27 Ocak 2009

SAHİ NEDEN YAZIYORUZ?

Ona "neden yazıyorsun?" diye sorduğumda beni çok şaşırtan bir cevap verdi: "Kimse beni dinlemediği için..." Bu kadar samimi bu kadar dürüst bir cevap mı beklemiyordum yoksa uzun uzun kendini açıklayacağını mı umuyordum ya da bir Sait Faik klasiğiyle cevap verip: "Yazmasam deli olacaktım." diyeceğini mi sanıyordum bilmem ama beni hem şaşırttı hem de gülümsetti cevabı.

Yazan bir insan için ne çok sebep vardı oysa. Ve işin ilginç yanı hiç kimsenin sebebi birbirine benzemiyordu. Kimi bu soruyu pek aptalca buluyor alaycı cevaplar veriyordu kimi ise uzun uzun açıklamalara girişiyordu. Bazıları bir kuşa neden ötüyorsun diye sorulmazsa bir yazara ya da yazana neden yazıyorsun diye sorulmayacağını savunuyordu. Bazıları ise sırf eğlenmek için yazdığını söylüyor, soruyu soranı başından atıp kağıt ve kalemden oluşan oyuncaklarına dönüyor, soruyu unutup kelimelerden dünyalar kuruyordu.

Kimi bu soruyu gereksiz ve aptalca bulsa da verilen cevapları okumak keyifliydi. Örneğin Marquez "arkadaşlarım beni daha çok sevsin diye" cevaplıyordu soruyu. Ve muhtemelen soruyu soranın arkasından bıyık altından gülüyordu. O kocaman ailelerin karmaşasını kağıt üzerinde bir düzene sokmaya çalışırken ve sanki hayatı değil de bir masalı anlatırken büyük ihtimalle arkadaşlarının onu sevmesinden çok daha fazlasını amaçlıyordu.

Bazıları ise dünyadaki bu karmaşadan, bu düzensizlikten ve bütün bunlar karşısında eli kolu bağlı kalmak çaresizliğinden kendini kurtarmak için yazıyordu. Vonnegut bunlardan biriydi. "Yazıyorum çünkü bir kaos kırıntısını bir kağıt parçası üzerinde düzene sokmaktan (en azından böyle olduğunu umarım) belli bir tatmin duyuyorum. Marangozlarda aynı şeyi keresteyle yapıyorlar." Elbette onun işi kerestelerle değildi, ama o da bazı insani olmayan, hayatın doğasına ters düşen, günden güne dünyayı yok oluşa sürükleyen birşeyleri kelimelerin rendesiyle törpülemeye çalışıyordu. Başarıyor muydu? Elbette başarıyordu. Onu okuyan 100 kişiden birinin bile hayatında, bakış açısında değişiklik yapmak bir başarı değilse nedir? O 100 kişiden birinin savaşa hayır demesini sağlıyorsa elbette bu bir başarıdır.

Bazıları ise yapabileceği yegane işin bu olduğuna inanmıştı. Samuel Becket soruyu "başka bir halta yaramadığım için" diye yanıtlıyordu. Bu cümleyi gerçekten inanarak mı söylemişti bilmem ama sanki içten içe yaparken mutlu olduğu yegane işin bu olduğunu söyler gibiydi.

Ve tüm yazarların farklı yazma sebepleri farklı yazma hikayeleri vardı.

*****
Peki bizlerin yani blog yazanların yazma sebebi neydi? Sahi neden yazıyorduk? Yazma sıklığımız neye göre değişiyordu? Ya da yazma saatlerimizi belirleyen neydi? Neden bazılarımız haftalarca uzak kalıp yeniden yazmaya başlıyordu? Ve neden bazılarımız bir günde en az beş yazı yazıyordu?

Tıpkı yazarlar gibi blog yazanların da elbette kendine göre yazma sebepleri vardı. Bazıları belki duyduklarına çok kızdığı için yazıyordu, bazıları içinde yaşadığı dünyadan sıkılıyor başka bir dünya yaratmaya çabalıyordu... Kimi onaylanmak için kimi eleştirmek için kimi ise kendini yalnız hissetmemek için yazıyordu. Ya da bilmediğim binlerce sebepten...

Tüm sahip olduğumuz boş bir sayfa ve harflerdi. O harflerden kelimeler, kelimelerden cümleler ve o cümlelerden bazen şaşırtıcı bazen bildik bazen gülümseten bazen hüzünlendiren metinler kuruyorduk. Kimi metinler aklımızda yeni pencereler açıyordu kimi metinler ise hiç bir anlam ifade etmiyor bir kaç saniye sonra buhar olup havaya karışıyordu. Kimimiz tartışmalara yol açıyorduk yazdıklarımızla, kimimiz unutulmuş bir şeyleri anımsatıyor, kimimiz hiç açılmamış pencereleri açıyor, kimimiz ise sadece ve sadece yazan kişinin ilgisini çeken şeyler yazıyorduk. Kimi metinlerine çocuğu gibi davranıyor en hassas düzeyde özen gösteriyor kimi ise dikkatsiz ve özensiz cümlelerden oluşan metinleri kuruyordu. Ve her gün yüzlerce değişik insanın kaleminden yüzlerce dünya akıyordu bu sayfalara. Ve okuyan olarak bizler o metinler içinden kendi kriterlerimize uygun olanları seçip okuyor kimine hayran oluyor, kimine kızıyor, kimini eleştiriyor, kimini istesek de bir türlü anlayamıyorduk.

Ve bütün bunlar içinde aklımızın kıyısındaki karanlık ormanlar içinde yüzünde muzip bir gülümsemeyle bir soru saklanıyordu: "Neden yazıyorlar acaba?"

33 yorum:

  1. Bu sorunun cevabını arıyoruz ve cevabını bulana kadar yazacağız belki de... Sayfalar bize aynalık ediyor. Bazen kelimelerle yalan söylemek kolay olsa bile, içimizin fotografini cekiyoruz sayfalarda, kelimelerin içinde görünüyor herşey.. Bundan sanırım, insanların yazılarıyla daha iyi kaynaşabilmesi, birbirlerini dost sayması, bu kadar sevebilmesi... :)


    Bugün bu yazı beni çok düşündürdü Fulyacım.:) Bir de "neden yazamıyoruz " var.. Bunun tersi istikametinde... Yazarak çözeceğiz bu sorunun cevabini da belki de..

    Öpüyorum seni, kelimelerimle..

    YanıtlaSil
  2. okuduğum en düşündürücü blog postu oldu sanırım bu...
    okurken bir an kendime sordm bende neden yazıorum die
    insanlara derdini anlatrken doğru kelimeleri bulamadığı için kendini ifade edemeyen ben yazarken daha özgürüm sanırım...
    tşkler

    YanıtlaSil
  3. kedicigim, blogdan once (ve hala) kara kapli defterime yazdim.
    o olmadan once baska defterlere... onlar yokken sahillere, o da yokken camdaki buguya, o da yokken okuldaki siraya... o da yokken kapinin pervazina...
    agac, cam, kagit, kum... her yere yazdim, yazarim...

    ama yazarken paylasma ihtiyaci (ki ihtiyac sanirim bu) yeni, su son dort yilin urunu...
    yalnizligimi gideriyorum belki de bir nebze...
    Turkiye' ye, ozledigim kalabaliklar arasina donunce yine yaziyor olur muyum bilmiyorum...

    YanıtlaSil
  4. Kırkayak'ın önüne bir karınca çıkmış ve demiş ki, "Kırkayak kardeş. Yürürken hangi adımını atıyorsun önce?" O güne dek bunu düşünmeden yürüyüp giden kırkayak tepetaklak olmuş.

    Yürümeli düşünmeden. Fakat arada bir tepetaklak olarak ve arada bir tepetaklak olduğumuzdaki durmumuzu ve hislerimizi unutmadan -yani bu sefer zihnen tepetaklak olarak-.

    YanıtlaSil
  5. Sevgili Aydan Atlayan, bu soruyu çok sorup değişik metaforlalarla çok farklı cevaplar yetiştirdim kendime... Şimdi doğrudan; "ihtiyacım olduğu için" diyorum...

    Yine de bir 'gibi' yumurtlayıvereyim;)"İnsan fiziksel olarak kapladığı alandan daha fazlası ile ifade edilmek istiyor bu yerkürede... Şişmanlamak da bir çözüm olabilir belki;)Ama yazmak çok daha sağlıklı sanırım..."

    Ben bu güzel yazına eski yazılarımdan "Niye Yazıyorum ki Ben" i bağlantı olarak vereyim dedim... Ama bu bloggerın kendine özgü, komünal kuralları var sanırım...

    Ellerine sağlık, sevgilerimle...

    YanıtlaSil
  6. Okuma yazmayı öğrenmemden itibaren çok fazla okudum...

    Ardından....

    Yıllarca ertelediğim bir istekti yazmak. Bir dönem yazdım, sonra yazdıklarımı sakladım, ardından hepsini yaktım. 2006 dan beri yazıyorum, kafamın içinde öyle görüntüler beliriyor, kafamda yarattığım kişiler birbirlerine öyle sözler söylüyorlar ki birisinin onları yakalayıp yazması gerektiğine inanıyorum. Tam adını koyamadım.

    Şimdi eskisi kadar fazla okumuyorum. Ama yazıyorum, bazısını burada paylaşıyorum, bazısını hala saklıyorum.

    YanıtlaSil
  7. Merhabalar canım;
    yazmak benim hayatımda hep vardı.ama öylesine olmadı hiç sebepleri vardı elbet.kızdım kızgınlığımı yazdım mutlu oldum gülümsemelerimi yazdım.yazı dünyası başka bir macera benim için.biraz da benden geriye birşeyler bırakma derdindeyim sanırım.anlatamadıklarımı yazmayı seviyorum.yazarak sıkıntılarımı atıyor beyin jimnastiği de yaptığımı düşünüyorum.sonra okudukça daha çok yazıyorum edebiyatı seviyorum,kağıtları kalemleri seviyorum bunun için de yazıyorum.yani aslında yazmak için çok sebep var bende.blog için de geçerli bunlar tabi.blog buradaki yalnızlığımı alıyor benden bu şehrin zorluklarını kolaylaştırıyor.içimden geldiği gibi yazmayı seviyorum.hep yazar olmak isterdim şimdi onu olmaya çabalıyorum.sorunu sevdim ama daha üzerine düşünecek çok tarafı var..sevgiler

    YanıtlaSil
  8. konuş(a)madığım için

    YanıtlaSil
  9. Eskiden yani kucuk bir cocukken, misafirlige gidecegimiz zaman benim yanimda hic oyuncak olmazdi...onun yerine kagit ve kalem olurdu. Misafirligin bayiciligina gore kagit sayisinin miktari degisirdi. Eglenceli bir misafirlik ise az kagit alirdim yanima...hep cizerdim okuma yazma bilmedigimden. Sonra okuma ve yazma ogrenince bir de buyuyunce yazmayi da cok sevdim tipki okumayi sevdigim gibi. Yazmanin terapi etkisi yaptigini gordum, ve paylasmaktan mutlu oldugumu farkettim anlattiklarimla.
    Bir de ne farkettim biliyor musun yazabilen insanin sabirli ve karsisindakini anlamaya calisan insanlar oldugunu Farkettim
    Yazdikca da daha sabirli oldugumu gordum.
    Yazmayi seviyorum "niye"'nin belki de tum cevabi bu?!

    YanıtlaSil
  10. Genelde başkalarını yorumlarını okumadan kendi yorumumu yazarım, diğerlerinden etkilenmemek için ama bu sefer birazın yorumuna gözatmadan edemedim.Keşfettiği şeyi inanılmaz doğru buldum, niye yazdığınız biryana, yazan insanların sabırlı olduğu kesinlikle doğru. Bence sabırlı olmanın yanı sıra disiplinli ve hayata karşı özenli insanlar.
    Gelelim niye yazdığımıza....Bu da kendini ifade etmenin bir yolu. Belki de kalıcı birşeyler bırakmak arkamızda. konuşmalar esnasında, konuşma dinamik bir durum olduğu için başta arzuladığınız yerden bambaşka yollara sapıyorsunuz, bir bakıyorsunuzki hiç umulmadık bir noktaya gelinmiş. Çok az kişi iyi dinleyici olabilir ve sözümüzü kesip istediklerimizi tam ifade etmemize müsade etmez. Ya da bizler konuşurke onların yüz ifadelrine göre bile kelime seçme gayretinde oluruz. Dolayısıyla, yazanlar titiz insanlardır, kendilerini ayrıntılarıyla ifade etmek isterler.

    YanıtlaSil
  11. Ben yazarken inanılmaz geveze olanlardanım. Dur durak bilmem bazen. Konuşurken tam tersi. Ben de "ihtiyaçtan" diye yanıtlayacağım.

    Bir de şu soru var aklıma takılan : Okumasam yazar mıydım?

    YanıtlaSil
  12. BRAJESHWARİ: İçimizin fotoğrafını çekiyoruz evet. Belki de aynadaki yansımamıza bakıyoruzdur. Nasıl aynada nasıl göründüğümüze bakıyorsak, kelimelerimizin aynasında da ruhumuza bakıyoruzdur.
    "Neden yazamıyoruz?" sorusunun cevabını da belki sen ararsın kelimelerinle, ne dersin?
    Ben de öpüyorum seni kelimelerimle :)

    RAMA: O özgürlük duygusunu ben de seviyorum. Sınır koymadan kimseye hesap vermeden akışa bırakarak uçmak gibi...
    Çok teşekkür ederim...

    TURKUAZ DENİZ: Yazmak bir nevi yalnızlığımız giderme, düşüncelerimize ortak armak belki de. Söz ettiğim onaylanmak değil. Sözünü ettiğim kendi nefesimize eşlik eden nefesler olduğunu bilmek. Kalabalıklar arasında olsan bile yazmadan duramayacağını düşünüyorum. Çünkü bazen insan kalabalıkta da yalnız hissedebiliyor.

    BOŞ ARSA: Kendi kendime "neden yazmaya bu kadar düşkünüm?" diye sorarım bazen. Ve çoğu zaman da nedeni neden önemli olsun ki derim. Ama diğer insanların neden yazdıklarını merak etmekten de geri durmam :)

    SERDAR ÖZDEMİR: Evet bu çok doğru; fiziksel olarak kapladığımız alandan daha fazlası olduğumuzu ifade etmeye çalışıyoruz belki de. Zaten sanatın her dalı bu değil midir? Kendimizi ifade biçimlerimizden oluşmaz mı?
    Linki verebilirdin Serdar neden engel çıktı anlayamadım?

    VLADİMİR: Biliyor musun çok okumak bir süre sonra insan da yazma isteği uyandırıyor olabilir mi? diye bir soru takılmıştı bir zaman aklıma. "Ben de yapabilirim ben de kendimi bu şekilde ifade edebilirim" düşüncesi mi doğuyor içimizde. Belki? Bilemiyorum.

    TUĞBA: Merhaba Tuğba'cığım :)
    Geride birşeyler bırakma duygusunu anlıyorum. Kısa ömürlerimizin bir çırpıda uçup gidivermesini kabullenemiyoruz ve bu da çok doğal. Geride dünyaya kendimizden silik de olsa bir iz bırakmak istiyoruzdur belki.

    JOA: Neden?

    BİRAZ: "yazabilen insanin sabirli ve karsisindakini anlamaya calisan insanlar oldugunu" Bunu hiç düşünmemiştim. Sanıyorum haklısın. Bunu biraz kendi üzerimde gözlemlemeliyim :)

    METANOİA FOREVER: Ben de senin yorumunu okurken yazararak daha iyi düşündüğümü farkettim şimdi. Yazarak, yazdıklarımıza cevap alarak o cevapları düşünürken pencereler açılıyor aklımızda.

    EVREN: Okumasak yazar mıydık? Ben bazıları için evet bazıları için hayır diyeceğim bu soruya. Okumak belki de ruhumuzu nasıl kelimelere dökeceğimizi öğreten bir öğretmendir. Düşünülmesi gereken bir soru.

    YanıtlaSil
  13. gidecek, konuşacak kimsem olmadığı için...

    YanıtlaSil
  14. İnandığım gerçekleri paylaşmak için yazıyorum başkalarının da kendi gerçeklerine ulaşabilmesine belki birazcık katkım olur diye. Eğer aynı şeyi düşünüyorsak yalnız olmadığını hissetsin diye. Çünkü bende kendi gerçeklerime okuduğum insanların yardımıyla ulaştım. Onlar sayesinde daha çok kendim oldum, kendi içimdeki beni buldum. Yalnız olmadığımı hissedip daha mutlu biri oldum. Bu inandığım, hissettiğim ciddi cevap. Bir de egomu tatmin etmek için yazıyorum. Bu da reddettiğim cevap:))) Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  15. Kendimi anlatmayı seviyorum. Belkide bir şekilde insanların benim yaşadıklarım hakkında bir bilgisi olsun ve tarafsızca yorumlasınlar istiyorum. Bu kendime dışarıdan bakan bir göz benim için. Benimle aynı fikirde olanlarda var, olmayanlarda. İşte bunu sindirmemi sağlıyor blogda yazı yazmak. Bana benzemeyen, benim gibi düşünmeyen insanların yorumlarını okumayı seviyorum.

    YanıtlaSil
  16. Yazıyı da yorumları da çok beğendim. İçim boşaldı, ferahladım sanki...

    Neden ne olursa olsun, iyi ki yazıyorsunuz, iyi ki varsınız... Bunu kuru bir söz olarak algılamayın lütfen. Gözlerim buğulandı mutluluktan dersem sizler anlarsınız beni...

    Lütfen hepiniz yazın.

    YanıtlaSil
  17. yazık yaaa. kimse dinlemiyormuş bebişimi.

    YanıtlaSil
  18. :)) yazmak bir terapi galiba. Kağıda döktüğünüzde başka bir şey oluyor, başka biri - ilk paragrafı - ilk cümleyi yazdıktan sonra o kargacık burbacık harfler başka biri oluyor galiba. Sonra karşılıklı bir oyun şurası yanılş, burası değişmeli; bazı da yazı sizi esir alıyor kendi başına buyruk gelişiveriyor. Sanki kendi kendine bir sohbet.

    Ben niye yazıyorum ? O kadar çok soru , o kadar az cevap vardı ki , küçük notlar halinde raptiyelemeye başladım düşünceleri yazarak, kısık ateşte pişipte bir cevap olurlar diye. Aynı sözleri okumkatan,dinlemekten, söylemekten sıkılmıştım. Kendi sesim var mı diye merak etmiştim birazda ve belki bir cevap veren ses de çıkardı tüm bu kargaşaya

    YanıtlaSil
  19. SİMİNYA: Belki de konuştuklarımızı tam olarak anlayacağından emin olduğumuz kimse olmadığı içindir...

    HAŞİM: Ben her iki cevabını da sevdim ama Haşim :)Ama ilkini daha çok sevdim :)

    OWL:"Benimle aynı fikirde olanlarda var, olmayanlarda. İşte bunu sindirmemi sağlıyor blogda yazı yazmak." Aslında o kadar önemli ki bu söylediğin. Biz insanlar karşıt fikirleri kabullenmekte ve onları hazmetmekte zorlanıyoruz çoğu kez. Hele de doğruluğuna yüzde yüz inandığımız şeyler için. Ama karşıt fikirleri duymadan beslenip büyüyemiyoruz da. O neden önemli yazmak ve karşıt sesleri duymak. Bunu ben de seviyorum. Karşıt fikirleri duymayı, değişik açılardan bakmayı... Sanırım biraz da düşüncemizin çapını genişletmek için yazıyoruz.

    AYSEMA: Samimiyetinizi sözcüklerinizden görüyorum Sevgili Aysema Hanım ve ne hissettiğinizi de :) Çok teşekkür ederim içten sözleriniz için. Siz de iyi ki varsınız. Çok çok saygımla...

    AMAN KAPTAN: O bebiş kimmiş acaba :)

    ENİS DİKER: Yazmanın ruhunu ve yazma sebebiniz öyle güzel anlatmışsınız ki Sevgili Enis Bey her cümlenizin sonun da "ben de ben de" diyerek okudum.

    YanıtlaSil
  20. Sevgili Aydan Atlayan Kedi, "neden" diye sormuşsun, hemen söyleyeyim. Gırtlak dokuz boğum derler ya hani... Doğrudur. Eğer dokuz boğumu bekleyemiyorsak ya da beklememize izin verilmiyorsa, o zaman iş biraz yaş. Ağzımızdan çıkanın telafisi yok. Özrü var belki ama telafisi yok. Bu, nedenlerimden birisi.

    Düşüncelerim çenemden daha hızlı ilerlediğinde saçmalıyorum. Bazen de bir türlü tatmin olmuyorum sözlerimden. Sırf bu yüzden haklı girip haksız çıktığım tartışmalar olmuştur. Çünkü kendimi yanlış anlatmışımdır. İşin içinde bir de kötü niyet varsa, zaten her şey yanlış anlaşılabilir sen ne kadar uğraşsan da.

    Bir de hepsinin ötesinde bir şey var. Bir yazarla sohbet ediyorduk. O da bana neden sürekli yazdığımı sormuştu. "Yazmadan yaşayamıyorum kendimi bildim bileli" demiştim. Daha fazla bir açıklama da yapamamıştım, çünkü dedim ya, konuşamıyorum pek. "O zaman tamamdır" demişti.

    Sanırım söylediklerimin içinde diğer yorumlardan farklı bir şey yok. Yer işgal etmiş gibi oldum ama sorunu yanıtsız bırakmak istemedim:)

    YanıtlaSil
  21. Statik düşünce eylemlerimizi, dinamiğe geçirmek için yazmayı seviyoruz sanırım blog yazarları olarak(En azından benim için öyle...)

    YanıtlaSil
  22. JOA: Şimdi seni çok daha iyi anladım Sevgili Joa. Ne demek yer işgal etmiş gibi olmak, olur mu hiç öyle şey. Nezaket gösterdin ve sorumu yanıtsız bırakmadın. Çok teşekkür ederim vakit ayırıp ayrıntısıyla yanıtladığın için.

    LİBERTERKEDİ: Haklısın kedicim. Belki de düşünceler beynimizde yumaklar oluşturmasın diye kelimelere döküyoruzdur onları...

    YanıtlaSil
  23. Sanırım tek bir kelime bütünleştirebilirim yazma nedenini
    PAYLAŞMAK

    YanıtlaSil
  24. Kimse onu dinlemediği için yazmaya başlayanlar acaba kimse okumadığı için yazmaktan da vazgeçecekler mi?

    Bir yerlerde hiç tanımadığınız birileri ile ortak paydayı yakalama ihtimali yazdırıyor belki de.

    Ben okunsun diye yazıyorum mesela. Okunmayacaksa yazmanın ne önemi kalıyor ki?

    Okunmasını önemsemiyorum sadece yazmak istediğim için yazıyorum diyenler varsa; bloglarından yorumlar ve sayaç kısmını kaldırsınlar, ki, bunlar okunsun ve okunduğundan haberdar olayımın cevap anahtarlarıdır.

    Bu arada keyifli ve okunulası bir blogunuz var.

    Kolaylıklar
    srbstnsrlr

    YanıtlaSil
  25. Yazmak hep benim için hep önemliydi Kedi'ciğim.
    Çocukken, "Ne olacaksın büyüyünce"? diye sorulan o klasik soruya bile " Yazar olucam" diye cevap verirdim.
    Çok alakasız bir meslek seçtim sonra kendime ama hep yazma bir yerlerde saklı kaldı ben de.
    Yazıyorum, yazmayı seviyorum, kendimi buluyorum belki de yazarken.

    YanıtlaSil
  26. Ne güzel bir konu olmuş, tebrikler...
    Bu mevzu çok uzun o yüzden fazla uzatmak istemiyorum, ben "aklıma gelmişken yazıp kurtulayım da benden (aklımdan, hafızamdan) çıksın ortak fikir olarak boşlukta 'ihtiyacı olan birine rastlayana kadar' dolaşsın" diye oraya buraya çişiyle işaret bırakan köpekler gibi gördüğüm her yere (işaretler bırakıyorum) yazıyorum :) desem yetersiz olacak...

    bir sürü manevi karşılığı var, bunları bulmaya çalışıyorum desem psikolojik olacak, bir sürü maddi nedeni var desem ekonomik neden olacak...

    daha önceden uzunca bir düşündüğüm bu konuya kendimce şu adreste (http://karelidefter.blogspot.com/2007/09/niye-yazyorum-ki_05.html) bir cevap aramıştım...

    niye kitap yayınlamayıp da internette yazdığımı çok merak eden olursa
    http://tarkanikizler.wordpress.com/about/
    adresine de bakabilir :)

    böyle güzel konulara devam aydan atlayan kedi...

    YanıtlaSil
  27. SABA: Belki de rahatça paylaşmak için...Böyle de diyebiliriz.

    UMİDİM:Ben okunmasını önemsemiyorum diyenlere çok inanmıyorum aslını isterseniz. İnsan okunmasını önemsemezse neden blog yazsın ki? Defterine yazar. İşte bu sadece kendin için yazmak olur ki bunu pek çok insan da yapar zaten. Blog yazıyorsak elbette okunsun istiyoruzdur. Ve insanlarda nasıl iz bırakmış görelim istiyoruz. Bunun pek çok sebebi olabilir. Kendimizi tartıyoruzdur belki de. Belki de bu fikirlerle yalnız olmadığımızı bilmek istiyoruzdur. Daha pek çok şey...
    Çok teşekkür ederim nazik sözlerinize.

    ÖZLEM: Zaten bizi yola çıkaran da bu değil mi; yazmayı sevmek...

    ONALTIKIRKALTI: Örneğine bayıldım :) Şimdi linkini verdiğin yazıları okumaya gidiyorum :)

    YanıtlaSil
  28. ilk önce başkaları çok çok sonraları kendim okuyayım diye düşünüyorum. lakin iki gün sonra değişebilir bu fikrim.
    öyle.

    YanıtlaSil
  29. Ben de öyle düşünüyorum ve fikrimin değişeceğini sanmıyorum. Bizim gibilere Sabit Fikirli diyorlar :D

    YanıtlaSil
  30. çünkü bir tek yazarken saçmalıyabiliyorum ve bu durum anormal karşılanmıyor.

    YanıtlaSil
  31. Ben konuşurken de saçmalayabiliyorum ve bu durum beni tanıyan hiç kimseye anormal gelmiyor :D Sanırım yazmak, bizi tanısın tanımasın herkesce anormal karşılanmamanın tek yolu :) Evet.

    YanıtlaSil
  32. beni biliyosun.. tamamen şov maksatlı.. :D

    YanıtlaSil

Ne demeli...

İnstagram'da tatlı tatlı gülümseyen, yüzünde güneşler parlayan gencecik bir kız gördüğümüzde o mutlu genç kızın bir gün biri tarafından ...