İyiyim ben. Zaman zaman nehri yadırgayan bir balık olsam da yüzüp gidiyorum. Erken uyanıyorum hep olduğu gibi. Mavi günlere açıyorum gözlerimi. Öylece duruyorum sabahın ışıklarının içine içine aktığı nehrin tam ortasında. Suya süzülen gün ışığında yıkanıyor, pullarımın üzerinde oynaşan ışıkla sarhoş oluyorum.
"Yüz yüz yüz" diyorum kendime sonra, tıpkı inat eden bir arabayı iten birine benziyorum. O ilk gayret olunca dostum gerisi gelir, biliyorum. Artık direnmeyi bırakınca akıntıya nehir senin annen oluyor bunu da biliyorum. Bu yüzden artık bilerek ve direnmeden yüzüyor, yüzüyor ve yüzüyorum.
Sonra gün ortası taşkını oluyorum. Yüzdükçe coşuyor, coştukça yüzüyorum. Tutamayıp kendimi bir nara patlatıyorum nehrin göğsüne sonra, tüm balıklarla kardeş oluyorum. Turuncu pullar ve gümüşler, altınla sırmalanmış olanlar ve menekşe gibi insanın içine işleyen mor pullarla karışıp harman oluyorum. Bu taşkınlar korosuyla ben de kendimden taşıyorum.
Ve akıyor sular akıyor zaman, lacivert bir battaniye ile üzerimi örtüyorum. Göğün yıldızları yansıyor sulara onlardan kendime gerdanlık yapıyorum. Yıldız tozlarına bulanıyorum sonra rüyalara dalıyorum.
Ben iyiyim dostum, böyleyim işte. Nehrin göğsünde yaşayıp gidiyorum...
nehri yadırgamak mı =)
YanıtlaSilbalık olup da yaşayabilecek nehir bulmak ne güzel. şanslısın.
Şu koca nehirde hepimiz küçük gümüş pullu balıklar değil miyiz?
YanıtlaSilBen kendi pınarımda takılıyorum:D Suyun akışına göre yolumu belirliyorum.. artik direnmeyi bıraktım.. su nereye ben oraya:D
YanıtlaSilNemo geldi aklima, ve onun babasinin arkadasi Dorry; yüzmeye devaam eet! Yüzmeye devaam ett! diyen :)
YanıtlaSil'Yüzdükçe coşuyor, coştukça yüzüyorum'a bayildim, 'yüzmek' deyince nedense icim hop ediyor.
Hayat...Suya direnen balıkta yoktur ayrıca...
YanıtlaSilEllerine sağlık, çok güzeldi yine..
PİNO: Tıpkı suyun akışına olduğu gibi hayatın akışına da direnmek mümkün değil aslında. Kırılmamak için esnek olmalı insan ve batmamak için de koyuvermeli kendini sulara... Su o kadar da zalim değil...
YanıtlaSilDEMET: Nemo'yu çok sevmiştim ve biz insanların da o balıklara benzediğimizi düşünmüştüm yaşam denen şu koca okyanusun içinde. Çok teşekkür ederim...
BRAJESHWARİ: Kesinlikle kesinlikle... Ne güzel söyledin; Hayat suya direnen balıkta yoktur...
Çok teşekkür ederim...
Yazını okurken dinlendiğimi hissettim. Sanki okumadım da kelimeler önümden akıp gitti. Çok dingin bir yazı olmuş. Yüreğine sağlık.
YanıtlaSilkaçıncı denemem bilemiyorum acemiyim blog da ama sana son kez yazmak istedim harika yazmışın gerçekten seni tanımak isterdim
YanıtlaSilhttp://hayallerinbittigiyer.blogcu.com/
YanıtlaSilbende burda yazmaya başladım. vaktiniz olursa bakabilirmisiniz
KAKULE: Çok teşekkür ederim.
YanıtlaSilADSIZ: Elbette bakarım :)
Walla ablacım sana bir itirafta bulunayım hep hayata karşı direnmek gerekiyor diyorum ama kafamı kaldırıp dışarı baktığımda o kadar çok karamsar ve umutsuz insan var ki korkuyorum. Bu kişiler gölgeleriyle hayatlarımıza dahil her yere nüfuz etmiş. Korkuyorum bu yüzden. Bir nehirde aynı suyla iki defa yıkanmaz iken, bunu ters çeirip yıkanabilme stabilitesini sağlamışların dünyası, bize empoze etmeye çalıştıkları ile durgun gösteriyor bu hayatı bana.
YanıtlaSilFarkındayım bu yorum ile bende umutsuz ve hayalsizim ama yapanların en sevdiklerin dahi olduğunu görünce insanın umutsuzluğa karşı direnci düşüyor.
Sevgilerle,nice umutlu güzel dinamik bayramlara yine çok iyiydi herşeye rağmen...
Sana bir mimim var kedii..En kısa sürede cevaplaman dileği ile :)
YanıtlaSilLİBERTER KEDİ: Amman kedicim amman o umutsuzlara bakıp aldanma. Umutsuz olmak gibi bir lüksümüz yok, mücadeleden vazgeçmek gibi bir lüksümüz hiç yok. Çünkü, hayat karanlıklar içinde geçirmek için çok kısa...
YanıtlaSilGüzel bayramların olsun canım kedicik...
N.E.S: Mim yanıtlanmıştır efendim :) İyi bayramlar ve sevgiler...