02 Şubat 2016

Velhasılı sevmek gerek...

Sosyal paylaşım sitelerinde çokça dönüyor "iyilik" temalı kısa filmler. Görmüşsünüzdür. Hepsinde iyiliğin denize atılan bir çakıl taşı misali dalga dalga yayılacağı gösteriliyor. Ben buna inanıyorum. Zira insan taklitçi bir varlık. Daha da ötesi insan, özellikle bu aralar, içinde yaşadığı zamanın kötülüğünden, sahtekarlığından, yalanından, riyasından ve pisliğinden bıkıp usanmış ve bütün bunlar yüzünden hiçbir yerde rahatça huzurla nefes alamayan bir varlık. 

Aslına bakarsanız ben küçük bir kentte yaşadığım için şanslıyım. Çünkü hala dolmuşta yaşlılara yer veren genç çocuklar var burada, sokakta biri düştüğünde başına toplanıp hep bir ağızdan iyi olup olmadığını soranlar, düşene uzanan onlarca el var. Dolmuş parası olmadığında bunu dert etmemesi gerektiğini çünkü dolmuş şoförüne bunu söylediğinde adamın şefkatle "geç ablam" diyeceğini bilen insanlar var. Hiç tanımadığınız teyzelerin size "guzum" demesi var. Birine yol tarif ettiğinizde size sanki ona dünyaları bağışlamışsınız gibi minnetle teşekkür eden insanlar var. İşte bütün bu insanlar yüzünden taşınmıyorum ben bu kentten. Ve yine işte bu yüzden "aaaa neden orada yaşaıyorsun? Yaşanır mı orada" diyen insanlara uzun uzun açıklama yapmak yerine gülümsüyorum.

Bir şehri yaşanacak yer yapan nedir? Müzeler ya da kafeler mi? Delice akan trafik mi kalabalıklar mı? Ünlülerin boy gösterdiği sokaklar olabilir mi? Bence bunların hiç biri değil. Bir şehri yaşanacak bir yer yapan orada kendini güvende hissediyor oluşundur olsa olsa. Düşmekten korkmamaktır mesela, parasız olmaktan korkmamaktır ya da... Ve sokaklarında yürürken iyi hissetmektir. Hızla apartmanlaşan sokaklarına baktığında evlerin arasına saklanmış bir dut ağacının size hınzırca göz kırpmasıdır. Evlerinin balkonunda oturmuş fasulye ayıklayan kadınlara yeterince uzun süre baktığınızda alacağınız gülümsemedir. Birden bire bağrış çağrış kavga eden ve daha sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi muhabete kaldıkları yerden devam eden adamlara her seferinde şaşırmaktır ya da. Kirli suratlı çocukların başını okşadığınızda annelerinin yüzündeki sevinçtir. İşte bir şehri yaşanacak yer yapan bütün bu insanlardır. Bu insanların birbirlerini görüp yayılan iyilikleri, şefkatleridir.

Ve bence asıl olan her nerede yaışıyorsak yaşıyor olalım orayı içselleştirip sevebilmektir. Ne diyordu Vizontele'de "İnsan memleketini niye sever? Başka çaresi yoktur da ondan. Ama biz biliriz ki bir yerde mutlu mesut olmanın ilk şartı orayı sevmektir. Burayı seversen burası dünyanın en güzel yeri olur" Şuna inanıyorum, bir şey güzel olduğu için güzel değildir, sen o şeyi sevdiğin için güzeldir. İşte belki de bunu unutmadan, severek yaşamak lazım. Ne demişler "İnsan kendisinin hem cehennemi hem de cennetidir" 

Velhasılı yaşadığın yeri sevmek gerek. Sevmek gerek ki orayı güzel görmek gerek. Ve güzel görmek gerek ki daha da güzelleştirmek için çabalayasın... Çünkü insanoğlu hiçbir güzellikle yetinmez...

7 yorum:

  1. Ne güzel özetlemişsiniz. Aynı yazıyı tam benimseyerek altına imzasını atacak ne çok insan vardır. Bazen İstanbul'da olmanın hayalini kurarım. Sırf kitap fuarları, sergileri, tiyatroları için Ama sonra düşünürüm, öylesine uzak mesafeler, ulaşım sorunu... Hayallerimin üstüne karlar yağar.Vazgeçerim. Yaşadığım kenti daha çok severim.
    İnsan davranışları henüz küçük şehirlerde çok değişime uğramadı.Ama toplumsal davranışlar yavaş yavaş başkalaşıyor.
    Derya gibi bir konu. Daha ne çok şey söylenebilir.
    Elinize sağlık. Daha güzel, daha huzurlu bir toplumda yaşamak dileğiyle...

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim. Gerçekten konu derya gibi. Ben çok düşünürüm bunun üzerine. Dileğiniz, dileğimdir. Daha huzurlu ve mutlu bir toplumda yaşamayı ben de herşeyden çok istiyorum...

    YanıtlaSil
  3. Geçen haftalarda eşimle oturup ciddi ciddi İstanbul'dan taşınmayı konuştuk. Eşimin işinden dolayı sanayinin geliştiği bir yer olması gerekiyordu ama her halukarda iş konusunda bir geriye dönüş olacaktı onun için. Bunu yapmak istemediği için üstelemedim. Oturup bunu konuşmamızın nedeni ne zaman bir etkinliğe, bir sergi, sinema, müze ya da ikea gibi büyük mağazalara gitmeye kalksak trafikten dolayı yolun yarısında(yola çıktıktan sonra) vazgeçmek zorunda kalışımız. Üstüne hava kirliliği inanılmaz bir boyutta, gecenin 2'sinde bile bir gürültüye uyanmamız, insanların kabalığı, gittiğimiz yerlerde sürekli kazıklanmışlık hissi gibi saymaya kalksam okuyanın sıkılacağı kadar uzun bir liste bu. Biz de son çare olarak artık son zamanlarda kalabalık güruhların akın akın gitmediği, kalabalık caddelerde olmayan küçük kafelerde içiyoruz hep çayımızı-kahvemizi. Gideceğimiz yere ulaşmamız yarım saatten fazla sürecekse sabah çok erken saatte çıkıyoruz yoksa hiç çıkmıyoruz.
    Siz oradaki hayatınızı yazmaya devam edin, bize en azından okurken hayalini kuracağımız bir şeyler olsun =)

    YanıtlaSil
  4. Düşününce hayatımızın kısalığını, bütün bu çekilenler, trafik, gürültü vs. hayatı kolaylaştırmaktan ziyade dar etmek için var gibi geliyor bana. İstanbul'da yaşamak çok zor olmalı, zira benim baktığımda bile içimi daraltan bir trafiği ve korkunç kalabalıkları var (Benim kalabalık fobim var bu arada) Geçen gün Ayça Şen'in yazısını okudum. İzmir'de küçük bir köye taşınmış. Çok mutlu olduğunu yazıyordu. Öyle ki yazıyı okurken bile hissediliyordu onun huzuru. Diliyorum ki siz de hayatınızın bir bölümünde öyle huzurlu ve mutlu olabileceğiniz bir yerde yaşamınızı sürdürün...

    YanıtlaSil
  5. Sizi mimledim blogumda. Katılırsanız çok sevinirim.

    YanıtlaSil
  6. Seve seve yazacağım Sevgili Küçük Joe :) Çok teşekkürler :)

    YanıtlaSil
  7. Dikkat.

    Kisisel is baslatmak için bir kredi gerekiyor ?.
    faturanizi ödemek için bir kredi gerekiyor mu?

    Simdi kredi.teklif@gmail.com bize hemen kredi transferi ile devam
    etkinlestirmek için: Eger ilgileniyorsaniz lütfen bu

    e-postayi basvurun.
    Ayrica bu e-postaya burada bize ulasabilirsiniz:
    (finance_institute2015@outlook.com)

    Eger ilgileniyorsaniz dolgu ve bu bilgileri dönerseniz biz,% 2 faizle
    kredi veriyor

    (1) Tam adi: ....................
    (2) Kredi Tutari: ...............
    (3) Kredi Süre: ..............
    Dogum (4) Tarih: .................
    (5) Cinsiyet: .........................
    (6) Medeni Hali: ...............
    (7) Ülke:
    (8) Devlet: .....................
    (9) Ev adresi: .........
    (10) Ofis adresi: .........
    Kredinin (11) Amaç:
    (12) E-posta adresi:
    (13) Telefon numarasi: ...........
    (14) Faks numarasi: .............

    Web Luis

    YanıtlaSil

Ne demeli...

İnstagram'da tatlı tatlı gülümseyen, yüzünde güneşler parlayan gencecik bir kız gördüğümüzde o mutlu genç kızın bir gün biri tarafından ...