Bu noktaya nasıl geliyoruz bilmiyorum ama bazen hayatımda olup biten herşeyden koptuğumu hissediyorum ben. Kopmak çoğu zaman ayrılmak, yabancılaşmak, uzak düşmek anlamına gelse de benim burada sözünü ettiğim kopmak olumsuz bir anlam taşımıyor. Kontrol edilemeyen bir değişimi ve bu değişimden duyulan memnuniyeti içeriyor. Olaylar zaman zaman akla gelmeyecek biçimde ard arda geliyor. Ve bu olayların olacağı daha önceden söylense aşırı tepki vereceğimi düşünen ben, olaylar olduğu vakit sandığımdan çok daha farklı hareket edebilme kaabiliyetine sahip olduğumu şaşkınlıkla görüyorum. Tüm bunların sonunda ise o eski, kesin ve katı fikirleri terkedip daha esnek, olayların akışına göre şekil alıp soğukkanlılıkla herşeyi yoluna koyabilen biri olmaktan memnuniyet duyuyorum. Bütün bunlar nedeniyle son zamanlarda rüzgar çıktığı vakit eğilen bir dal olmanın hayatı kırılmadan, doğru dürüst sürdürebilmek için şart olduğunu düşünüyorum.
Bazıları katılık ve kesinliğin istikrar olduğunu söylerler. Ben aynı fikirde değilim. Çünkü hayat hiç bir zaman elimizdeki kabın şeklini almıyor. Bizim kurallarımıza göre değil kendi kurallarına göre oynuyor. Ve bize o kuralları öğrenmezsek ya da kendi kurallarımızda ısrar edersek neler olacağını attığı şamarlarla gösteriyor.
Esnek olmayı boyun eğmeyle karıştırdığım zamanlar oldu benim. Keçi inadını onurlu olmakla karıştırdığım zamanlar da. Oysa bunlar arasında belirgin farklar vardı ve asıl olan burnunun dikine gitmek değil neyin en doğru olduğunu öğrenebilmekti. Aslında tüm bu inatçılık kendi beğenmişlikle çok yakından ilişkiliydi. "Ben bilirim, benim dediğim doğru, benim prensiplerim var ödün vermem" tüm bu laflar aslında yeni birşeyler öğrenmenin önünde engel değilse neydi ki? Kesin sınırlar çizilmişti ve ne ötesi vardı ne de berisi.
Ama insan farkında olmadan öğreniyor işte. Katı bir kütle gibi hayatın içinde sabit dururken aslında bir kütleden yumuşak ve esnek bir başka şeye dönüştüğünü şaşkınlıkla görüyor. İnsan ancak değiştiğinin bu şaşkınlık anlarında farkına varıyor.
Esnekligi ögrenmezsek, esnek olamazsak, kirilmaya mahkum ederiz kendimizi..
YanıtlaSilCok güzel bir yazi, yüregine saglik Kedim.
Bakış hep ordan katı kütleden/ön yargıdan başlıyor. Başlıyor çünkü bir başlangıca ihtiyaç var. Bu manada insanın bir duruşunun olması kötü değil sanırım. Sorunlu olan başlangıçta durmak, yoruma, düşünmeye, sohbete, yeni fikirlere, sorgulara kapalı olmak. Eşikte/arafta oluş bir sorgulamayıda beraberinde getiriyor. Taraf olmak, taraftar olmak katılıkların, kalıpların içinde olmak bir yerde. Burda karar vermede katılıktan bir karara taraf yönelmek mümkün. Yeni tavır, yeni bir duruş için ama kendi tercihim arafa dönülmek kaydıyla ve bütünlüğü, tutarlığı bozmamakla birlikte (Bütünlük, duruş da sorgulanabilir ama her an hayata sıfırdan başlamakda yorucu olsa gerek)
YanıtlaSilYazını okuyunca her rüzgarın karşısında kırılan dallarım aklıma geldi. Yazdığın gibi esnek olmayı boyun eğmekle aynı kefeye koyduğumdan belki bu kırılmalar. Zamanla daha az acı veriyor bu sert rüzgarlar, biraz daha güçleniyorum her kırılmada. Ama esnek olmayı öğrenemeyecek bir kadınım ben, bunu bilmek içimi acıtmıyor değil...
YanıtlaSilBen büyüdükçe esniyorum tıpkı kullandıkça esneyen lastik gibi :)
YanıtlaSilBence bütün sorun hayatın elimizdeki kabın şeklini almamasından kaynaklanıyor kediciğim.
YanıtlaSilKalemine, güzel yüreğine sağlık.
Bu değişimler insana çok şey öğretiyor. Değişimin sonundaki yeni oluşumlar, değişmenin hiç de öyle sanıldığı kadar zor olmadığını bize yaşayarak gösteriyor. Hele ki bizim üzerimizde bıraktığı olumlu sonuçlar zamanla hayata karşı bakışımızı da dolaylı olarak etkiliyor...
YanıtlaSilÇevremizde olup biten hiç bir şey değişmez..ama biz değişirsek! her şey değişir! benim hayatımda, yaşanılarak tecrübe edinilmiştir inan sevgili kedi!
Sevgiyle kalın...paylaşımlarınızla çoğalıp büyüyen..uzakdaki yakın insanların varlığı..çoğu kez yanı- başınız-dakilerden çok daha hayırdır...:) kaleminize ve yüreğinize sağlık...
okudum aynı ben
YanıtlaSilBana da aklım ve kalbim izin verse, esneyebildiğim kadar esneyeceğim lakin yok, şimdilik çok zor..
YanıtlaSilDeğişimi fark edebilmek...
YanıtlaSilBelki de insan esnek bir dal olarak geliyor hayata. Eğilip, bükülüp biçimleniyor.
Doğası gereği katılaşıyor. Sonra ilk halini arıyor.
Kelimeler su gibiydi. İçtim gittim...
değişmeyen her şey sonunda yokolmaya mahkum.
YanıtlaSilBELGİN: Belki de bu yüzden kırılan dallarımıza bakıp diğer dallarımızı esnetiyoruz.
YanıtlaSilENİS DİKER: İnsan bütün ve tutarlı olmalı elbette ama yine de içinde küçük bir boşluk bırakmalı. Her an yeniye açık olabilmek için katılaşmamak için bunu yapmalı.
OWL: Neden öğrenemeyesin ki? İnsan en çok kendine şaşırır bence ve bir gün kendi esnekliğine çok ama çok şaşırabilirsin. Bu bütünüyle ne yaşadığımızla ve onlardan nasıl etkilendiğimizle ilgili galiba.
ZEYNEP: Zaten büyümenin de bir anlamı bu galiba.
ÖZLEM: Ya da bizim hayatın o kabın şeklini almasını beklememizden kaynaklanıyor.
ESMİR:Değişim belki de uzun zaman aldığı için bize imkansız gözüküyordur. Oysa insan yapı itibariyle sürekli değişen bir varlık. Bu kadar çok şeyden etkilenirken aksi mümkün mü zaten?
ZEYNEP AŞKIN: :)
GEREKSİZ ADAM: Belki farkında değilsindir içinde başlayan değişimin. Çoğu zaman gizliden dizliye oluyor bu. Ve insan birden farkediveriyor.
UZAĞA GİDEN KADIN: Çok teşekkür ederim :)
GEVEZE BAYKUŞ: Kesinlikle...