15 Nisan 2008

Hayati tehlike


Siyah bir şahinin içinde bol tozlu bir yolda ilerliyoruz. Şoför aniden frene basıyor. Ön cam ve ben burun buruna geliyoruz. O tozlu yoldan kıvrılarak yaklaşık 1,5 metrelik bir yılan geçiyor. Siyah ve tüyler ürpertici. Güzel mi korkunç mu karar vermek zor ama gerçekten tüyler ürpertici. "Bu dağ başında bu korkunç yaratıkla bir başıma kalmış olsam ne yapardım?" diye geçiyor aklımdan.


İnsan korktuğunda can havliyle kaçar mı yoksa dizlerinin bağı mı çözülür? Ya ben? Ben ne yapardım? Hiç böyle hayati bir tehlikeyle burun buruna gelmedim ki? 34 yıl yaşayıp da hayatının tehlikeye girmiş olmaması ne büyük bir şans.

Ya bundan sonra? Bu şanslı 34 yıldan sonra? Kalp krizi, kanser, tarfik kazası, akrep ve yılanlar, yüksekten düşmek? Hangisi ya da hangileri? Yoksa hiçbiri mi?

Bunu şimdiden bilmemek en iyisi? Beklemeli ve görmeli...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Ne demeli...

İnstagram'da tatlı tatlı gülümseyen, yüzünde güneşler parlayan gencecik bir kız gördüğümüzde o mutlu genç kızın bir gün biri tarafından ...