Duymaya layık olmayan kulaklara tatlı sözler söyledim. Belki o sözlerden sonra pişman olmuştum lakin artık değilim. Söz o kişi onu hak ettiği için söylenmiş değildir çünkü. Söz coşan kalbimize engel olamadığımız için söylenmiştir. Bunu biraz geç anladım.
Pişmanlık beraberinde küskünlüğü getirir, bunu o zamanlar bilmiyordum. Ve küskünlük kalbin coşmasının önünde bir tıkaç... Bu yüzden ne insanlara, ne hayata ne de kendime küsüyorum şimdi. Öyle ya insan coşan bir kalbe sahip değilse nasıl yaşar?
Hata yapıyoruz. Başkalarının değmezliği yüzünden kendimiz olmaktan vazgeçiyoruz. Onların da kendilerine göre sebepleri vardır kimbilir, hiç düşünmüyoruz. Hiç ama hiç bilemeyiz belki o sebepleri, kişilerin nasıl bu hale geldiklerini ama "vardır bir sebebi" deyip omuz silkmeyi beceremiyoruz. Ne kadar da benciliz ve ne kadar kendi tarafımızdan bakıyoruz. Tuhaf, insan hiç ama hiç bilemediği sebepler yüzünden nasıl vazgeçebilir kendinden? Başkasına küsüp nasıl içinde var olan herşeyi çöpe atabilir? Gurur, dostum, aslına bakarsan körlük sebebi. Olup biteni, insanların duygularını ve hatta gerçeği göremeyişimizin tek sebebi. Bir anda yakıp yıkmayı, silip atmayı hep ona borçluyuz. Aferin bize, hepimize.
Dışarıda gri bir gökyüzü var. Odada tek başımayım. Göğe baka baka bunlar geçti aklımdan. Birine söylemek istedim. Söylemektense uçup gitmesindense yaz dedim kendi kendime. Yaz ki hep hatırlayasın. Hatırla ki sakin kalasın, kalbinin coşmasına engel olan ne varsa çıkarıp atasın, anlayasın ya da en azından anlayamaya çalışasın... Yaz dedim kendi kendime yaz...
Fotoğraf: Life
bana yazmışsın aslında, tam da hayata küstüğüm bir anda. benim için yazmışsın. yüreğim için. coşkusunun tepe taklak oluşuna yazmışsın en çok da... yaz demiş sana. yazmışsın benim için. teşekkür ederim. hem sana hem de Ona.
YanıtlaSilİyi ki yaz demişsin,
YanıtlaSiliyi ki yazmışsın...
Yüreğimizin coşkusunu engellemelerine asla izin vermeyelim.
Bazı insanlar silinmeyi hakediyorlar, hatta ne zaman silersen sil geç silmiş sayılıyorsun. Çünkü zamandan ve enerjiden çalıyorlari hep alıyorlar vermek nedir bilmiyorlar.
YanıtlaSilBen sonuna kadar kredi veriyorum dost sandıklarıma, bırakıyorum zamanımdan çalsınlar. Son damlasına kadar ihanet etmiyorum dostluğuma ama o son damlayı da aldım mı... Orada bitmiştir.. :((
Hep açık renkli hatırlıyorum senin blogunu bu yeni rengi sevdim ama alışkanlıklardan kolay vaz geçilmiyor o aydınlık sayfayı bi rmüddet arayacağım sanırım.
NOVELLA: Sakın küsme. Ben de küsüyorum günlerdir. Ama inan bana kendi içini deşmekten başka bir işe yaramıyor. Ne yapıyorum biliyor musun? Mutsuzluk ve umutsuzluktan geberecek gibiyken inatla şarkı söylüyorum. Neşeli şarkılar hem de. Sırf kaybetmemek için coşkumu. Onsuz nasıl yaşarız. Asıl ben teşekkür ederim Sevgili Novella.
YanıtlaSilAYSEMA: Kesinlikle izin vermeyelim. Cehennem gibi her yan. Ama ancak buna coşkusunu yitirmemiş yürekler karşı durabilir. Belki de tek unutmamamız gereken bu.
VLADİMİR: Yok birbirimizden farkımız ben de tıpkı senin gibiyim. Sildiğimde pişman olmuyorum. Çünkü kendi kendime diyorum ki; sonuna kadar şans tanıdım ona.
Bloğun bu yeni rengini seviyorum ben de ama hala açtığımda şaşırıyorum :) Hep beyazdı şimdiye kadar. Biraz da mavi olsun. Gökyüzünün denizin rengi olsun. İkisi de umutlu şeyler çünkü...
Söyleyemediklerimizi , uçup gitmesindense yazmak iyidir..
YanıtlaSilEvet kesinlikle katılıyorum..
iyidir..
hayat, kolay aslında... doğ, yaşa, öl.. aynen bu adımlarla ve istisnasız aynı sıralamada... doğmak ve ölmek benim kimliğimden bağımsız..tercihsiz.. ama yaşamak kısmı bol çeşnili olmalı.. herşeyden olmalı, tadına bakmadığım bir şey kalmamalı... bol kahkahalı, bol arzulu, bol çabalı olmalı.. acıyor mu ellerim, ve yüreğim.. olsun.. tadına bilmem lazım.. tekrar tatmak isteyip istemediğimden emin olmam gerek..
YanıtlaSilyeni okuyorumm yazılarını.. ellerine sağlık.. : )
Azametimizden geçilmez söz gurura gelince.Oysa gurur ruhun kataraktıdır.Anlamazsınız,bir filtre indirir,karartır ve hastalıklı kılar.
YanıtlaSilSaçma bir övünç gizlenir gururun içinde. Bu övünç evrenin en berbat karadeliğidir.