Bir şeyin, herhangi bir şeyin, üzerine gün ışığı düştüğü vakit seni anımsıyorum. İçime ılık bir bahar günü doluyor böyle zamanlarda, dünya aydınlanıyor, ölgün topraktan yemyeşil otlar fışkırıyor, pembe pembe çiçeklerle doluyor ağaçlar... Neden?
İnsan, sevgili dostum, kalbinin ortasında her daim böyle bir gün ışığı olsun istiyor. Acıyla kasılmışken yüzü onu hatırlamak ve yeniden hayata ait olmak istiyor. Umutlarını yitirmiş öylece kalakaldığı hayatın ortasında tutunduğu bir şey olsun istiyor... Ve bu yüzden, pek kıymetli dostum, saflığı yitirmemiş o ışığı tıpkı kırılgan, narin bir şeymiş gibi, her gözden uzak tutmak, kalbin ortasına ama en derinine saklamak istiyor.
Sevmek her yiğidin harcı değil kıymetlim. Zor bir uğraş. Bir kere delice bir inadın olması gerekiyor. Dünyanın tüm bu pisliğine, çamuruna rağmen sevmek vallahi herkesin harcı değil. Hiç baktın mı insanların yüzlerine. Bak lütfen. Işığını yitirip kararmış pek çok insan göreceksin. Sesindeki yumuşaklığı kaybetmiş, dilleri zehir zemberek adamlar göreceksin. Öfkeden beslenen ve o yakıcı öfke olmadan öleceklerini sanan pek çok zavallı görüp şaşıracaksın. Oysa böyle mi bizim hamurumuz? Değil. Bizi insan yapan o kocaman cüsselerimiz mi? Kesinlikle değil. O minicik ışık bizi biz yapan. Ha öyle minicik deyip de geçme ha, şefkat var onun içinde, sevgi var, merhamet var, iyilik ve güzellik var, var oğlu var anlayacağın.
Şöyle bir bakınca, yüksek bir binanın üzerine çıkıp "neyi paylaşamıyorsunuz ulan?" diye bağırmak istiyor musun sen de? Sahi neyi paylaşamıyorlar. Koca dünyayı kim kimin canına okuyacak yarışmasına çevirmenin ne manası var? "Ceplerinizi doldurdunuz pek güzel, kocaman evlerde birbirinize seslenseniz duyamayacağınız kadar kocaman evlerde yaşadınız ne ala, en güzel yemeği yediniz afiyet olsun, dünyanın görülmedik köşesini bırakmadınız gözünüz bayram etsin de bütün bunları kimlerin üzerine basıp, kimleri mahvederek yaptınız siz bana ondan haberin verin." diyesin gelmiyor mu senin de? Öleceksin bir gün güzel kardeşim. Kalbinde kapkara bir lekeyle ölüp gideceksin. Güzel ol be kardeşim, güzel yaşa, namuslu yaşa, onurlu yaşa, kırıp incitme parçalama insanların yaşamlarını o kara hırsın uğruna.
Bana diyorlar ki neden sevmiyorsun insanları? Yoo ben insan seviyorum. Benim sevmediklerim başka, benim sevmediklerim insanlıktan çıkanlar. Ve sayıları oldukça fazla olduğu için insan sevmiyor gibi görünüyorum, farkındayım. Ama bunu demeden önce "insan" nedir, onu tanımlayın kendi içinizde. Düşün bakalım insan nedir? Ve bak etrafına gördüklerinden kaçı gerçekten insan?
foto: pixabay
O yüsek binaya çıkıp neyi paylaşamadıklarını sormayı çok istiyorum tüm cevapları biliyor olsam da. Sevme güç bir uğraş ama her detayına değer. Sonunda sevgi olacaksa tüm zorluklara değer. Harika bir yazıydı, teşekkürler.
YanıtlaSilBloğunuzu yeni keşfettim, paylaşımlarımı keşfetmeniz için bloğuma beklerim.
YanıtlaSilMerhabalar 🤗 Daha sade ve ferah bir yaşam için https://www.tarz2.com/sadelesme-uzerine-kitap-tavsiyeleri linkindeki kitapları keşfedebilirsiniz. Keyifli okumalar dileriz. 💚
YanıtlaSilmail atıyorum fakat bir türlü ulaşmıyor :) kelimelere dökemediklerimi gördüğüm için mutluyum.
YanıtlaSilaydanatlayankedi1@gmail.com
SilAttığım hiç bir slogan, gitmesi gereken yere gitmiyor. Sanki tek başına miting yapmaya karar vermiş çılgın belediye başkan adayı gibi hissediyorum bu aralar kendimi. Okuduklarım biraz rahatlattı beni. Halen insan tanımını sorgulayan insanların olması sevindirici.
YanıtlaSilİnsan için Zaman Su gibi akıp geçiyor. Herzaman insan geçmişi özler.
YanıtlaSilBlogunuzu yeni keşfettim ve hemen takibe aldım.Zamanınız var ise sizi de beklerim ve bundan büyük mutluluk duyarım,sağlıcakla kalın.
YanıtlaSilhttps://dizifilmkitaptavsiye.blogspot.com/
Yeni başladım ve okuduğum en güzel blog
YanıtlaSilharika blog ve yayınlar
YanıtlaSil👌👌👌
YanıtlaSilGünlük ne kadar hit alıyorsunuz ortalama?
YanıtlaSilyebblog.blogspot.com güncel teknoloji ve spor haberleri sitemi ziyaret etmeyi unutmayın
Günlük ne kadar hit alıyorsunuz ortalama?
YanıtlaSilyebblog.blogspot.com güncel teknoloji ve spor haberleri sitemi ziyaret etmeyi unutmayın
Merhabalar,
YanıtlaSilDünyanın en büyük yazarlarından kabul edilen Rus Yazar Fyodor Mihayloviç Dostoyevski’nin 1866’da yayımlanan ve güncelliğini hiç yitirmeyen ölümsüz eseri Suç ve Ceza adlı romanından hafızama kazınan 20 alıntıyı okumanız için sizinle de paylaşmak istedim: http://www.ebrubektasoglu.com/yazi/dostoyevskinin-suc-ve-ceza-romanindan-hafizama-kazinan-20-alinti/
‘’Sonra öğrendim bunun asla olmayacağını, insanların değişmeyeceğini ve onları kimsenin değiştiremeyeceğini ve bunun çabalamaya değmediğini. Evet, böyledir.’’ En çok da bu cümle hafızamda yer edinmişti. İnsanları olduğu gibi kabul etmemiz ve değiştiremeyeceğimiz şeyler için kendimizi üzmememiz gerekir.
Umuyorum keyifle okursunuz,
sağlıkla kalın.
Doğum gününüz ne zaman😊Yeni yazılar gelse özledik...
YanıtlaSilYazılarınızı özledik nerelerdesiniz🙋🏻♀️Bir de doğum gününüz ne zaman blogunuzu okurken hep merak etmişimdir😊
YanıtlaSilYazılarınızı özledik...
YanıtlaSil