20 Haziran 2015

gamze

Lisede bir çocuk vardı. Gözler iki yeşil zeytin. Yanaklarda sanki o yeşil zeytinlerin çekirdeklerini atasın diye iki minik çukur. Ne zaman karşılaşsak gülümserdik birbirimize. Oysa birbirimizin adını, sınıfını dahi bilmezdik. Gülümseyişimizin sebebi ikimizinde yanaklarında aynı çukurun olmasıydı. Bazen birbirini hiç tanımayan insanları başkalarının farkında bile olmadığı küçük benzerlikler birbirine yaklaştırıyor galiba. Bizi de gamzelerimiz incecik, görünmez bir bağla yaklaştırıyordu sanırım. O iki minik çukur benim kafamda belki de ruhsal bir benzerliğin işaretiydi. Onunla hiç konuşmadık. Ne ben ona adını sordum ne de o bana. Öyle kafamın içindeki gibi kaldı herşey. Onun kafasında ne vardı, bunu hiç bilemedim..

Aynı lisede bir kız vardı. Kızı hiç görmemiştim ama herkes beni onunla karıştırıyordu. Fena halde merak ediyordum kızı. Bu kadar insan kendinden gayet emin bir şekilde beni o sanıyorsa eğer, çok benziyor olmalıydık. Bir gün karşılaştık ve birbirimize bakıp donup kaldık. Aynaya bakıyor gibiydim. Hiç bilmediğim çok korkutucu bir duyguydu. Tek kelime etmeden farklı yönlere kaçar gibi gittik. Sanırım o da rahatsız olmuştu. Kendimizi hep tek sanıyoruz ya bizden bir tane daha olduğu duygusu fena halde can sıkıcıydı. Bir daha karşılaşmadık. Belki de bilinçli olarak kaçmışızdır bilemiyorum.  

Şimdi düşünüyorum da belki de o iki yeşil zeytini çocukça bir sezgiyle "ya ruhen aynıysak" diye tanımaktan kaçınmışımdır. Zira fiziksel olarak aynım olan biri ile karşılaşmıştım ve beni çok rahatsız etmişti. Ruhen aynım olan biri ile karşılaşsam ne hissederdim, bu da mı o zaman bana korkutucu gelirdi? Belki o zaman öyle düşünmüşüdür. Ruhen benzer olmanın korkutucu değil büyüleyici olduğunu çok sonra öğrendim. Büyük birşeyin parçası olmak gibi, tamamlanmak gibi birşeydi ruhsal benzerlik... Zaten aynılık diye birşey söz konusu olamazdı. Büyük oranda benzelik söz konusu olurdu olsa olsa. Dediğim gibi bu çok güzel birşeydi. 

Sanıyorum fiziksel benzerlik "benden bir tane var" duygumuzu, yani değerli olma duygumuzu zedeliyor. Ama ruhsal benzerlik yalnızlık duygumuzu alıyor. Bu yüzden fiziksel olarak benzerimizden kaçarken, ruhsal olarak benzerlerimizi durmaksızın arıyoruz. Hem dünyada bir tek olmak hem de yalnız kalmamak büyük bir şeyin parçası olmak istiyoruz... İnsanoğlu işte...

Resim: Catrin Welz-Stein 


6 yorum:

  1. izlemediysen fena halde orphan black dizisini öneriyorum sana.

    YanıtlaSil
  2. İzlemem mi? Bayılıyorum o diziye :)

    YanıtlaSil
  3. Çok güzel anlatmışsınız.

    YanıtlaSil
  4. Çok teşekkür ederim Sevgili Asortik Krep :)

    YanıtlaSil
  5. Çok güzel bir yazı olmuş. Yüreğinize saglik

    YanıtlaSil
  6. Çok teşekkür ederim Sevgili Narkissos :)

    YanıtlaSil

Ne demeli...

İnstagram'da tatlı tatlı gülümseyen, yüzünde güneşler parlayan gencecik bir kız gördüğümüzde o mutlu genç kızın bir gün biri tarafından ...