Haşim Bey iri ve dalgın bir adamdır. Öyle dalgındır ki etrafındaki tüm insanları kendisine sessizce yaklaşmakla ve onu korkutmakla suçlar. Öyle iridir ki karısı Selvi Hanım eğer böyle yemeye devam ederse oturdukları evin kapılarını iki katı genişliğe çıkarmaları gerekeceğini, çıkacak masrafın da Haşim Bey'in cebini hayli yakacağını söyler durur. Haşim Bey kaba düşünceleri arasından süzerek kendisine tek kelimelik bir felsefe edinmiştir, "Boşveeeeeer" Yaptığı herşeyi bu felsefe üzerine bina eder bu yüzden de kimsenin kendisi hakkında düşündüğü hiçbir şeyi umursamaz. Bu umursamamazlığın, yediği yemeklerin şişmanlatıcı özelliğini iki katına çıkardığını iddia eder, ama kilolarından kurtulmak için en ufak birşey yapmaz. Çünkü Haşim Bey'e göre yemek yemek dünyadaki en önemli hazların başında gelir.
Haşim Bey'in karısı Selvi Hanım ise, eşinin aksine incecik dal gibi bir kadındır. Yine Haşim Bey'in aksine bir tavşan gibi uyanıktır. Öyle ki tek gözü açık uyur. En ufak çıtırtıyı, sokaktan evin içine dolan belli belirsiz sesleri, Haşim Bey'in nefes alışverişindeki belirsiz değişimleri herşeyi ama herşeyi duyar. Bu yüzden de mahallede olup biten herşeyden haberdardır. Ona göre herşeyi bilmek olası herşeye hazır olmak anlamına gelir ki bu da uzun ve iyi bir yaşam için şarttır.
Haşim Bey ve Selvi Hanım birbirlerine asla küçük isimleri ile hitap etmezler. İlk tanıştıkları çay bahçesinde birbirlerinin isimlerinin arkasına hanım ve bey sıfatlarını yerleştirmişler ve yirmi yıllık evlilikleri boyunca da asla bu kuralı bozmamışlardır. İkisi de alışkanlıklarına bağlıdır ve bunun rahatlık getirdiğine inanırlar. Tek ortak özellikleri de budur zaten.
Haşim Bey ve Selvi Hanım, bir gece bu kelimeleri yazan parmakları uyandırmışlar ve artık bilinmek istediklerini parmakların sahibine ısrar ve inatla belirtmişlerdir. Parmakların sahibi susamış olarak kalktığı yatağından kalkıp mutfağa gitmiş, iri bir portakalı soyarken Haşim Bey ve Selvi Hanım'ın birbirleri hakkındaki şikayetlerini dinlemiş, bir yandan merak etmiş bir yandan da huzursuz olmuştur. Gece vakti kalem kağıt bulmaya üşenen parmakların sahibi hafızasına güvenerek Haşim Bey ve Selvi Hanım'a söz vermiş ve şu an onların ilk kısa hikayelerini buraya dökmüştür. Ve hatta belki demiştir parmakların sahibi "sizi tamamen anlatan bir kitap bile yazabilirim."
Fotoğraf: şurdan
Keşke yazsa böyle bir roman o parmakların sahibi ...
YanıtlaSilSevmek ne deme, bayılırım :))
YanıtlaSilbu kedi çok tembel çoook :)
YanıtlaSilBen de boşver felsefesindenim. Haşim bey beni anlatıyor.
YanıtlaSil