Şöyle tatlı kaymaklı, umutlu, sevinçli bir yeni yıl yazısı yazmalı. Öyle ki inanmaktan vazgeçmiş bu kalp, parmakların ucundan gözyaşı gibi dökülen bu harflerle ikna olmalı ve yürekten, gönülden inanmalı umudun ve mutluluğun varlığına. Karanlık hiçbir söze itibar etmemeli artık. Aynada gördüğü üzgün yüze inatla ve ısrarla gülümsemeli. Bu yılı sevinçli bir delilik yılı ilan etmeli.
Şöyle demeli mesela kendine, "Evet hayat zor olabilir, herşey üstüne geliyor olabilir, kendi hayatında ve sevdiklerinin hayatındaki şeylerle beraber tüm insanlığın acısı da seni yakabilir, adalet unutulmuş bir kavram olabilir, barış ha keza, ama sen umudunu, inancını ve bu inancın içinde taşıdığı bir şeyleri değiştirebilme gücünü muhafaza etmelisin. Eğer bunu yapmazsan nefes alan bir bedenden gayrısı değilsin."
Ve şöyle devam etmeli, "Zaman seni yıpratmış, güçten düşürmüş, umutlarını ve inançlarını törpülemiş olabilir. Şimdi yerlerde sürünüyor olabilirsin. Kendini iyice zayıf düşmüş, isteksiz ve kırgın hissediyor olabilirsin ya da. Öyle çok öfkelenmiş, öyle çok nefret etmiş olabilirsin ki hatta bütün bunlar seni yiyip bitirmiş bile olabilir. Ama şimdi bunları düşünüyorsan eğer, farkındaysan kendi kendine ne yaptığının böyle kalmaya devam etmemek için azıcık da olsa silkelenmiş sayılmaz mısın? İnsan üzerindeki toprağı silkelerse, hele ki gözlerini kör etmiş o toprağı, kendini halsiz ve bitap hissetse dahi karar vermiş sayılmaz mı ayağa kalkmaya?"
Saymalı kendi kendine hayatındaki güzel şeyleri son olarak, sağlık demeli mesela, herşeyin başı. Sevdiklerim hayatta demeli gülümseyerek, birgün öleceklerini bile bile ve o günün bugün olmamasının sevinciyle, yazmak demeli sonra, okumak bir de, arkadaşlar demeli en çılgınlarını en çok sevdiğini düşünerek, gülüşü güneş gibi o adamı düşünmeli bir de, hani böyle o gülümseyince tüm kötülükler yitip gidecekmiş sandığın o adamı, var olan ve olmayan herşey için sevinçle durmalı şu kış güneşinin altında. Bir sigara tellendirmeli ve içinden "bırakmalı bu mereti" derken ilk nefesi çekmeli hınzır hınzır gülümseyerek.
Şu kış güneşinin altında hiç ama hiç unutmamalı aldığın her nefesin aslında en güzel armağanın olduğunu...
Fotoğraf: vividmagazine
evet unutmamalı
YanıtlaSilIşte beklediğim yazı buydu :)) Güzel şarkılar eşliğinde güzel bir yazı okumak gibisi yok...
YanıtlaSilVarsın gelişiyle haneme güneşi doğduran beni bilmesin... Varsın allerji olmuş pancar gibi kıpkırmızı yüzüm olsun... Varsın işim başımdan aşkın olsun...
Hala nefes alabildiğimize göre o kadar da umutsuz vaka sayılmayız...
çok güzel yazmışsın yine tam da bugün benim aklımdan geçen cümlelerle. sabah bir arkadaşıma buna çok benzer bir mail attım. sonra yazını okuyunca dedim ki kalpler bazen gerçekten bir.
YanıtlaSilTam da bu günlerde bunları düşünürken yazın ne iyi geldi bana bir bilsen ...
YanıtlaSilsevdim bu yazıyı. başlığından sevdim. iyidir kendine armağanlar vermek, ondan sevdim.
YanıtlaSilGUGUK KUŞU: :)
YanıtlaSilVİŞNE AĞACI: Kesinlikle :)
KARA KİTAP:ne güzel denk gelmiş :) kalplerin bir olması da daha güzel...
HAYAT İZLERİM: Sevindim :)
NİHAL: Kesinlikle :) teşekkür ederim...