezberletilenlere karşı tepkisiz kalarak ve onları çocuklara empoze ederek hayatımızı idame ettirdiğimiz için... bugün insanlık bir trajedi haline geldi.

    gelecek çocukların. umarım etrafımızda kaleminden çıkan güzel düşünceleri okuyup, büyüyen bireyler yetişirde... dünya da çiçeklerin kokusu olduğunu bilen şuurlu sosyal çocuklar hakimiyet sürer bu topraklarda...

    kalemine sağlık abla.

    YanıtlaSil
  10. ADSIZ: Ben de okudum söz ettiklerinizi. Mesela Van'daki insanları devlete karşı ayaklanmaya davet edenleri hayretler içinde gördüm. O insanlar evsiz barksız kalmışken, bunca insan onlara yardım için koşarken ne ayaklanması. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bu aşırılıklar mide bulandırıcı. Bu kudurmuşluk insanı hiçe sayan bir kafa... mide bulandırıcı gerçekten.

    TURKUAZ DENİZ: Korkmamalı bence... Bu tip insanlar varsa kocaman kalbi merhamet dolu pek çok adam ve kadın da var. Ve sayıları daha çok. Bence bu deprem bu ülkedeki insanların kardeşliğini sağlamlaştıracak. Anadolu insanı zalim olmaz olamaz, ben buna inanmak istiyorum.

    ADSIZ: Elbette haklısınız. Zaten sorun tek bir olay değil. Sorun masumların başına gelenlere her ne sebeple olursa olsun sevinen bir türün varoluşu. Gencecik adamlar terör kurbanı onları alkışlayanlara ne demeli bilmem çünkü ne desek az kalır. Birilerinin ölümünü alkışlayanın cinayete ortak olduğunu düşünüyorum ben de. Ellerine kan bulaşmamış olabilir ama o da bir nevi katildir.

    LİBERTER KEDİ: Asıl sorun herşeyden önce insan olduğumuzu ve insanlarla birlikte yaşadığımızı unutmamız. Din, dl, ırk demeden insan olduğumuzu bilerek yaşasak eğer bir ayrım yapacaksak iyi insanlar ve kötüler diye yapsak sorun kalmayacak...

    YanıtlaSil

Ne demeli...

İnstagram'da tatlı tatlı gülümseyen, yüzünde güneşler parlayan gencecik bir kız gördüğümüzde o mutlu genç kızın bir gün biri tarafından ...