Bence dünyadaki en güzel hikayeler, herşeyin bittiği anda yeniden başlayanların hikayelerdir. Kir pas içinde bir evin ortasında duran ve ne yapacağını bilmeyen bir adam getirin gözlerinizin önüne. Elinde ne var ne yoksa kaybetmiş olsun. Yas tutsun hayatının bitenleri için. Hayatına son vermekten başka bir şey geçirmesin aklından. Hatta belki denesin bile. Ama sonra birşey olsun. Tıpkı o adam gibi o olan şeyin ne olduğunu biz de bilemeyelim. Titreyen bacaklarına birden can gelsin. Hayat ondan birşeylerini çalmışsa o da hayattan başka şeyleri dişleriyle tırnaklarıyla kaza kaza almaya karar versin. Sözcüklere dökmese bile gözlerinin içinde çakan şimşeklerden, kalbini yakıp kavuran ateşten anlayalım biz bunu. İnsanın ne olursa olsun hayata tutunuşunun, mağlubiyeti kabul etmeyip sonsuza kadar direnişinin gücüdür işte bu. Bu yüzden de dünyanın en güzel hikayeleri bu adamların ve kadınların hikayeleridir. Çünkü ister inanın ister inanmayın tüm kadınların ve erkeklerin içinde üzeri tozlarla örtülmüş bir kahraman gizlidir. Kimi gün yüzüne çıkar kimi ise kendine inançsızlığından toprak altında kaybolur gider.
Ben insanın içindeki kahramana inanıyorum. Her ne olursa olsun, kaç yaşına gelmiş olursa olsun, her ne kaybetmiş olursa olsun o kahramanın onu kurtaracağına inanıyorum. Tırnaklarımızın başımızı kaşımaya değil hayata tutunmaya, dişlerimizin hayatın neşesinden kocaman bir ısırık almaya yaradığına ve ruhumuzun kederlerle değil neşeyle, huzurla dolu olduğuna inanıyorum. Tüm olup bitene, dev canavarlara, sayıca çok olana, haksızlık ve zalimliğe inançla, umutla direcek kadar cesur, kuvvetli adamlar ve kadınlar olduğumuzu biliyorum. Gerçeğin ve hakkın, doğrunun ve adaletin boyun eğmeyecek kadar güçlü olduğunu da öyle...
İşte tüm bunlar yüzünden, dünyanın tüm kahraman kadın ve erkeklerini yüreklerinden öpüyorum.
foto: şuradan
Bizi hayata bağlayan hepimizin içindeki kahramanlar değil mi zaten ?
YanıtlaSilKesinlikle öyle...
YanıtlaSilayrıldığımız bir konu çattı. Bunu yazarken. Ya yolda kalmış bir yolcu misali birisi sana yardım eli uzatıp yol paranı karşıladı. Yada yaralı bir kediye yardım eden bi yığın insanın çabası gözlerini yaşarttı. İnsanlar sanıldığı kadar ne içlerinde altın bir kalp. Ne de yüzlerinde nur kaplı. Halbuki. Kırmızı başlıklı kızdaki kurt içinde babaannesi, cadının elinde de zehirli elması Var.
YanıtlaSilÇevrene bir bak. Yaşadığının idrakine varmamış bir yığın insan. Içlerini dolduracak tek birşey edinemiş birbirinin kopyası insanlar....
Bunu benden alma bence, yani hala insanın içindeki iyiye inanıyor olmamı. İnan bana buna inanmazsam nefes alamıyorum ben. Yüzde %95'i senin dediğin gibi olsa bile ben o %5'e inanıyor olmayı seçiyorum.
YanıtlaSil:( çok mu karamsar bir dünya görüşüne sahibim,
YanıtlaSil:) az mı umut dolu toz pembe hayaller kuruyorum.
:( çok mu karanlık,
:) az mı Işık tutuyorum.
:( çok mu nefret besliyor.
:) az mı sevgiye aç gözüküyorum.
:( çok mu insafsızca davranıp,
:) az mı teselli ediyorum
:( Çok mu huysuz,
:) az mı huzurlu biriyim.
:( Çok mu aşağılıyor.
:) az mı yüceltiyorum.
Biliyorum haksızlık ediyorum. af diliyorum. karşılama çıkmamış bütün güzelliklerden. şimdiden..
;)niyetim Umut ışığını söndürmek değil, zaten istesemde yapacağım bir şey değil, tam tersine umudunun kanıtı olma çabasındayım..
Eğer dünyada iyili namına kalan son kırıntıların varlığına olan inancım, kalmamış olsa. herşeyi yerle bir eder. bir dakika dahi tahammül etmez. emin ol. defolup giderdim.
Kısacık insan yaşamında, binlerce yanlış arasında bize tek bir doğrunun olduğunu ve onun peşinden koşmamız gerektiğini öğütleyen hayatın yolumuza koyduğu tuzaklardan habersiz, kurtulmak için bağlandığımız düşüncenin doğruluğu konusunda düşeceğimiz yanılgının hesabını tutmadan körü körüne inanıyoruz. yaşayacağımız aptallık ise işin cabası.. doğrunun ne olduğunu bilsen dahi. sürüklendiğin yanlışlardan kendini sakınmak nereye kadar sürer. ???
:) - bilmemek en iyisiymiş..
şunu anladım ki. aptallık ve hiç birşeyin farkına varamadan, bu dünyada uzun ve huzurlu yaşamanın sırrı..
:) hala gülüyorsam bu gülmemi sağlayacak güzel bir şeylerin varlığının kanıtı..
https://www.youtube.com/watch?v=ny-IR6SMFAM
Önceleri ben de böyle düşünüyordum: aptallık eşittir mutluluk. Bir zaman sonra akıl ve düşünebilme yeteneğinin seni sadece keder ve hüzne değil mutluluğa da götürdüğünü farkediyorsun. Başka bir yoldan gitmek gerekiyor. Herkesin mutluluk tanımı farklı elbet ve mutluluk süreklilik arzeden birşey değil. Bu derin bir mevzu aslında. Çok da kafa yorduğum bir konu. Belki de mutluluk aslında bunun üzerine düşünmeden yaşayıp gitmektir. Ne diyorsun?
YanıtlaSilNe diyorsun? Demek. Topu bana atıyorsun. :) böylesine çetrefilli bir konuda, kesin birşeyler yazmak her babayigitin hakki değil. Ama lafi bir siyasetçi gibi uzatarak. Kaçma kurnazlığını göstersem senden kurtulamayacağımı da biliyorum.
YanıtlaSilMutluluk nedir?
Defalarca kez yazıp, bir çok farklı yorumda bulunmuşumdur. Yani senle aynı görüşte yim. Bu konuda mutabık kalınamaz..
4 gündür hastanede yatan. Ve ameliyattan çıkıp. Boyuna ağrı çeken birisinin. Mutluluğu: sağlıklı yaşamaktan başka ne olabilir ki.. :))
Hastane? ne ameliyatı? ne oldu?
YanıtlaSilOlan oldu. Yarım kalmış, göz ardı edilmiş, önemsenmeyip sürüncemede bırakılmış herşey gün gelip karşına çıkıyor. Acısını misliyle hissettirip, pişmanlığıyla insanı kahrediyor. Önemsenecek bir şey değil. İçime akıttığım tuzlu göz yaşlarım taşa dönüşmüş içmde. ;) ince tavrından dolayı teşekkürler Güzin ablacım...:)
YanıtlaSilAnlatmak istemiyorsun. Peki. Güzin ablalık yapmak istememiştim.
YanıtlaSilEllerini boş bırakmam. Sadece yazının önune geçmek, kendi sıkıntılarımla okuyucunun aklını bulandırıp, etkilemek istemem.
YanıtlaSilLakin şu yazdıkları mı dahi kimse itiraf etme cesaretine sahip değilken. ...
Haydar dümenin... :))))