Dün dolmuşta yine başıma bir olay geldi. Zaten ne zaman dolmuşa binsem birileri beni delirtmek için elinden geleni yapıyor. Özenle koruduğum "manevi değerlerimi" incitmek için herşeyi yapıyor namussuzlar. Ben de kafa göz dalmak zorunda kalıyorum. Haklıyım ama. Manevi değerlerim dedim, orada bir duracaksın.
Bakın anlatayım da haklı mıyım haksız mıyım siz karar verin. Daha dolmuşa adımımı atar atmaz başladı olaylar. Dolmuş şoförü bana ablacığım dedi. Daha duyar duymaz yapıştırdım ağzına iki tane. "Ulan ben nereden senin ablan oluyorum, ağzını topla yoksa o ağzını bir daha toplanmayacak şekilde dağıtırım" dedim. Haklıyım.
Neyse şoför ağzının kanını silip "tövbe estağrullah" diyerek yola koyuldu. Yolculardan, en azından kadın olanlarından, alkış bekliyordum ama "cık cık cık" şeklinde garip, anlamlandıramadığım sesler çıkardılar. Herhalde "aferin biz yapamazdık o yaptı. Kadınlık gururumuzu korudu" demek istediler. Göğsüm kabara kabara geçti aralarından. Oturacak hiç yer yoktu. Bir genç adamın başında dikildim bir kaç dakika. Bir de şort giymiş ahlaksız rezil öylece oturmaya devam ediyor. Şort diyorum şort duydun mu, hem de dolmuşta. Öfkeden deliye döndüm tabii. Baktım kalkmaya niyeti yok onunda suratına tekmeyi yapıştırdım doğal olarak. Ama yine haklıyım bir bayan ayakta dururken sen oturursan hem de öyle şortlu şortlu oturursan tekmeyi yersin işte böyle. Bence yine haklıyım. Adamı omuzundan tuttuğum gibi kaldırdım ve güzelce yerleştim. "Öteye git de üzerime kan damlatma" diye de uyardım, onu da akıl edemez bu şimdi. Elbette bu cümleyi söylerken yumruğumu göstermeyi de ihmal etmedim. Pis terbiyesiz. Benim değerlerimi umursamayan ahlaksız rezil. Şunu bir anlayamadılar, benim değerlerimi bilmek ve saygı göstermek zorundalar. Bunlar kendilerini ne sanıyorlar hiç anlamış değilim. Hayret yani...
İyi ki etek giymemişim diye düşündüm. Zaten pek etek giymem. Pantolon daha iyi. Hem pantolon giyersen ona buna tekme atma hakkına sahip oluyorsun. Öyle etek ya da şort falan giyersen de her zaman her yerde pantolonlular tarafından tekmelenme hakkın da baki tabi. Ah bir de bıyıklarım olaydı daha iyiydi. O zaman bak neler neler yapabilirdim. Bıyık ve pantolon bana her hakkı tanırdı. Canımın istediğini döver çok canım çekerse öldürürdüm. Manevi değerlerim, pantolon ve bıyığımın gururu dedim mi herkes orada bir dururdu. Kim ne yapacak bana canım, adam sen de...
Neyse dolmuş fazla kan kokmaya başlamıştı ki indim. Manevi değerlerimi kirlettikleri gibi üzerimi de kirletmişlerdi bu insanlar. Üzerimdeki kanı gören biri yaklaşıp "İyi misiniz" diye sordu. "Sana ne ulan" deyip onun da gözünü patlattım. "Herşeyime karışmayın" dedim "sana ne iyi miyim değil miyim?" O sırada yanımda bir polis belirdi. Cebimden "manevi değerlerim" kartını çıkardım. Beni tutup arabaya bindirdi nedense ve götürüp dağın tepesinde bir ormana bıraktı. "Yapmayın etmeyin" dediysem de gözümün yaşına bakmadı. "Madem insanlara saygı göstermeyi bilmiyorsun onlarla bir arada da yaşama hakkın yok. Burada tek başına yaşa ve sakın geri dönme. Senin gibilerin insanların arasında yeri yok" dedi ve çekti gitti. "Ama... ben... manevi değerlerim... " diye mırıldandıysam da birşey değişmedi. Herkes layığını bulurmuş peh... Ne layığı, benim layık olduğum yer burası mıydı allasen. Beni insanların kraliçesi yapmaları gerekirken buraya attılar. Manevi değerlerimle ben artık başbaşayız.
manevi değer önemli tabii ki herkes bilmek zorunda bir de ona göre hareket etmek zorunda zira kuru kuru saygı yetmez...
YanıtlaSilBen kendimi iyi ifade edememişim anlaşılan :) Neyse saygılarımı sunuyorum size.
SilBu yazı büyük ironiler yarattı. :))
YanıtlaSilNe gibi?
Silkafam karıştı yahu?
YanıtlaSilanlayamıyorum...