07 Ocak 2021

Derviş gibi


Bu çok bir zor bir süreç ve bence herkesi değiştirdi. Öyle ya her an hastalanabileceğini ve belki de ölebileceğini bilmek kimi değiştirmez ki? İnsanların çoğunun hayatı ve yaşamın amacını, anlamını sorguladığını sanıyorum. Eğer sorgulamamış olan varsa onu da alnından öpüyorum. Zira o ki hayatın akışının üzerinden kayıp gitmesine izin veren, her ne olursa olsun aslanlar gibi yoluna devam edendir. Ben o aslanlardan biri olamadım maalesef. Sorularının sonunda bir şey buldun mu bari paylaş hele de biz de bilelim diyen olursa karman çorman bir araba laf ederim ki sonunda ne o bir şey anlar ne de ben. En iyisi herkesi kendi soruları kendi anlamları ve kendi var oluş hikayesi ile bırakmak. 

Bir süre çilehanede çile dolduran dervişler gibi yaşadım. O sıkıntı sandığım günlerin şimdi bir armağan olduğunu düşünüyorum. Eskiden ne bulursa anlatan ben şimdi pek az konuşan, sustuğunda ve dinlediğinde daha huzurlu hisseden biri haline geldim. Öyle çok sustum ki boğazımda biriken kelimeler bir yumru haline gelip beni boğacak sandım. Bunu anladığımda bir defter ve bir kalem aldım ne bulursam yazdım. Anlamsız anlamlı içimdeki her şeyi kustum yaprakların üzerine. Alev alev yanan bir günde başımın üzerine biri bir şemsiye tutmuş gibi ferahladım. Sonra yine sustum. İyi geldi. Şimdi de çok gerekmedikçe konuşasım yok. Daha çok dinleyesim var sanki. Sessiz sandığımız pek çok şeyin bile kendine özgü bir sesi var sanki. Ben susarsam, aklımı da susturursam sanki hepsi dile gelecek. Bugüne dek anlamadıklarım aşikar olacak ve dünya kendini olduğu gibi gösterecek bana, benim görmek istediğim gibi değil. 

Çilehanemden çıkıp insanlar arasına dönünce her şey başka göründü gözüme. Saçma olan ne varsa sanki birbirine eklenip bir sistem oluşturmuş gibi geldi. İki kişinin yaşadığı sorunu dinledim ve aklım almadı neyi tartıştıklarını. İş yaptım ve bu işin neye hizmet ettiğini de anlamadım. Alışveriş çılgınlarının bu kadar eşyayı evlerinde nereye sığdırdıklarını merak ettim. Ve daha bir dolu şey. "İnsanlardan uzak daha iyiydim" dedim ama sonra "yiğitsen insanlar içinde aynı huzuru yakala da görelim seni aslan parçası "dedim kendime. Tahammülsüzdüm ve hala öyleyim. İçi dolu olmayan gürültülü sohbetlerden içim şişiyordu hala şişiyor. Kibirli miyim diyorum bazen kendime ya kibirli değilim yorgunum sadece. 

Şimdi başka bir çilehanedeyim diyorum. Arı kovanı gibi vızıldayan insan sesleriyle çevrelenmiş bir çilehanede. Kimsenin birbirini dinlemediği, bu yüzden de anlamadığı, anlamak için çaba göstermediği, hep haklı olmaktan başka bir derdi olmayan bir çilehanede... Nasıl baş edeceğimi bilmiyorum ama bunu da öğrenirim elbet diyorum. Bazen kulak tıkamayı, insanları oldukları gibi kabul etmeyi, bu kabul edişten dolayı da kimseye şaşırmamayı öğrenirim diye umuyorum. Sesler varken üzerimden kayıp giderler elbet diyorum, gürültüyü bir süre sonra duymam herhalde diyorum... O yüzlerinde huzur olan adamlara, kadınlara nasıl imreniyorum. Hep aynı "olur bunlar" gülümsemesinden söz ediyorum. Bu bir yetenek mi acaba yoksa öğrenilebilen bir şey mi? Ben bunu öğrenmek için uğraşıyorum...

Fotoğraf: Pexels

4 yorum:

  1. senin kadar içe kapanmasam da benzer bir bunalım yaşadım ben de. hani demişsin ya iki insanın sorunlarını dinledim ne için tartıştıklarını anlamadım diye bu bana oluyordu hep zaten ama artık her şey daha anlamsız gelmeye başladı. insanların davranışlarının çoğu bana saçma ve anlamsız geliyordu ama artık daha fazlası için böyle düşünüyorum. üzüldükleri, kavga ettikleri, bencillik ettikleri, kıyameti koparttıkları şeylerin çoğu o kadar anlamsız ki karşılarında sorunları dinlerken bazen kendimi aşırı duygusuz muyum diye sorguluyorum. onları anlayamamak benim hatam mı diye sorguluyorum. sanırım yaşanılan bu süreç hayatı daha derinden görüp sorgulamanın yollarını açıyor ve diğer şeyler önemini kaybediyor. yine de pandeminin başlangıcında yaşadığım panik ve karamsarlığı artık yaşamıyorum biraz daha sakinim. canımı sıkan tek şey insanların vurdumduymaz ve bencil halleri. sabrımı zorladıklarında çözümü sessizce uzaklaşmakta buluyorum tartışacak laf anlatacak gücüm kalmıyor. ama ruha iyi gelen insanlar da var elbette iyi ki varlar. hayatı ciddiye almak lazım ama aynı zamanda şiir gibi naif sakin yaşamak lazım. gereksiz kavgalar, gereksiz hırslar insanları da çevresini de sadece yıpratır o zaman da bunlardan uzak durmak en iyi çözüm olabilir. onlara sabrederken harcadığımız vakti ruhumuza gerçekten iyi gelen insanlara ayıralım daha iyi.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. "hayatı ciddiye almak lazım ama aynı zamanda şiir gibi naif sakin yaşamak lazım." Ne kadar doğru ve ne kadar güzel bir cümle. Benim de tek hedefim bu.

      Sil
  2. Yaşadığımız her şey değiştiriyor bizi farketmesek de ya da bazen farkında olup endişeye kapılıyoruz sanırım. Bu sürecin iyi ve kötü birçok şeye sebep olduğu aşikar ama umalım ki bundan sonra güzel şeyler olsun...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de bunu umuyorum dahası inanıyorum da güzel şeyler olacağına.

      Sil

Ne demeli...

İnstagram'da tatlı tatlı gülümseyen, yüzünde güneşler parlayan gencecik bir kız gördüğümüzde o mutlu genç kızın bir gün biri tarafından ...