Tatil adam olana birşey öğretmez çünkü tatil birşey öğrenmek için yapılmaz. Eğlenirsin, dinlenirsin, güneşin altında serilip yatarsın, suya dalarsın ve bütün bunları yaparken gündelik yaşamı unutmak için olağanüstü bir gayret sarfedersin. Döndüğünde ise hayatını kocaman bir çöplüğe çeviren herşeyden kurtulduğun yanılsamasına tüm kalbinle inanarak kaldığın yerden devam edersin. Evet tatil budur. Ya da tatil yaparken olması gereken budur diyelim.
Amma velakin tatilde havuzun kenarında oturup yeni planlar yapanlara da rastlanır pekala. Tüm hayatını kısacık beş günde düzelteceğine inanan akıl dışı pozitif enerji yüklü insanlardır bunlar. Bu modeller, geride bıraktıkları herşeyden öylesine çok sıkılmışlardır ki ve hatta hayatları ellerinden durdurulamaz biçimde öylesine kaymaktadır ki tatili fırsat bilip o beş gün içerisinde yaptıkları hataları bulmaya, o hataları düzeltmeye bu da yetmezmiş gibi hayata karşı yeni bir strateji geliştirmeye çabalarlar. Bu nedenle havuzun içinde çılgınca çırıpınıp duran çocuklara bakarak onlarda var olan neşenin kaynağını bulmaya onu kendi hayatlarına adapte etmeye yeniden çocukca bir neşeye kavuşmaya özlem duyarlar.
Bu tiplerin otel odaları ile de başları derttedir. Öylesine yerleşik bir yaşamı benimsemişlerdirler ki bavullarını bir tişört bulmak için darmadağın ederlerken göçebe kavimlerin nasıl yaşadıkları üzerine kafa patlatırlar. Bir yandan herşeyden uzaklaşmak ve hatta mümkün olsa sahip oldukları herşeyi yakmayı düşünecek kadar yaşamından sıkıldıkları günleri anımsarken bir yandan da evlerini ve düzenlerini neden bu kadar özlediklerini merak ederler. Başlarına dert olduğunu sandıkları tüm eşyalarına derin bir bağla bağlı olduklarına mı yansınlar, otel odalarında kendilerini bu kadar öksüz hissettiklerine mi kederlensinler karar vermezler.
Tüm bunlar kafalarının içinde olup biterken sanmayın ki tatili kendilerine zindan etmektedirler. Hayatı sürekli anlamaya çalışan kafaları bir yandan yeni bir enerji ile dolarken diğer yandan da ne güneşten ne sudan ne de bilimum tatil olanaklarından geri dururlar. Sabahları spora giderler ve yürüyüş bandının üzerinde hayaller kurarlar. Çünkü atacakları ilk adımın tohumunun bir hayalle başladığını bilirler. Havuza girer ve yüzerken o yorgun beyinlerine ve kalplerine herşeyin su gibi duru ve ferahlatıcı olacağı telkinini verirler. Geceleri yorgun başlarına yastığa koyar ve hayatlarını planlamaya kaldıkları yerden devam ederler.
Planlar... Planlar... Planlar... İşte bazılarımızın tatilden anladığı budur. Sıkıcı ve tekdüze hayatlarımızın bir yerinde verilen moladır tatil. Tüm eski alışkanlıklara veda, yeni başlangıçlara davettir. Benim de tam olarak yaptığım buydu. Neler planladın ya da yeni stratejin neler diye sormayın çünkü bu soruya cevap vermem. Sadece şunu söyleyebilirim, korkularınla yüzleş, daha cesur ol ve kalbini hep iyi tut...
fotoğraf: tatilhattı
Bir de tatilin insana iyi gelmesi gerek tabii kedicim, e o zaman kim tutar bizi?
YanıtlaSiltatil hayatının bir yerinde yaşantının değişmesidir kısa da olsa o mekana o ana ayak uyduruyor insan ama tabi şezlong başında gelecek günleri düşünmedende edemiyor insan tatil geçiçi kalıcı olan fani dünya oluyor elimizde :(
YanıtlaSilah tatil çalışmamın amacıdır yalnızca!!
YanıtlaSilTatil size çok iyi gelmiş anlaşılan :) kesinlikle tatil insanın çalışma hayatında güzel es'tir :)
YanıtlaSilMerhaba, kabul edersen mimledim:)
YanıtlaSilhttp://ozgurvedemetdemet.blogspot.com/2012/08/kotu-hissetme-mimi.html
Tatil statüsünde olan çalışmak olmalı, tatile de günlük hayat demeliyiz!:) tey tey tey:)
YanıtlaSil