Çok tuhaf bir rüyaydı. Üzerinden yıllar geçse de unutamayacağınız rüyalardan biriydi. Ve kime anlatmışsam farklı bir şekilde yorumladı. Kimi hayra kimi şerre yordu, kimi ise bana şüpheyle baktı.
Yaşlı bir köpeği yanan bir sobanın içine atmakla başlıyordu rüya. Öncesi var mıydı, anımsamıyorum. Ve birden sanki bilinçsiz yapılmış bir şeyin ayırdına varmış gibi panik ve korkuyla o sobanın içinden tüyleri biraz yanmış o zavallıyı çıkarmakla devam ediyordu. Onu sobaya ben mi atmıştım yoksa atılmasına seyirci mi kalmıştım orası meçhul. Hangisi olursa olsun farkeder mi zaten? Bir kötülük yapmakla kötülüğe seyirci kalmak arasında fark var mı? Onu oradan çıkardım ve gürül gürül akan bir suyla acısını almaya çalıştım. Su ne kadar çoksa gözyaşı da o kadar çoktu.
İnsan böyle bir rüya gördüğünde iki şey düşünüyor: içimde benim henüz bilmediğim bir kötülük mü var? Ve bu rüya yaptığım ama henüz farkında olmadığım bir kötülüğün mü işareti? Ve bu soruları kendince ne kadar yanıtlasa da asla tatmin edici bir cevaba ulaşamıyor. Sadece o kısacık rüya üzerine kafa patlatmakla kalıyor. Bir de kendimizi ne kadar tanıdığımızı sansak da bunun bir yanılgı olduğu gerçeğiyle yüz yüze kalmakla...
"Bunu asla yapmam" diyebilirim hiç bir terddüt duymadan. Çünkü böylesi korkunç bir şeyi yapacak kadar vicdandan yoksun olmadığımı biliyorum. Can taşıyan her şeyin kıymetli ve en az benim kadar yaşam hakkı olduğunu biliyorum. Ve burada canlı olan her şeye ne kadar saygı duyduğumu anlatacak örnekler vermeye girişmeyeceğim. Çünkü nedense hala içimizdeki iyi olan şeylerin anlatıldığı vakit inandırıcılığını, doğallığını yitirdiğine inananlardanım. Hatta bununla da kalmayıp anlatılan iyiliklerin böbürlenmeye vasıta olduğunda değerinden değer yitirdiğini düşünürüm. Tıpkı paslanan metaller gibi üzerinin istenmeyen bir şeyle örtüldüğünü ve sonsuza dek yitip gittiğini de öyle.
Tüm bunlara rağmen bu rüyayı yorumlamakta güçlük çekiyorum. Aklıma gelen en iyi yorum; farkında olmadan birini incittiğim ve telafi etmek için uğraşacağım oluyor ama sobanın, ateşin, suyun ve köpeğin neden bu şekilde sembolize edildiğini bir türlü bulamıyorum. Rüyalarını anımsamayan biri olmanın aslında daha iyi olabileceğini düşünüyorum. Çünkü, rüyalar belki de kendimizle yüzleşmenin bir yolu. Ya da kaçtığımız her şeyin daha da karmaşıklaşarak beynimizin kuytularında saklandığının işareti. Bilemiyorum...
Resim: Paul Jonkers
aslında su yanık yeri daha da acıtır, acıtmaz mı benim aklımda öyle kalmış... tamam farkındayım rüyanın yorumuna bir katkım olmadığı gibi bir de kafa karıştırdım. bazen niyet iyi olsa da sonuç kötü olabilr ya, belki de rüyan böyle bir duruma dikkat çekiyordu. olamaz mı?
YanıtlaSilSevgili Aydan Atlayan Kedi,
YanıtlaSil"Köpek" bence dostluğu simgeliyor. Yaşlı olması ise aklıma eski bir dost olasılığını getirdi. Bence eski dostunuzla ilgili bir sorun bilinçaltınızı etkiledi ve uykuda karşınıza çıktı. Olabilir mi?
Suç işlemek kadar, suça seyirci kalmak da aynı derecede kötü.
Ancak yazılarınızdan ikisini de yapmayacak kadar güzel bir yüreğiniz olduğunu biliyorum.
Okurken, yazarken eski dostlarımıza yeterince zaman ayıramamanın sıkıntısıdır bu...
Sevgilerimle.
EVREN: Geçen hafta aynen söylediğin gibi bir durumla karşılaştım. İyi niyetle yapılmış bir davranış sonucu istemeden çok sevdiğim birini incittim. ona açıkladım ve herşey yoluna girdi. En korktuğum şeydir bu iyi niyetin tersine yorumlanması. Korktuğum için de hep olur :)
YanıtlaSilAYSEMA: Şimdi sizin ve Evren'in yorumunu birleştirince rüya netleşti. Eski bir dostun istemeden kırılan kalbi ve onu tamir etmek için nasıl uğraştığım ve buna ne kadar üzüldüğüm. Evet rüya bunun işaretiydi. Çok teşekkür ederim güzel sözlerinize.
Kedicim, ne garip, o kadar benzer bir rüya görmüştüm ki......rüyanı ilgiyle okudum, yorumlarınsa içime benzer şeyleri paylaşmanın huzurunu verdi:D
YanıtlaSilrüyemda, çok sevdiğim canın (köpeğm), arka budunu yiyordum.........acılar içindeydi, yatığımın farkındaydım yada farkına vardım, duyduğum utancı, vicdan azabını anlatamam, kanlar akıyordu, topallıyordu...çok kötü bir rüyaydı.
üzerine düşünmek bile istemedim. geleneksel rüya tabiri yöntemi ile, birinin dedikodusunu yaptım galiba dedim içimden.
tek bir benden oluştuğumuz yanılgısı rüyalarımızla reddediliyor galiba. Tamamen iyi yada kötü olmak bana pek mümkün gelmiyor. aslında içimizde bastırdığımız, arada bir förtleyen cadılar,canavarlar ve vampriler var. bunları yoksaymanın reddetmenin bedeli ağır olur gibi geliyor. belkide ikimizde içimizdeki siyah ve veyazı ve onların çatışmasını gördük:D yöntemler epey farklı ama:D canlı canlı sobaya atmak ve canlı canlı yemek. bu yöntemlerin üzerine bir düşünmek lazım valla kedicim. ama bi hata yapılmış olsa bile vicdan üstün gelmiş..
"Ve burada canlı olan her şeye ne kadar saygı duyduğumu anlatacak örnekler vermeye girişmeyeceğim. Çünkü nedense hala içimizdeki iyi olan şeylerin anlatıldığı vakit inandırıcılığını, doğallığını yitirdiğine inananlardanım. Hatta bununla da kalmayıp anlatılan iyiliklerin böbürlenmeye vasıta olduğunda değerinden değer yitirdiğini düşünürüm. Tıpkı paslanan metaller gibi üzerinin istenmeyen bir şeyle örtüldüğünü ve sonsuza dek yitip gittiğini de öyle." işte bu cümle beni huzura götüren. hayata en çok öenm verdiğim şeylerden birini öyle güzel tanımlamışsın ki, o kelimelri okurken aldığım hazzı sana anlatamam. sağolasın kedicik.
Sonradan ne düşündüm biliyor musun? Böyle bir rüyadan bunca rahatsız olmuş olmak aslında iyi bir şey. Ama rüya işte deyip geçiştirmemek vicdanın hala herşeyden önce geldiğinin bir işareti. İçimizde her daim savaş var. İyi ve kötünün savaşı. Ve vicdanın birlikleri ne kadar güçlü olursa savaş hep iyinin lehine sonuçlanacak. İnsan biraz üzerine düşününce kendi rüyalarından kendinde hiç bilmediği yönleri açığa çıkarıyor. Belki de rüyalar kilitli kapılarımızın anahtarlarıdır.
YanıtlaSilgariptir ki ben sana yorumumu yazdıktan sonra eşim "hadi gel fight club'ı seyredelim" dedi ve seyrettik bu da iyi bir çakışmaydı, sanki bişeyler dersimi her yönden iyice belletiyor.
YanıtlaSilKöpek göremk iyidir, dosta yorulur acaba, bir dostla ilgili bir şey mi çıkacak?
YanıtlaSilHayrolsun Kedicim:))
Not: Rüyayı anlatış biçimin bile şahane:)
GUGUK KUŞU: Hayat tuhaf di mi? Bir şey oluyor ve gözümüze gözümüze sokuyor onu. Ya da belki yeni farkında olduğumuz aslında hep orada duruyor da biz bunları tesadüf sanıyoruz. garip...
YanıtlaSilÖZLEM: Çıktı çıktı rüya sonunda. Birini incitmişim. ama telefi ettim geç olmadan. Çok teşekkür ederim Özlem'ciğim :)