Babamı kaybettikten birkaç hafta sonra işe döndüm. İşe doğru yol alırken hayatın nasıl da eskisi gibi devam ettiğine hayret ettiğimi hatırlıyorum. O acıdan sonra sandım ki benim başıma yıkılan dünya artık eskisi gibi olmayacak. Oysa her şey aynen devam ediyordu. Hayretim dış dünyadan kendime kaydı, garip olan hayatın devam edişi değil benim kendimi nasıl da dünyanın merkezi sanışımdı.
Az önce artık kimse blog okumuyor yazmanın ne mantığı var diye düşünürken aklıma geldi. Hala kendimi dünyanın merkezi sanıyordum. Öyle ya ben blog okumuyorum diye kimse artık okumuyor sanıyorum. Aslında bilmiyorum belki de haklıyımdır, kimse okumuyordur. İlgi alanları çok başka yerlere kaymıştır. Kimsenin sabrı ve ilgisi yoktur ya da ne bileyim hayat işte herkesi başka bir yöne savurmuştur.
Olsun ben yazayım aklımdakini dedim yine de. Günlük olsun. Ne zaman ne düşünmüşüm döner bakarım belki kim bilir. Ya da belki birileri okur bir kardeşlik doğar aynı duyguyu hissetmekten dolayı. Kendimizi küçücük hissettiğimiz koca dünyada belki de bir kelimenin dokunuşu şifa olur birbirimize. Bazen oluyor bana çünkü, kafamın içinde dönüp duran bir soruya, kalbimi daraltan bir sıkıntıya birinin bir cümlesi, bir kelimesi ilaç oluyor. Neden olmasın ki?
Dünya bana bir şiddet topu gibi görünüyor. Sanki herkes birbirinin gırtlağını sıkıyormuş da herkes kötülüğe boğazına kadar batmış gibi geliyor. Bunu, dün bir dizide evsiz barksız bir adamın elinden tutup onun ve çocuklarının karnını doyuran bir başka adımı görüp de gözlerim dolduğunda fark ettim. Dünya pek o kadar kötü bir yer olmayabilir aslında dedim. Olan şu belki aslında; gözümüze sadece kötülük sokuluyor. Kimse iyi bir şeylerden söz etmiyor. Ama ben burada bunu yapmak istiyorum ki iyi olan ve iyi düşünen insanlar kabuklarına çekilip dünyaya küskün küskün bakmaktan vazgeçsinler. İyi olan kazansın istiyorum. İyi olan daha çok göz önünde olsun ve iyi olandan daha çok söz edilsin. Çünkü biliyorum ki en çok neyden konuşuluyorsa o bizi sarıp kuşatıyor. Kimse artık adalete inanmıyor kimse birbirine güvenmiyor ve kimse birinden gelecek yardımın ardından başka bir şey olmadığından emin olamıyor. Bence bunu değiştirmeliyiz. Kolay mı? Değil. Ama denemeye değmez mi?
Nasıl ve ne yapacağımı bilmiyorum. Tek amacım güzel ve iyi şeylerden söz edebilmek. 2021 için blog planım bu. Umarım gerçek olur.
Güzel ve sağlık dolu bir yıl olsun. İyilik ve sevgiyle dolu olsun.
Fotoğraf: pexels
İyi yıllar olsun. Babana da rahmet olsun. Benim babamın da yarın ölüm yıldönümü 5 yıl bitiyor. Hayat her ne yaşarsak yaşalım devam ediyor..
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Babanıza Allah'tan rahmet diliyorum. Hayat devam ediyor evet ama ben 10 yıl oldu hala acısını duyuyorum. Birini kaybetmek çok zor. İnsan nasıl başa çıkacağını bilemiyor.
Silgönlünüzce olsun...
YanıtlaSilBen de pek okumuyor ve yazmıyordum açıkçası kendime gömülmüş durumdaydım, okumak istediğimdeyse kimse kalmamış gibi hissettim, bu blogun kimsesiz kalmayışına nasıl sevindim anlatamam :)
Gel yeniden başlayalım. Blogları yeniden canlandıralım ne dersin? Çok sevgiler.
SilOkuyoruz Kedicim ya, hatta her gün olmasa da yazıyoruz ve senin eksikliğini hissediyoruz. Dön aramıza, mutlu oluruz. Çok sevgiler, sağlıklı yıllar...
YanıtlaSilDöneyim bence de Leylağım. Aslında ben de çok eksik hissediyorum kendimi yazmadan, blog okumadan. Çok sevgiler, sağlık, huzur ve neşe dolu yıllarımız olsun.
SilBiz buradayız, yazıyoruz ve okuyoruz.
YanıtlaSilYeni yılda da burada olacağız.
Sevgiler. :)
Umuyorum ki ben de artık burada olacağım. Çok sevgiler :)
SilYazıyor olmanız çok değerli. Yalnız değilsiniz, hiçbirimiz yalnız değiliz bu hissettiklerimizde.. Sevgiler.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Sevgiler :)
SilÇok güzel bir yazı olmuş. Teşekürler..
YanıtlaSilBen teşekkür ederim. Sevgiler :)
Silhaklısınız artık kimse blog okumuyor, ben dahil. İnternet sayfasının kaydettiğim yer imlerinde bir düzen verim derken - başak burcu olmak böyle birşey :) - 2014 yılından kalma blog listemde okuduğum 2. yazı oldunuz. bence bu çok güzel. Okumayı seven bunda inzava eden ruhlar için şahane. Vakit ayırsam da bende başlasam. Dalından sararıp düşen dünyanın dönüşünü hissetmediğimiz gibi zaman rüzgarından ordan oraya sürüklenen yapraklarımın tonlarından bende bahsetsem.Bugün yem yeşil desem, bugün kızgın,kızarık, bügün durgun sararmış, ertesi gün tup turuncu hayat doluyum desem. Topraga düşüp, çürümeden bir şey desem.
YanıtlaSilTembel miyiz yoksa umudumuzu mu yitirdik ya da herşey anlamını mı kaybetti bilemiyorum ama elimiz nedense yazmaya varmıyor. Bir toparlansak aslında belki de yeniden başlatacağız blogların altın çağını da ne bileyim olmuyor işte.
Sil